Afet Konutları ve Mehmet Çiçek

.

Kendi namı hesabıma konuşuyorum; “Özel İdare Genel sekreterliği” için biçilmiş bir kaftandı.

Ne varki, ne bürokrasi ne de siyasiler bu genç müdürün hakkını teslim etmediler.

Ben bu şehirde köyle, köylülerle en içli dışlı olan birisiyim. Bir kaç gün once Erkenez Mahallesinde yaptırılan 74 Afet konutunda hak sahibi olanların bir çoğunu tanırım. Onlar ise beni daha iyi tanırlar.

Çünkü o bölgeye hizmetin gelmesi için çok çok mücadelem oldu. 1980 yılından bu yana Vali Celal Güvenç, Vali Adnan Darendeliler, Vali İlhan Atış ile o bölgeye davet ettim ve o bölgelere gitmeleri gerektiğini ifade ettim ve birlikte de gittim.

Yani 1982’den bu güne kadar Kahramanmaraş’ın dört bir yanına olduğu gibi o bölgeleri de gezdim, vatandaşların dert ve sorunlarını yazıp çizdim.

Nitekim bir sure once Andırın’a bağlı Kuzgun köyünde örneği yaşadığımız sel ve selin verdiği heyelan, köylülerin evlerinin yıkılması. Kuzgun’da tekrar tekrar acılarımızın tazelendiği o terk edilmiş, yıkılmış evlerin fotoğraflarını çekerken yaşadığımız üzüntü, o insanların çaresizliği, o insanların çadırlarda yaşaması.

Ve Afet konutlarının inşaasında Bayındırlık İl Müdürü Mehmet Çiçek’in çabası.

Yüreği yanan, çaresiz, umutsuz bir biçimde her gün onlarca insanın kapısını çaldığı ve derdini rahatça anlattığı, çözümü konusunda da gayret gösterdiği Mehmet Çiçek kardeşimize teşekkür etmek istiyorum.

1986 ya da 87’li yıllarda yaptırılan bu 74 konut ile ilgili talepler alındı ve bu yönde proje çalışması başladı.

22 yıl sonra olsa bile teşekkür etmek istiyorum.

Şunu samimiyetle ifade etmem gerekirse, Mehmet Çiçek’in çabası olmasaydı bu konutlar zor yapılırdı.

Başarısı tescillenmiş, köylü vatandaşlar ile, siyasetçiler ile ve herkes ile iyi bir ilişki kurabilen Mehmet Çiçek’in Genel Sekreterliğe uygun görülmemesini hala anlayabilmiş değilim.

Bu memleketin bir ferdi olarak Mehmet Çiçek’in bu çabasından dolayı teşekkür ediyorum.

Yakında inanıyorum ki, Kuzgun köyünde yaşayan vatandaşlarımızında mağduriyetlerinin giderilmesi için bir çalışma başlatılır.

Siz bunu yaşadınız mı?

Dün saat 14.30 sularında Yeni Hükümet caddesinde yürüyorum. İyi bir yağmur yağıyor. Şemsiyem yok. Zaten şemsiye de pek kullanmam ya.

Maraş tanımı ile hızarlı yaşlı mı yaşlı bir kadın, yanında da 8 yada 9 yaşında bir kız çocuğu önümde yürüyor.

Onlarca insan karşıdan geliyor.

Bazen elini açıyor ve çoğu defa da çekiniyor galiba.

Yani her önüne gelenden para istemiyor.

Belli ki, “dilenciliği meslek haline getirenlerden” değil. Hızlandım önüne geçtim.

Elma Kafenin biraz üst tarafında kadını durdurdum. Hayırdır ana dedim.

Yüzünde yılların verdiği acılar katre katre belli oluyordu. Mahçup bir eda ve tavır ile “evladım malum bir kaç yetim var yanımda, kış geldi. Allah razı olsun Belediyeden kimisi kömür, kimisi odun getirdi. Yiyecek de veriyorlar. Ama yetimleri okutmak istiyorum. Çaresiz kaldım. El açıyorum”

Yapacak fazla bir imkanım yoktu. Yapmam gerekeni yapmaya çalıştım ve ayrıldım yanından.

Bir yarım saat geçmişti ki, yeniden sokağa çıktım Yeni Hükümet caddesini baştan aşağı dolandım ama bu yaşlı kadına rastlayamadım. Adını ve nerede yaşadığını öğrenmek istemiştim. Çünkü tanıdığım dostlarımın bu kadına yardım edeceğini biliyordum.

Ve dostlarım size bir tavsiyem; Kimseyi hor ve hakir görmeyin. Evlerinizin etrafında yaşayan komşuları takip ediniz. İhityaçları olanlara da yardım ediniz.

Çünkü yüce dinimiz emrediyor yardımlaşmayı.

Ve ben bu yaşlı kadına daha fazla bir şeyler yapma imkanım olduğu halde kaybettiğimin üzüntüsü içindeyim.

Siz siz olun ve çevrenizdeki garib gurabaya sahip çıkınız, yardım ediniz.

O zaman daha mutlu ve mesut olursunuz.

Vesselam, benden söylemesi işte!....

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri