Kelime anlamı olarak “Alçaklık” yüksekliğin karşıtlığıdır esas olarak. Ama insana uyarlanış biçimi ile seviyesizliğin, onursuzluğun, omurgasızlığın, namussuzluğun, kalleşliğin, kancıklığın, onun bunun köpeği olmanın “üst kimliği”dir.
Lakin bunlarda “derece” yapmak için bir mektepten mezun olmaya ihtiyaçta yoktur. “Fırsat” ve “fıtrat” meselesidir sonuçta…
Şayet fıtratında varsa alçaklık insanın, bir fırsatını yakalaması kanidir. Suyun bulanık, havanın puslu olması tam kıvamıdır alçaklığını sergilemek için.
Bunun bariz örneklerini, içinde bulunduğumuz süreç içerisinde bolca görüyoruz.
***
Devletimiz, “din kisvesi” altında büyük bir kandırmacayla yıllarca insanlarımızın manevi duygularını sömüren eli kanlı FETÖ/PDY ile amansız bir mücadele içinde. Sistemin kılcal damarlarına kadar ustaca sızan hain örgütü söküp atmak için “olağanüstü” bir mücadele veriliyor.
Hava puslu, su bulanık…
Böyle olunca da bulanık suda balık avlamak isteyen alçaklara ve puslu havaları fırsat bilen çakallara gün doğuyor.
Hükümetin işi oldukça zor; alçaklarınki ise bir o kadar kolay. Her kademede niyet okuyuculuk, ispiyonculuk, gammazlık, iftira aldı başını gidiyor.
***
Yükseklerde bir “alçak”...
Hem de Maraş’ta doğmuş, Maraş’ın ekmeğini yemiş suyunu içmiş bir isim. Basında “yüksek” yerlere gelen biri olarak memleketine en küçük bir faydası olmuş mudur bilinmez. Fakat, 28 Şubat’ın puslu döneminde, Sibel Can için Antep’ten Antalya’ya helikopterle baklava götürecek kadar “kıvrak” ve “dindar” olan sahibi ile birlikte “zinde güçler” karşısında esas duruşa geçtiği kesin(!!)
Bu alçak kimden, nasıl, ne karşılığı bir emir almışsa almış… Şimdi işi gücü bırakmış, Ak Parti’nin ve Kahramanmaraş’ın en önemli isimlerinden biri olan Sayın Veysi Kaynak’a iftira atıp yıpratma peşinde.
İmam hatip kökenli ve Milli Görüş’ün içinde yoğrulmuş, hatta pişmiş; politikaya, “FETÖ Elebaşı Fethullah Gülen’in asla yıldızının barışmadığı Refah Partisi”nde adım atmış Başbakan Yardımcısı Sayın Veysi Kaynak’ı FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışıyor.
Yirmi yıl önce yaşanmış olayları yeniymiş gibi alçakça sunarak aklı sıra kafaları bulandırmaya, Sayın Kaynak’ın vatandaşın gönlündeki yerini zedelemeye çalışıyor.
Ama unuttuğu bir şey var: O da Sayın Başbakan Yardımcısı’nın, Kahramanmaraş kamuoyu tarafından çok sevilmesi, takdir edilmesi ve atılan iftiralara kesinlikle itibar edilmeyeceğidir.
Zaten söyledikleri mesnetsiz ve uyduruk şeyler. Sözde “delil” ve “belge” diye ortaya attıkları, daha önce Oda Tv’nin karanlık dehlizlerinde hazırlanan aslı ve aslı astarı olmayan, “kötü bir senaryo”dan daha öte geçmeyen; yalan, iftira ve “çamur at izi kalsın” türünden başka bir şey değil.
***
Geçmişte benzeri “tezgah” Sayın Mahir Ünal’a da kurulmuştu. Ancak tutmadı, tutmayacak. Bu şehir, yetiştirerek devletin en üst noktasına kadar taşıdığı insanlara sahip çıkacak ve asla yedirmeyecektir.
Gün, Sayın Kaynak’a sahip çıkma günüdür.
Çünkü Sayın Kaynak Maraş’ın yetiştirdiği ender insanlardan biridir ve Maraş’ın devletteki yüzüdür. İtibarsızlaştırılmasına ve yıpratılmasına müsaade edilmemelidir.
Bu nedenle sivil toplum örgütleri, Ak Parti teşkilatları, belediye başkanları ve milletvekilleri en kısa zamanda yapacakları basın açıklamaları ile Sayın Kaynak’a sahip çıkmalıdır, arkasında durmalıdır; yapılan alçaklıklara ve saldırılara “hoşt” demelidir.
Hoşçakalın