Yaşamak ne demek? Kaliteli yaşam, mutlu yaşam, gün geçirmek?
Rahmetli babaannem geçirdiği her gün için “bir tuğla daha düştü” derdi.
Ben biraz daha değiştirip binaya bir tuğla daha diyorum.
Benim etrafımda ki pek çok insan yaşantısından oldukça memnun görünüyor. Bunların büyük kısmı şükür yeteneğini geliştirenler, bir kısmı kendinden yukarıdakilere değilde aşağıdakilere bakanlar.
İnsan tabii bir şekilde kendine bir mutluluk formülü bulur.
Bir kısım daha var ki uzun süredir bunları yazmak istiyordum. Yazmayacağım. Öyle güzel bir metin buldum ki.. sizlerle onu paylaşırsam yazmak istediklerim satırlara dökülmüş olacak.
Şairimiz Neruda, öyle yeşile bak ibret al şairlerinden değil, hazır mısınız?
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler.
Vicdanlarında hoşgörü barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına teslim olanlar
Her gün aynı yoldan yürüyenler
Ufuklarını genişletmeyen ve ilerletmeyenler
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile giremeyenler
Bir yabancı ile konuşmayanlar
Yavaş yavaş ölürler
Heyecandan kaçınanlar
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki parıltıyı görmek
İstemekten kaçınanlar
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta ve işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına
Çıkmamış olanlar
Gökten üç elma düştü. Sahiplenmek isteyenin önünde engel yok.