Siyasetten anlamam, politikayı da hiç sevmem, zaten bizi bilenler bu konulara girmediğimizi de bilirler. Siz okurlar da bu kadar puslu havada yazı yazarak (Kişiye göre değişir; cesaret, aptallık, acemilik, bahtsızlık, artık ne derseniz birini yapmış oluyorum galiba) politikadan anlamadığımı görmüş oluyorsunuz.
Kimilerine göre hafta sonuna kadar gönül verdiği partinin il başkanı, kimilerine göre muhalifi olduğu görüşün azılı savunucusu, kimilerine göre vali kadar güçlü, kimilerine göre güçlü, kudretli, kimilerine göre pasif, zayıf bir adamdı Ahmet Özdemir. Bunlar beni ilgilendiren şeyler değil! Bu yüzden dengeli, gelecek planlı yazı yazmama da gerek yok. Birazdan gelecek satırlar AK Partiye gönül vermiş insanlarımızın hoşuna gitmeyebilir. Belki de yazıyı okursa Ahmet Özdemir’in de hoşuna gitmeyebilir.
Ahmet Özdemir’in kongreye saatler kala görevden el çektirilmesi, hiçbir hazırlık yapmaya fırsat sunulmadan, birlikte yürüdüğü arkadaşının yerine görev tevdi edilen Ömer Oruç Bilal Debgici’nin düştüğü zor durum ve başkan seçilmesi, K.Maraş halkının yaşananlara karşı tepkisinin ne olup olmayacağı DUAYEN GAZETECİLERİN sorup, araştırıp yazması gereken şeylerdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın neden böyle bir karara vardığı, bu kararda şehrimizdeki parti ileri gelenlerinin etkisi yahut dışardan gelen koordinatörlerin raporları ne derecede etkili olduğu gibi konular da ÜSTADLARA düşen meselelerdir. Rabbim, basınımızın güzide neferlerini Kral öldü yaşasın yeni kral pespayeliğine düşürmesin! Kalemleri keskin olsun! Allah yüreklerine cesaret, memleket sevdalarına güç ve kuvvet versin.
Hafta sonu yaşananları, bir vatandaş olarak, bir Kahramanmaraşlı olarak, baştan sona hatalı bir karar olarak görüyorum, seçim öncesi yanlış bir hamle olarak telakki ediyorum. Ve bu işin ardında birçok Ali Cengiz Oyunu olduğu kanaatindeyim. Ak Parti merkezinin ve Cumhurbaşkanımızın yanlış yönlendirilmiş olduğunu düşünüyorum. Velhasıl hafta sonu yaşanan gelişmeleri bir tarihçi olarak; Şehsuvaroğlu Ali Bey ve Şehzade Mustafa Vakılarına benzetiyorum. Kanuni Sultan Süleyman Han, Osmanlı Devleti’nin en güçlü ve kudretli hünkarı idi. Fakat devrinde yaşanan bu iki olayın hükmünü verirken, devşirme kökenli Ferhat Paşa ve Rüstem Paşa gibi fitne ve fesatlıkta ihtisas yapmış zatların ve onlara hizmet eden fesat takımının tesirinde kalmıştı. Bu iki olay, halkın gönlünde derin yaraların açılmasına neden olmuştur. Kanuni’ye olan sevgi azalmasa da merkeze ve vezirlere karşı itimatsızlığa neden olmuştur. Uzun dönem Maraş ve diğer Anadolu şehirlerinde Payitahta karşı hoşnutsuzluk hüküm sürmüştür. İncinen Anadolu halkı, Kanuni’ye olan sevgisinden dolayı olanları içine atmış, acısını yüreğine gömmüş, hükmü ilahidir diyerek kaderlerine rıza göstermişlerdir. Lakin Kanuni’den sonra durum hiçbir zaman eski haline dönmemiştir. ( Merak edenler Son Türkmen/Yavuz Sultan Selim’in Sırdaşı adlı kitabımızı okuyabilirler.) Maalesef hafta sonu yaşanan gelişmeler de benzer bir havanın şehre hakim olmasına neden olmuştur.
***
Görev süresi boyunca ( Biz gördüklerimize göre fikir beyan ederiz ve elbette kapalı kapılar ardındaki meseleler ve politikanın kirli ayak oyunları bizi ilgilendirmiyor.) ilkeli bir siyasetçi olarak kendinden söz ettiren Ahmet Özdemir, gerek kendi partisine gerek diğer partiye gönül vermiş insanlar nezdinde karşılığı olan, sözüne itibar edilen, saygı ve sevgiye mazhar olmuş bir başkan idi. 15 Temmuz gecesi ekibiyle halkın önünde darbeye karşı dik duruş sergilemiş, korkmamış ve birçokları acaba! Derken o, tereddüt dahi göstermemişti. 3 yıla yakın görev süresi içerisinde şehre ve şehrin siyasetine kattıklarıyla iz bırakan bir kişi oldu. Ben şahidim, memleketini seven, siyasette ilkeli davranan biriydi. Eşi terör bölgesinde görev yaparken, küçük çocukları da olmasına rağmen ve iktidarın tüm gücünü kullanma imkanı varken torpile tenezzül etmedi. Ülkede herkes iktidarın imkanlarından faydalanmaya çalışırken, onun eş dost ve akrabaları hatta köylüleri iktidar imkanlarından devrinde hiç faydalanamadılar. Milli ve manevi hassasiyeti yüksekti. Bir gün, Türkmen Dağı’nda şehit düşmüş Türkmen kardeşlerimizin yetimlerinin (55 Yetim Çocuk) K.Maraş getirilmesi gündeme geldiğinde bilakaydüşart yanımızda yer aldı, destek verdi. Yetimlerin yüzü gülsün diye yanımızda durdu. Öyle de oldu, yetimler sevindi, yüzü güldü. Sadece o gün, o yetimlerin gülüşü, duası sana yeter başkan! Söyleyecek çok şey var amma şimdi sabır, sebat ve sadakat vakti. Allah, doğruları sever! İz bırakmak herkese nasip olmaz! Çok şükür ki makam odanızda bir bardak çayınız bize nasip olmadı, şahsımız adına bir talep ile partide ya da başka bir yerde karşılaşmadık, aksi halde bunları yazmaya yüzüm olmazdı! Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin! Yeni başkan Ömer Oruç Bilal Debgici’ye ve ekibine yeni görevleri hayırlı olsun, memleket adına yapacakları hizmetlerde başarılar dileriz.