Bazı tipler vardır hiç kimseyi beğenmezler. Bu türlerin işi gücü sürekli birilerini eleştirmektir. Kimseyi beğenmedikleri gibi yapılan hiçbir işi de takdir etmezler. Aslında bir halttan anladıkları da yoktur. Gel sen yap dersin, yapamazlar. Becerebildikleri tek şey eleştirmektir. Kimseye faydaları dokunmaz, ne kokar ne bulaşırlar.
Bu yaratıklarla karşılaşmaktan sizi de beni de Allah korusun ama her zaman her yerde karşılaşmak da mümkün. Dün yakalandım birisine. Koray Korkmaz Beyefendinin üniversite sokağındaki sigorta dükkânında otururken düştüm belaya. Az buçuk tanıyorum adamı. Selam sabahtan sonra kendince bir mevzu attı ortaya. “Seçim sonuçları nasıl olur sence Hoca?” deyiverdi. “Bilmem dedim” usulca. Haklısın; “Oy verilecek parti de yok ki Hoca” diyerek devam etti. “Yirmi yıldan beri belediye ellerinde be hoca, dokuz yıldan beri de tek başına iktidar adamlar. Bir çivi mi çaktılar sanki Maraş’a.” Sesimi biraz yükselterek; “bu kadarı da haksızlık olmaz mı?” diyecek oldum beni duymadı bile. “Başbakanın Maraş’tan başka her yer için birçok projeleri var. Maraş’a gelince tık yok. Antep yolu yirmi beş yıldan beri bitirilemedi ki Maraş- Göksun yolu bitirilebilsin. Maraş sorunlar yumağına dönmüş Hoca. Kışın hava kirliliği dayanılmaz boyutlara ulaşıyor. Şehirlerarası ulaşım karadan da havadan da tam bir çile. Şehir içi trafik ise insanı canından bezdiriyor. Çarşıya pazara çıkan insanlar arabasını park edecek bir park yeri bile bulamıyorlar. Eğitimde neredeyse Hakkâri’yi geçeceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM Başkanlığı 2009 yılına kadar illerin SBS ve ÖSS başarı sıralamasını yayınlardı. İnsanlarda bilirdi kendi şehirlerindeki eğitimin gidişatını. Şeffaf yönetim diye bar bar bağıran bu iktidar 2009 yılından beri illerin eğitimdeki başarı sıralamasını yayınlamıyor. Ne kadar gizlerlerse gizlesinler, hakikatleri saklayamazlar değil mi Hoca?”
“Allahtan kork be birader, bu kadar haksızlık yapma” diyecek oldum, adam tekrar aldı sözü ağzımdan. “Bu Nevzat Pakdil ve Mehmet Sağlam Maraş için ne yaptılar da tekrar aday koydular bunları Hoca? Meydanlardan acımasızca eleştirilen Süleyman Demirel’in kurmaylarından birisi değil mi bu Mehmet Sağlam? Bilmiyorsan aç biyografisini oku.
1980–1984 yıllarında, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Sekreterliği, sonra sırasıyla Gazi Üniversitesi Dekanı, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Başkanı ve YÖK Başkanı oluyor. 08 Ocak 1996 da 20. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Kahramanmaraş Milletvekili ve 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetin de 28 Haziran 1996–30 Haziran 1997 tarihleri arasında ise Milli Eğitim Bakanı oluyor.”
Oldukça sinirlendim. Ses tonumu yükselterek; “Demirel’le ne ilgisi var kardeşim? Demirel 1993 yılında siyaseti bıraktı. Cumhur Başkanı oldu. Sayın Sağlam Demirel’le beraber hiç siyaset yapmadı. Bu kadar da olmaz ki. Böyle her konuda yalan yanlış işkembeden atılmaz ki” dedim. Ama nafile, adamda utanma da, sıkılma da yok. Ben onu bunu karalamaktan vaz geçer diye beklerken O sazı tekrar aldı eline. “ Peki, şairin kızına ne diyeceksin Hoca? Maraş’ı bilmez, tanımaz. Siyaseten bir birikimi yok. Maraş’ın sorunlarını bilmez. Hiçbir konuda uzmanlığı yok. Sayın Başbakan sağlığında Şaire söz vermiş. Sana ne kardeşim. Benim Milletvekillerimin üzerinden elini çek. Meclise gidince ne yapacak bu kardeşimiz. Entelektüel bir birikime sahip değil. Siyasetçi hiç değil. Seçilir giderse Ankara’ya, bir daha zor döner yönünü Maraş’a. Keşke yedi uyurlar olsaydı dedirtir bu adaylar adama be Hoca.”
Baktım susacak gibi değil nadan. Usulca kaçayım yanından derken kendi kendime, sözü MHP ye getirdi bu kez. “Devlet Bahçeli ile bir yere varamazsınız kardeşim. AKP Allahtan büyük bir yanlış yaptı. Kasetleri sürdü meydana. Tutmadı, millet itibar etmedi bu kaset düzmecesine. Üstelik Sayın Başbakan normalde milliyetçi söylemleri hiç ağzına almazken şimdilerde ağzından hiç düşürmemesine de kızıyor seçmen. Millet Habur’u unutmadı. Çuvalı unutmadı. Mehmetçiğin kar demeden kış demeden başlattığı sınır ötesi hareketin durduruluşunu hiç unutmadı. Ermenistan’la yaşanılan flörtü, Azerbaycan’la yaşanan dargınlığı hiç unutmadı bu millet. Allah yüzünüze baktı da Kılıçdaroğlu kimyasını bozdu Başbakanın. Başbakan yanlış üstüne yanlış yapıyor da, Bahçeli’ye rağmen oylarınız artıyor. Nisan ayında bir vekil çıkaracak gücünüz yokken bu gün iki vekiliniz garanti. Biraz daha çalışsınlar iki de CHP çıkartacak.”
Adam abuk sabuk konuşuyor. Susturmam mümkün değil. Özür dileyerek ayrıldım yanından. Ama kafamda karışmadı değil hani. Ya doğruysa adamın dedikleri? Ya gerçekten doğruysa adam… Pazara ne kaldı şurada. Bekleyip göreceğiz elbette.