1976 yılında, arkadaşlarla oturuyorduk. Abdurrahim Karakoç’un, Adıyaman’dan gelirken araçlarının köprüden nehire yuvarlandığı, Karakoç’un Maraş Devlet Hastanesine kaldırıldığı haberi geldi. Hemen hastaneye gittim. Ciddi bir yaralanma yoktu.
-Abi hangi doktor baktı size?
-Valla doğum doktoru nöbetçiymiş, o baktı!
-Ne dedi peki?
-Valla üstün körü muayeden sonra, hiç konuşma, dedi.
-Tabi, doğum doktoru muayene ederse sizin ne diyeceğinizi tahmin etmiş olacak ki onun için de, ağzını açma, demiştir. Abi kaza nasıl oldu?
-Çok bir şey hatırlamıyorum. Yeni şiirlerim vardı, onlar suya aktı.
-Abi desene, Yunus Emre gibi, siz de şiirlerinizin bir kısmını suya verdiniz.
Güldü:
-Yook, yook! Benim şiirlerimde bazı siyasilerin adı geçiyordu, temizlesin diye suya saldım, dedi.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere esen kalın, mutlu kalın.. Gülümsemeyi de unutmayın...