29 Mart 2009 tarihinde yerel seçimler yapılacak. Aynı zamanda bu tarihten sonra Kavlaklı ile Karacasu beldeleri de merkez ilçe Belediye sınırları içine girecek.
Yani merkez ilçe Belediyesinin hizmet alanı daha da büyüyecek. Gelecekte Büyük şehir olmanın da küçük bir provası 2009 ile 2014 yılları arasında yaşanacak.
2014 yılında ise büyük bir ihtimalle Türkiye AB’nin kapısını tamamen aralamış olacak. Ya o tarihte girmiş olacağız ya da sürecin sonuna gelinecek.
5 yıl insan yaşamında çok uzun bir süre değildir.
Gerek şartların zorlaması, gerekse de Merkezi hükümetin zorlaması buna ilave olarak da AB uyum süreci Kahramanmaraş’ta gözle görülür ciddi değişimlere de sahne olacaktır.
Belediye yönetimleri ekip ve kadro ile mümkündür.
İyi bir ekip ve kadro kuramayan Belediye Başkanları ne denli hizmet ortaya koyarsa koysun, vatandaşını memnun edemez.
Bugün için Kahramanmaraş kent merkezini mercek altına alacak olsak, ve geçen 5 yılda yapılan hizmetleri sıralayacak olsak, sanırım birkaç sayfa tutar diye düşünüyorum.
Yani birkaç sayfayı tutan bir yatırımı gerçekleştiren Belediye Başkanı Mustafa Poyraz aynı oranda toplumda sempati oluşturabildi mi?
Ben kadere inanan bir insanım.
Eğer kader sizi bir yerlerden alıp ve rüyasını göremediğin makamlara getirebiliyorsa bu sizin bireysel başarınız değil, kaderin size yazdığıdır.
Bu gün için buna en yakın iki siyasi ismi örnek gösterebilirim. Bu isimler Mehmet Sabancı ile Mete Eskigün’dür.
Her iki isimde siyaset yaptıkları dönem itibariyle çok güçlülerdi. Ama kaderlerine baktığımızda siyaseten her iki isimde arzu ettikleri yerlere gelemediler.
Bu kaderin cilvesi değil de nedir?
Ama kaderi değiştirme noktasında hiçbir çabası olmayan, her şeyi ile teslim olan ve bir çok insanın dönüp bakmadığı, kabul etmediği sıralara peki diyen insanların bu gün milletvekili olduklarını hepimiz biliyoruz.
O halde listeye girmek yada girememek o kadar da önemli değildir. Önemli olan inandığın için mücadele etmektir.
Kısmetin varsa, önüne kimse engel olamaz. Kimsenin gücü de yetmez.
Nasıl bir memleket ki; “her önüne gelen bir kamuoyu yoklama sonucu söylüyor!”
Ben bir gazeteci olarak, bana gelen birinci el bilgiler ile etrafta ifade edilen rakamlar taban tabana zıt.
Aday adaylarının kimi Cumhurbaşkanından söz almış, kimisi Başbakandan söz almış, kimisi bir başkasından bir başka farklı desteği almış gözüküyor.
Bu varsayımlara inanacak olsak, ya da dikkate alacak olsak Başbakanın son dönemlerde söylediği sözlerin sanki hiçbir hükmü yokmuş gibi bir varsayım ortaya çıkıyor.
Şöyle ki; Başbakan son dönemde hizmet Belediyeciliği noktasında “Gidin Kahramanmaraş’a hizmeti görün!” diye ifadeler kullanıyor ve bunları bizler TV’de canlı yayınlarda izliyoruz.
Şimdi bu ifadeler fasa fiso mu?
Bu durumda hangi aklı selim vatandaş, mevcut Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ın şansı yok, listeye giremez, listeye girmesi, aday gösterilmesi mümkün değil der?
Ben bu yazıları yazdıktan bir saat sonra Ak Parti eski merkez ilçe Başkanı sevgili kardeşim Fatih Erkoç’da belediye Başkanlığı aday adaylık başvurusunu yapacak.
Ak Parti’den olduğu kadar diğer partilerden aday olan, aday adayı olan her Kahramanmaraşlı arkadaşımızın ortak bir derdi vardır. “Bu derdin adı; Kahramanmaraş’a en iyi hizmeti yapmak!”
Şimdi bunca kaliteli isimlerin var olduğu kentimizde aday kim olursa olsun, kim Belediye başkanı olursa olsun, başarılı olması için iyi bir belediye meclisine ihtiyaç vardır.
Bu seçilen Belediye Meclis üyeleri bir firmanın temsilcisi gibi davranacaksa, onun dışında hiçbir konu ile ilgilenmeyecekse, kendisine gönderilen Meclis gündemi ile ilgili zarfları toplantı anında açacaksa, her denilen söze de “sadece el kaldıracaksa” Belediye başkanı ne kadar donanımlı olursa olsun orada ters giden bir şeyler olacaktır.
1984 yılından bu yana Kahramanmaraş Belediye Meclis toplantılarını sürekli takip eden tek gazeteciyimdir.
Son zamanlarda bu hastalığı sevgili kardeşim Mustafa Şirin ile Mehmet Fiskeci abiye de bulaştırdım.
Size mevcut Belediye Meclisinin fotoğrafını anlatayım. Mevcut üyeler isterse bana kızsınlar, küssünler. Ama samimiyetimden şüphe etmesinler. Ben gözlemlerimi yazıyorum.
Evet…” Yönetim ile kopuk bir meclis var ortada. İmar müdürlüğü ayrı bir eyalet, Gelir müdürlüğü de öyle. Gündemden daha çok gündem dışı konular yer alıyor. Bu çok yanlış bir şey. Gündem 10 madde ise ilave edilen 15 madde oluyor. Sonuç; sadece el kaldırılıyor”
Sonra ne oluyor söyleyeyim mi?
“Müfettiş raporlarında yazılanlara “biz bunu hak etmedik” deniliyor!”
Sevgili meclis üyeleri siz bunları hak etmediniz de, ben mi hak ettim?
Sen halkın oyuyla gelmiş bir Belediye Meclis üyesi olarak, Meclis gündemi ile ilgili zarfı toplantı anında açarsan, önüne gelenlerden orada haberin olursa, gün öncesinde belediye gelerek gündem ile ilgili bilgi almayıp ve dersine çalışmazsan, işte alacağın karnede zayıf olacaktır.
Belediye Meclis toplantılarında Başkan Poyraz’ın eleştirildiğine hiç şahit olmadım. Ama toplantı bittikten sonra eleştirildiğini gördüm. Eleştiri yapan arkadaşlara şunu söyledim. “Siz toplantı da neden bunları söylemediniz?”
Tık yok!...
Eğer Kahramanmaraş Belediyesinden iyi hizmet almak istiyorsak, kendine güvenen, ben bu kente katkı yapmak istiyorum diyen her insan Belediye Meclisine müracat etmeli, Kent konseyinin çeşitli birimlerine katkı yapmalıdır.
Biz bilgi birikimlerimizi, bizle birlikte mezara gömmeyi seviyoruz.
Ve sadece konuşuyoruz.
Risk almıyoruz.
Elimizi taşın altına koymuyoruz.
Sonra da kalkıp yönetimleri eleştiriyoruz.
Sokakta sade vatandaşın yakınmalarına ve eleştirilerine saygı duyarım. Ama soruna çözüm noktasında katkı koyma imkanı ve gücü olanların eleştirilerine ise saygı göstermem.
Çünkü onlar çözüme katkı yapacak kadar güçlüler.
Öyle değil mi?
Bir Belediye Meclis üyesi yakınabilir mi?
Bir iktidar partisinin her hangi bir yerinde görevli, yönetici yakınabilir mi?
Kardeşim sizlerin görevi sorunu çözmektir.
Yakınmak ve eleştirmek muhalefetin görevidir.
Yoksa siz muhalefette mi olduğunuzu sanıyorsunuz?
Ben Kahramanmaraş’ın 2009-2014 sürecinin daha iyi olacağını düşünüyor ve geleceğe umutla bakıyorum.
Seçilen kim olursa olsun, global baskı bir çok hizmetin gelişine katkı yapacaktır.
İnsanlar da alın yazgısına göre bir yerlere seçilirler.
Lütfen bunu da unutmayalım.