Baştan belirteyim: Bu yazıyla amacım konuyu kaşımak falan değil. Ama bir çok kişi bu konudan bahsederken, şehirde bir hafta bu konu konuşulurken, önemli köşe yazarları bu konuyu köşelerine taşırken, yazı sahibinden de “üç maymunlar”ı oynaması beklenmemeli değil mi?
***
İki hafta önce www.haberilica.biz sitesinde yayınlanan ve bazı kesimlerde tsunami etkisi meydana getiren ‘Ak Parti’nin “ne oldum delisi” milletvekili’ başlıklı yazıdan bahsedeceğim.
Bilmeyenler için: O meşhur yazıyı yazan kişi bendenizim efendim.. Yani Veli Karalar kulunuz…
Aslında bir köşe yazısı olarak yazılmadı. Site adına, editöryal bir yazıydı. Ama site sahibi biz olunca, doğal olarak yazıda “köşe yazısı” gibi değerlendirildi. Varsın öyle olsun.
Yazının devamını yazacaktım. Elimde de “malzeme” vardı üstelik!
Ama anlaşılan gerek kalmadı. Hattı zatında amacımız da zaten “linç” değildi.
***
Peki o yazı durup dururken mi yazıldı?
Bir kînin, bir garezin mi ürünüydü?
Geri çevrilen bir isteğin, veyahut yapılmayan bir atamanın mı öfkesiydi?
Bütün bu soruların yanıtı Allah’a çok şükür ki “HAYIR”!
Fakat bir kişi, bir başka kişiye haksız yere, altı-astarı yokken bir takım ağır ithamlarda bulunuyorsa; bir başkası tarafından hakkında yapılan eleştiriye de tahammül edebilmelidir. Herkesin mutlaka eleştirilecek bir tarafları vardır.
Ben yazmayacağım, söz konusu Sayın Vekil çıksın, kendisi açıklasın. Kimi, nerde, ne şekilde, neye dayanarak, ne zaman, neden, neyle itham ettiğini…
***
Diğer taraftan, tehdide, kuru gürültüye, aba altından sopa göstermeye de pabuç bırakacak değiliz. Yazı, yazıldığı sitede, noktasına ve virgülüne dahi dokunulmadan olduğu gibi duruyor. Suç varsa, Türk mahkemeleri de işte orda duruyor.
Öyle “onu-bunu” araya sokarak yazı çektirmeye çalışmak ne kadar “şık” onu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum!
Bir yazı onu yazarının şerefidir. Bir insan şerefi uğruna gerekirse ölümü bile göze alamıyorsa ortalara çıkıp insanım diye dolaşmamalıdır!
***
Sahi, bir avukat; yazıyı sahiplenen Sayın Vekilin avukatı olduğunu belirten bir avukat, bana e-mail atmıştı “yazıyı geri çek” diye. Hem de iki kez! Aksi takdirde “suç duyurusunda bulunacağını” belirtiyordu.
N’oldu?
(…)
Bekliyorum Sayın Avukat!
Gözüm yollarda… Postacı gözlüyorum.
***
Gelelim o yazının altına yorum yazan bazı kişilere: “Sayın vekile ne talebiniz oldu da yok dedi ki, bu kadar şahsi kindar ve aşağılayıcı bir yazı yazdınız?” bu birincisi; “bu şekilde yazılan yazıların perde arkasında 2 şey vardır ya yazarın istediği illegal bir istek yapılmamıştır. yada muhalif bir grup yüklüce para ödemiştir…” bu da ikincisi…
Gördünüz mü?
***
İki kör karşılıklı üzüm yerlermiş. Biri diğerine demiş ki: “Niye üzümleri çifter çifter yiyorsun?” Oysa karşıdakinin üzümleri çifter çifter yediği falan yokmuş. Kendisi öyle yaptığı için karşısındakini de öyle yapıyor zannedermiş, bizim uyanık, hırsız, alçak, namussuz, adi kör!
Nasıl? Yeterli mi “iki körün üzüm yeme hikayesi”..
Anladılarsa fazla bile oldu. Yok, anlamadılarsa bu benim suçum değil!
Geçelim.
***
Bu ilk değildi. Ak Partili yönetici bazında başka kişilerde telefon açarak ve bizzat, birkaç defa, “haklarında hiç iyi şeyler yazmadığımı” söylemişlerdi. Okuyanlar bilirler, Ak Parti hakkında tepkileri göze alarak zaman zaman çok iyi şeyler yazdığımız çok olmuştur.
Ama AK Parti Hakkında!!
Zaman zaman,yazılarımdan dolayı MHP ve CHP’den de olumsuz tepkiler aldım.
Ne yapalım şimdi? Kimse memnun değil!
Yoksa ben mi yanlış yazıyorum?
***
Yazıyı fazla uzatma niyetinde değilim. Yeri gelirse başka zaman, başka yazılarda daha ayrıntılı olarak bu konulara gireriz.
Bitirmeden evvel: Malum yazı üzerine dava açma tehditlerinden haberdar olarak, köşelerinden beni destekleyen K.Maraş basınının usta kalemlerinden Sayın Mustafa Şirin’e, Sayın (Karaozan) Eshabil Karademir’e, Sayın Mehmet Fiskeci’ye ve telefonla desteklerini ileten diğer saygıdeğer gazetecilere ve elbette kıymetli okurlara teşekkürlerimi iletiyorum.
***
Daha yolun başındayız. “Toy”uz. Bunlar bizi pişirir. Ders alınması gereken yerlerinden elbette derste alırız.
Ramazan’ınız mübarek olsun. Bayramınız şimdiden kutlu olsun.
Sevgiyle kalın.