Ak Partili Olmak Şereftir!

.

Siyaset, millete hizmet yollarından sadece birisidir. Hizmet yolları, sadece siyasetle sınırlı değil elbet. Kimi sanatla hizmet eder, kimi siyasetle, kimi eserleriyle şekillendirir, kimi fikirleriyle ışık tutar. Bu, sizin hangi alanda hizmet etmenizle alakalıdır.

Aslında “hizmetten” ne anladığınız ve siyaseti de hangi amaçla yaptığınıza da bağlıdır bu…

Eğer, siyaset halka hizmet olarak kullanacaksanız, onların insanca yaşaması için çaba harcayacaksanız,

Onların daha iyi bir ülkede, daha iyi şartlarda ve daha müreffeh bir hayat sürmesi, daha çok hak alması, daha az hakkının yenmesi mücadelesi içerisindeyseniz, sizin yaptığınız “şerefli” bir iştir.

Bu siyaseti, hangi partide yaptığınızın aslında bir önemi yok; AK Parti’de de, CHP’de de, MHP veya diğer partilerde de “bu şerefi” kazanabilirsiniz.

Ama bunu dillendiren AK Partili olunca, hali üzere “AK Parti’de siyaset yapmak, şereflerin en büyüğüdür” diyebilir.

Çünkü amacı hizmettir, halkın daha iyi yaşaması için verdiği çabadır.

Ama değilse…

Siyaseti başka amaçla kullanıyorsa,

Sırf kendi kişisel çıkarı için uğraş veriyorsa,

Hatta milletin geleceğini karartacak adımlar atıyor, atılan adımlara destek veriyorsa,

Darbeyi destekliyorsa,

Paralel yapılanmalara göz yumuyor, hatta önayak oluyorsa,

Vesayetçi sistemleri arzuluyorsa,

Ülkeyi ekonomik olarak çökertiyorsa,

Dış ülkelerle dirsek temasında bulunuyor ve kendi ülkesinin harcanmasına, milletinin geleceğinin karartılmasına destek veriyorsa…

Adaleti oyuncak ediyorsa, kendi çıkarına göre yargılıyorsa,

Şerefli bir iş yaptığı pek de söylenemez.

Bu kişinin hangi partiden olması, hangi grupta yer alması, hangi cemaatte bulunması bir şey değiştirmez; nihayetinde şerefli bir iş değildir yaptığı…

***

Bir süredir yazının başlığına aldığım “AK Partili olmak şereftir” sözü, paralel medya ve muhalif kesimde sıkça eleştirilere neden oluyor.

Bu sözü, AK Parti Milletvekillerinin çoğunluğu kullanıyor.

Son olarak AK Parti Adıyaman Milletvekili Dr. M.Murtaza Yetiş kullandı.

Paralel medyanın eleştirilerine hedef olmakta da gecikmedi.

Paralel medya, bu sözleri, “küçümser” bir şekilde eleştiri konusu yapıyor.

Halbuki burada “şerefli” olan, halka hizmettir.

Bu ifadeyi CHP’liler de, MHP’liler de, BDP’liler de, BBP’liler de “rahatlıkla” söyleyebilsin isterim.

Çünkü siyaset, insana hizmet etme aracıdır ve hizmet, şerefli bir iştir.

Oysa şerefsiz işler de var…

Halkın iradesini yok saymak mesela…

Sandıkta yenemediğini, sandık dışı yollarla alaşağı etmek gibi…

İsrail’in amacına aracı olmak, kendi ülkeni satmak da olabilir…

İnsanların dini duygularından istifade ederek, bir yapılanma içine sokup, “Allah rızası için hizmet ediyoruz” diye düşünmelerini sağlayıp, onların iyi niyetini suiistimal etmek, gücü başka amaçlarla kullanmak da olur…

Üç ağacı bahane edip, ülkenin karanlıklara sürüklenmesini de örnek gösterebiliriz…

Bugüne kadar hep inancına, değerlerine sövenlerle kol kola halka karşı durmak, halkın iradesini yok saymak ve halkın ekonomik olarak da geleceğini çalmayı da gösterebiliriz.

Bu ülkede şerefsizce yapılan müdahaleleri saymakla bitiremeyiz.

1960 müdahalesini şerefli bulmak mümkün olmadığı gibi 12 Eylül ve onun açtığı acının da şerefli olduğunu söyleyemeyiz.

28 Şubat, pek şerefli bir müdahale değildi, Ergenekon, şerefli bir yapılanmadan çok uzaktı.

Bütün vesayet rejimleri ve onun özlemcilerini “şerefli” olarak anmak, ne yazık ki mümkün değildi.

Tarih, şerefli olmayan müdahalelere de, şerefli kalkışmalara da tanıktır.

İnsanları Kürt-Türk diye ayırmak,

Renklerine göre sınıflamak,

İnançlarını sorgulamak,

Kıyafetlerini belirlemek,

Tercihlerini şekillendirmek,

Dillerine yasak koymak,

Özgürlüklerini elinden almak,

Baskı ve zorbalıkla halkı hizaya getirmek,

Korku toplumu oluşturmak,

Sınıflandırmak,

Ötelemek,

Yok saymak..

Say sayabildiğince.

İnsanların doğumuyla birlikte hak ettiği “özgürlüğü” birilerinin kendi çıkarı ve arzuları istikametinde el koyması, el koyma çabasının pek de şereflice olduğunu söylemek mümkün değildir.

Siyaset yapanlar, bütün bunların olmaması için çabalayanlardır…

Yani millete hizmet edenlerdir, güç odaklarına değil…

Ama siz “millete hizmet ediyorsanız”, hangi partide olursanız olun, inanın ki en şerefli işi yapıyorsunuz.

 

Tweetimden seçmeler

Türkiye ilk kez bu kadar kapsamlı, donanımlı ve çok ortaklı bir “sömürgeyle” karşı karşıya. Millet, kendisini “köle” görenleri bertaraf eder.

www.naifkarabatak.net

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri