Ak Parti Kongresi ve Metin Doğan

.

Beklenin dışında bir olağan üstülük yok, olamazdı da.

Beklenen oldu. Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan ne dediyse o.

Başlangıçtan sonlara gelen süreç tamamına erdiriliyor gibi gözüküyor.

Partide abi kalmadı, milli görüş gömleği raftan da indirildi, “buzdolabına” kondu.

Beklenen çekişme sözlere, sonrasında yüzlere ve daha sonra listelere yansıdı.

Bazılarının deyimiyle, AK Parti, liberal muhafazakâr fikre bürünerek İslamcı kimliğini tamamen temizledi. Anaplaştı, Doğru yol gibi oldu, Demokrat parti görünümüne büründü.

Başbakan Davutoğlu,  ruh dedi, 2002 dedi, yeniden başlangıç diyecekti ki, tıkandı nefesi yetmedi. Dur dediler. Partinin sahibi var, sahibinin de sahiplenenleri.

Rahmetli Özal’ın yaptığı yapıldı, parti kalsın ama bana bağlı kalsın. Denenmiş bir düşünce, tutmamış niyet.

Güçlü bir partide başbakan olur. O başbakan lider olabilir. Olabilir ama uzun bir süre bir yerlere bağlı kalamaz. Şartlar müsaade etmez. Çevre bırakmaz.

AK Partinin lideri tartışılmaz Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’dır. Dediğinin olması doğaldır. Müdahale etmesi de.

Burada anlaşılmayan ise, gücün olduğu yerde, gücün başında Genel Başkan varken, dışarıdan gelen, sahiplenen kim olursa olsun kırılma yaratır, çatlak yaratır, kaçak oluşturur. Ve çatlak oluşmuş sızma başlamıştır, artık yama tutmaz.

Liderdir elinde tutmak ister bunun yolu da vardır elbet.

Dün olduğu gibi, bu gün de oluşturulmaya çalışıldığı şekliyle, büyüğü küçültecek, etki alanını daraltacak, konuşacakları, sorgulayacakları, itiraz edecekleri, hak sahibi gibi duranları, peşinden gidilecekleri ya saf dışı bırakacaksın, ya içine alıp asimile edeceksin, ya da itibarsızlaştırıp atacaksın, yok olmadı dejenere ederek yolları temizleyeceksin.

Evet. Aynen öyle. Buradan ötesi bellidir. Ak Parti küçülmeden Cumhurbaşkanının kontrolünde kalması zordur. Olacak da budur. Veya bir adım ötesi sonun yaklaşımıdır.

Kongre beklenenden de sakin geçti. Ülkenin koşulları malumdur. Koşullar, çekişmeyle birleşince yapalım kurtulalım mantığı ağır gelmiş olmalı ki, ne çözüm süreci, ne terör, ne ekonomik kriz, ne de insanların geldiği güvensizlik noktası, kendine salonda yer bulamadı. 50 gün sonra yapılacak seçim dahi salondakilerin aklında yok gibiydi. O anda herkesin aklında başka düşünceler.

O da belirsizlik.

Denilenler, konuşulanlar, yapılanlar üzerine çok şey denilebilir ama birazda kendimize gelelim.

Ve Kahramanmaraş Ve Metin Doğan;

Kimse beklemiyordu. Bende.

Ankara’da yakın bir dostuma, partinin ileri gelen, kuruluşundan günümüze seçilen, seçilmişlerden birine sorduğumda. Neden istifa etti ki?

“Amaaan…. çok zorlamış, fazla ısrar etmiş, kurtulalım diye tamam tamam istifa et demişler” demişti.

Siyaset işte olabilir diye düşünmedim desem yalan olur.

Şaşırdım, sevindim, Kahramanmaraş adına sevindim.

Güçlü partide, hatta her partinin üst kademesinde bir Maraşlının olması beni sevindirir, sorumluluğu taşıyabiliyor, orada oluşunun meyvelerini bölgesine aktarabiliyor, üreten olabiliyorsa bir kez daha sevinirim.

Metin Doğan geleneği bozmamış oldu. Maraş’ta Ak partide il Başkanlığı yapanlar yukarılara çıkarlar geleneğini. Ve onu belleklere yazdı. Ekip çalışmasının neler getireceğini gösterdiler. Burada Büyük şehir belediye başkanını ne kadar kutlamak gerekir ona siz karar verin. Vekilde olursa hiç şaşırmam artık.

Maraş ta siyaset yapan güçlü isimler çoğaldı, bu rekabet değil de hizmet getirirse kayıplarımızı telafi etmemiz mümkün.

Mahir Ünal Ak Partinin son döneminde siyaset yapıp söz sahibi olan biri. “zaman zaman yaptığı fiziki değişimle dahi dikkat çekmeyi biliyor, halkın tabiriyle “kirli sakalla” çıktığı kongrede en azından benim dikkatimi çekti.

Nevzat Pakdil, kuruluşundan şu ana kadar üst kademe görev almayı başaran siyasimiz.

Veysi Kaynak keza aynı. Şimdilerde birde eski vali, eski belediye başkanımız oldu. Güç arayanlara bundan daha ileri güç olmaz.

Şimdi sıra onlardadır.

Küsmemeliler, darılmamalılar, alınmamalılar, hoş görülü olmalılar, tepeden bakmamalılar, her Maraşlı onlara ulaşabilmeli, saygı görmeli, işi bitmeli.

Bunun yolu ve işlerinin kolaylaşması da, onların güç birliğiyle değişik kademelere Kahramanmaraşlı bürokratları yerleştirmeleri, onları sahiplenerek arkalarında durmalarıyla olur.

Türkiye bürokratlar tarafından yönetilmektedir biline.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri