30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99.Yıldönümünde, Cumhuriyetimizin Kurucusu ,30 Ağustos Zaferi’nin Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına selam olsun!..
Bütün şehitlerimizin ruhları şad olsun.Şu anda görev yapan Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin ‘’ER’’inden ‘’GENERAL’’ine selam olsun!..
Her türlü tabii afetlerde milletinin yanında olan Mehmetçiklere selam olsun!..
Bizler sıcak yataklarımızda, güven ve huzur içinde uyurken sınırlarımızda vatan nöbeti tutan,can ve mal güvenliğimizi sağlayan Mehmetçiklerimize selam olsun!..
Dünyanın en kahraman,en vicdanlı,en fedakar,en asil ordusuna selam olsun!..
‘’Vatan sağ olsun!..’’ diyen şehit annelerine,babalarına,şehit eşlerine ve yetimlerine,öksüzlerine selam olsun! Allah onlardan razı olsun!..
Şu anda, yurt içinde ve yurt dışında görev yapan kahraman MEHMETÇİKLER’imizi sevgi,saygı ve minnetle selamlıyorum!..
Afşin’de 30 Ağustos 1985’te, Zafer Bayramının 63. Yıldönümü kutlanacaktı.Sıcak bir gündü,havada bir parça bile bulut yoktu.Afşin protokolü saat 9.00 ‘da bugünkü Afşin Belediyesinin önünde toplanmıştı.Eskiden belediyenin önündeki göbekte Atatürk Büstü vardı.Çelenkler protokol sırasına göre büstün çevresine konurdu.Tören esnasında yol trafiğe kapatılırdı.Elçibey Caddesi henüz açılmamıştı.Afşin Belediyesi, yeni binasına taşınmıştı.Belediye Başkanı, Ana Vatan Partisi’nden Şeref Peköz’dü.Üç katlı, büyük ,güzel bir binaydı.Belediye binasının ön cephesine büyükçe iki büyük Türk Bayrağı ve Atatürk’ün asker elbiseli bir resmi asılmıştı. Bütün okullar ve resmi daireler Türk Bayrakları ile donatılmıştı.Evlerin pencerelerine,balkonlarına Türk Bayrakları asılmıştı.Törenin sunucusu bendim.
Kaymakam Ali Ülger disiplinli,Kuralları uygulayan ,tecrübeli bir Kaymakamdı.1982’de Anayasa oylaması yapılmış,Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçilmişti.Ülkede 1983’te millet vekili seçimleri,1984’te belediye seçimleri yapılmıştı ama 12 Eylül Askeri Darbesi’nin etkisi ülke yönetiminde devam ediyordu.Kaymakam Bey,beni yanına çağırdı:
---Daire müdürleri,kurum ve kuruluşların müdürleri,amirleri kılık-kıyafet yönetmeliğine uygun giyinmiş olarak Atatürk büstüne çelenklerini koyacaklardır.Çelenk taşıyıcılar da takım elbiseli olacaklardır.Hele hele kot pantolonla kimse törene katılmasın.Sorumluluk sendedir.Ayrıca törene katılmayan kurum ve kuruluşların isimlerini de ayrıca bana vereceksin.
Emir kesindi.Kaymakamlık tarafından hazırlanan listeye göre çelenkleri,Atatürk büstünün doğu cephesinde sıraya koydurdum.Kılık-kıyafet yönetmeliğine uygun olmayan görevlileri uyardım.Çelenk sunumuna yaklaşık yarım saat vardı.Bazı görevliler acele ile söylenerek,sokranarak, sakal tıraşı olmak için yakınlardaki berberlere koşuştular.Bazı görevliler de elbise teminine gittiler.Bazı görevlilerin de evleri uzak olduğundan ne yapacaklarını kara kara düşünmeye başladılar. Belediyenin önünde üç bayrak direği(gönder) vardı.Komutandan bayrakları indirmek ve göndere çekmek için üç asker görevlendirmesini istedim.Tören sırasında aksaklık olmaması için bayrakların iplerini kontrol ettirdim. Çünkü daha önceki yıllarda ipin makaradan çıkmasıyla sorun yaşamıştık.Tören öncesinde bayraklar gönderden indirildi.Vakit gelmişti.Kaymakam Bey’in izniyle çelenk sunma törenini 9.30’ da başlattım. ---Atatürk büstüne çelenk sunumu:
--İlçe Kaymakamlığı çelengi…
--İlçe Garnizon Komutanlığı çelengi…
--İlçe Belediye Başkanlığı çelengi…
--İlçe Cumhuriyet Başsavcılığı çelengi…
--İlçe Emniyet Amirliği çelengi….
--İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Çelengi…
---TBMM’de grubu bulunan partilerin çelenkleri…
Diğer kurum ve kuruluşlarının müdürleri de sırasıyla çelenklerini Atatürk büstüne sunduktan sonra:
---Sayın Kaymakamım,Sayın Garnizon Komutanım,Sayın Belediye Başkanım,kıymetli kurum müdürlerim,okul müdürlerim,sevgili öğrenciler,kıymetli Afşin halkı ve basınımızın güzide temsilcileri, şimdi sizleri Cumhuriyetimizin Kurucusu ,30 Ağustos Zafer Bayramı’nın Başkumandanı Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının,bütün şehitlerimizin manevi huzurlarında saygı duruşuna ve
İstiklal Marşımızı okumaya davet ediyorum.
Saygı duruşu yapıldı,İstiklal Marşı’mız törene katılan kurum ve kuruluşların temsilcileri,okulların bayrak,flama ve diğer öğrencilerin,askeri birliğin iştirakiyle, topluca müzik öğretmeninin yönetiminde çoşkuyla okundu.Daha sonra İlçe Garnizonundan görevli bir Üstteğmen Günün Anlam ve Önemini anlatan etkili ve güzel bir konuşma yaptı,coşkuyla alkışlandı.Okulları temsilen iki erkek ,bir kız öğrenci tarafından kahramanlık şiirleri okundu.Törene katılan bayrak-flama en önde arkasında görevli müdürlerin,öğretmenlerin ve öğrencilerin ve askeri birliğin katılımıyla geçit resmi yapıldı.Askeri birliğin muazzam yürüyüşü, törene katılan protokol ,görevliler ve halk tarafından uzunca alkışlandı:
---3O Ağutos Zafer Bayramı’nı kutlamalarının birinci bölümü burada sona ermiştir,tebriklerin kabulüne, İlçe Garnizon Komutanlığı binasında devam edilecektir.Arz ederim.
Protokolün ayağa kalkmasıyla kalabalıkta bir hareketlene oldu.Tören bittiği için trafik polisleri yolu trafiğe açtı.Makam şoförleri arabaları getirmek için koşuştular.İlçe Kaymakamı’nın makam aracı eski bir jeepti .Orta boylu ,beyaz tenli,küçük gözlü,yassı burunlu , güleç yüzlü,oldukça şişman, Kaymakam Ali Ülger,etrafa gülümseyerek Jeepe binince ,jeepin ön tarafı ağırlıktan dolayı sağ tarafa çöktü!..Protokol arabaları önde ,diğer arabalar arkasında Jandarma Komutanlığının yolunu tuttular.Garnizon Komutanlığındaki Mehmetçikler tertemiz elbiseleri ,pırıl pırıl boyalı botları ve güler yüzle, konukları kolonya ve şekerle karşıladılar. İkinci katta büyükçe bir salonda protokol ve diğer misafirler yerlerine oturdular.Katılım çok olduğundan dolayı birçok misafir ayakta kaldı.Herkes halinden memnundu.
Her sene, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda terfi eden askerlere yeni rütbeleri takılırdı.Öncelikle terfi edecek askerler salona davet edildi. Terfi eden dört askerlere yeni rütbeleri protokol sırasına göre Kaymakam,Garnizon Komutanı,Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Savcısı tarafından alkışlar eşliğinde takıldı.Böylece konuklara ikram faslı başladı.Görevli askerler tarafından çay servisi,kola,fanta ve kuru pasta ikramı yapıldı.Herkes yakınındaki kişilerle sohbete başlamıştı.
Afşin’in sevilen ve sayılan büyüklerinden ,aynı zamanda Afşin Belediyesi eski Başkanı olan Doğan Bozkurt konuşuyor, konuşmayı herkes zevkle dinliyordu. Çünkü Doğan Bozkurt , İlçede partilerüstü bir kişiliğe sahipti. Herkes ona’’ DAYI’’ diye hitap ederdi.Herkesin sevdiği ve saydığı mümtaz bir kişiydi.Afşin’de yapılan törenlerin,toplantıların her zaman başkonuğuydu.
Tören Jandarma Bölük Komutanlığında yapıldığından, Kaymakam Jandarmaların çalışma şartlarıyla ilgili bir hatıra anlattı:
---Genç bir Kaymakam, bir ilçeye atanıyor ama meslekte acemi olduğu için dilekçelerin sevki konusunda sıkıntıya düşüyor.Kaymakamlıkta görevli yaşlı müstahdem(hizmetli) bu durumun farkına varıyor.Genç Kaymakama diyor ki:
--Efendim,siz hiç merak etmeyin.Dilekçelere sizden önce ben bakarım ve dilekçeyi size sunarken hangi kuruma sevk yapacağınızı söylerim.
Müstahdem,kaymakamlığa gelen vatandaşın dilekçesini eline alıyor,okuyor ve Kaymakama dilekçeyi sunarken’’ Milli Eğitim Kaymakamım…DSİ Kaymakamım…Belediye Kaymakamım…İlçe Tarım Kaymakamım…Emniyet Amirliği Kaymakamım…Tapu Dairesi Kaymakamım…Ziraat Bankası Kaymakamım…
Günler,aylar geçiyor,Kaymakam artık sevkte sıkıntı çekmiyor,rahatlamıştır ama günün birinde bir dilekçe geliyor; dilekçe birkaç kurumu birden ilgilendiriyor.Genç Kaymakam dilekçeyi eviriyor,çeviriyor, tekrar tekrar okuyor ama hangi kuruma sevk edeceğine bir türlü karar veremiyor.Yaşlı müstahdemi çağırıyor.Dilekçeyi ona okutuyor yaşlı müstahdem de biraz tereddüt ettikten sonra diyor ki:
--Efendim,tecrübeli bir Kaymakamımız vardı.Böyle birkaç kurumu ilgilendiren çetrefilli,problemli,tam anlaşılmayan dilekçeleri Jandarmaya havale ederdi. Jandarma Kaymakam Bey!.. diyor.
Başta Jandarma Bölük Komutanı olmak üzere bütün salondakiler bu hatıraya gülüştüler…O yıllarda sigara içme yasağı yoktu.Kapalı alanlarda,dolmuşlarda, şehirlerarası otobüslerde,kapalı salon törenlerinde,resmi dairelerde,bankalarda, hatta hastanelerde bile sigara içiliyordu.Koca salon,dumanaltı dolmuştu; sigara içmeyenleri bırakın sigara içenler bile rahatsız olmuştu.Kaymakam Bey,sigara içmiyordu ama içenlere de bir şey demiyordu.Belli ki dumandan rahatsız olmuştu.Sigaranın insan sağlığına verdiği zararlardan bahsetti.Havlandırma için pencereler açıldı,sigaralar söndürüldü.İlçe müftüsü hoşsohbet,şakacı bir insandı. Kaymakam Bey’i destekleyici bir konuşma yaptı.Hatta otuz yıllık bir tiryakinin sigaraya verdiği paranın emekli ikramiyesinin iki katı olduğunu belirtti.Herkes pür dikkat Müftü Bey’i dinliyordu.Konuşmasını şöyle bağladı:
--Arkadaşlar!..Sigara içmeyenler, son nefesini hırlaya hırlaya verir ;sigara içenler ise son nefesini zırlaya zırlaya verir!.. deyince başta Kaymakam Bey, olmak üzere salondakiler gülmekten yıkıldılar…
Konuklar içinde emekli, yüksek rütbeli subaylar vardı.Anlatılan hatırlar askerlikle ilgiliydi.Askerlikte rütbe bekleme süreleri üzerinde konuşuluyordu.Afşin'in Esence Kasabası’ndanEmekli Hava Albay Durdu Mehmet Göztaş misafirler arasındaydı.İlçede, hava kuvvetlerinin ilk subaylarındandı.Başarılı bir askerlik görevinden sonra emekli olmuş ,Afşin’e yerleşmiş esnaflık yapıyordu.Herkes tarafından sevilen ve sayılan saygıdeğer bir insandı. Askeriyedeki rütbe bekleme süresini-eskiden yüzbaşı rütbesinde uzun bir süre beklendiğini- güzel bir hatırayla anlattı:
--Kara Harp Okulu’nda Öğretmen olarak görev yapan Sinan Yüzbaşı, son sınıftan Ahmet isimli öğrencisini teğmen olarak mezun ediyor.Genç Teğmen, kıta hizmetine başlıyor.Yıllar içerisinde önce üsteğmen,sonra da Yüzbaşı oluyor.Günün birinde, Kara Harp Okulu’ndan Öğretmeni olan Sinan Yüzbaşıyla, orduevinde karşılaşıyor.Esas duruşla komutanını selamlıyor.Samimi bir sohbete başlıyorlar.Eski günleri anıyorlar.Sinan Yüzbaşı, öğrencisinin de yüzbaşı rütbesiyle kendine yetiştiğini görünce, bu duruma canı sıkılıyor,daha fazla dayanamıyor , Yüzbaşıyı karşısına alıyor ve konuşmaya başlıyor:
--Ahmet Yüzbaşı, şimdi beni iyi dinle!..
Sen öğrenci,ben yüzbaşı;
sen teğmen ,ben yüzbaşı;
sen üstteğmen ,ben yüzbaşı;
sen yüzbaşı, ben yüzbaşı…
Bu 30 Ağustos’tan sonra:
sen yüzbaşı, ben binbaşı;
sen yüzbaşı ,ben yarbay;
sen yüzbaşı, ben albay ….
YETİŞ YETİŞEBİLİYORSAN!.. Demiş…
Salonda bir kahkaha tufanı koptu.Herkesin yüzü gülüyordu.Büyük Zafer’ in yıldönümü kutlanması bu güzel hatıra ile sonlandı.
Bayrakları,bayrak yapan üstündeki kandır;
Toprak,eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
(Mithat Cemal KUNTAY)
Atatürk’ün Türk ordusu
--Türk ordusu;dünyanın hiçbir ordusunda kalbi seninkinden daha temiz,daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.
Türkiye Mehmetçik’e,Mehmetçik Türk Milletine emanettir.
Yaşasın Türk milleti,yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!..
ALLAH, DEVLETİMİZE, MİLLETİMİZE ZEVAL VERMESİN. KAHRMAN ORDULARIMIZI HAVADA, KARADA, DENİZDE HER ZAMAN HER YERDE, MUZAFFER EYLESİN!..
AMİN,AMİN,AMİN…