31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan seçimle; Belediyelerimize Başkan ve Meclis Üyeleri, Mahallelerimize ise Muhtar seçeceğiz. Vatandaş olarak yapacağımız iş tam tamına bu. Ne bir eksik nede bir fazla…
Oy kullanacak olan seçmenler 31 Mart 2019 Pazar günü kendi seçim bölgelerinde kurulan sandığa giderek belki çok iyi tanıdığı, belki çocukluğundan beri arkadaşlık yaptığı, belki de hısımı yani akrabası olan bir adaya oyunu verip işine gücüne bakacak.
Seçmeni haline bıraksan ne gürültü ne kavga çıkacak. En beğendiği adaya oyunu verip vatandaşlık görevini yerine getirmenin huzuruyla seçim sonuçlarını bekleyecek. Kazanan kim olursa olsun tebrik edip kucaklaşacak.
Vatandaş haline bırakılsa vallahi her şey daha güzel olacak. Ne yazık ki ülkemizdeki siyasetçiler oy uğruna her şeyi mübah kabul edip yalan söyleyebiliyorlar, insanların arasına kin ve nefret tohumları ekebiliyorlar. Hatta dini siyasete alet edebiliyorlar.
Normal vatandaşlar başta liderler olmak üzere tüm siyasilerin yaptıkları radyo, televizyon ve yüz yüze konuşmalarından ve sosyal medya paylaşımlarından rahatsız olmaktalar. Hala 1900’lü yıllardan kalma ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla yapılan haksız ve hukuksuzluk üzerine kurulu siyasi faaliyetleri vatandaşlar onaylamıyorlar.
Buna rağmen liderler bildiğinden şaşmıyor muhaliflerine zehir zemberek sözlerle seslenmeye devam ediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan; “CHP, İYİ Parti, SAADET Partisi ve HDP'yi dörtlü çete olarak nitelendiriyor. Bu dört siyasi partinin yetkililerini, üyelerini vatan haini ilan ediyor. Pensilvanya'dan, Kandil'den emir almakla suçluyor.
Sayın Cumhurbaşkanı ne söylüyorsa Sayın Devlet Bahçeli bir fazlasını söylüyor dersek kesinlikle yalan olmaz diyebilirim. Sayın Bahçeli de “CHP, İYİ Parti, SAADET Partisi ve HDP'yi dörtlü çete olarak nitelendiriyor. Bu dört siyasi partinin yetkililerini, üyelerini vatan haini ilan ediyor. Pensilvanya'dan, Kandil'den emir almakla suçluyor. Bu partilerin ittifakını bazen zillet, bazen de illet ittifakı olarak adlandırıyor.
Cumhur İttifakı ortaklarının dili bu şekilde de karşıdakilerin dili farklı mı? Elbette değil. Sayın Kılıçtaroğlu atçımı bayramlık ağzını ne çıkar diye hiç düşünmüyor. Siyasi muhataplarına kucak dolusu tazminat ödese de aklına eseni söylemekten geri durmuyor.
Al birini vur ötekine. Gittikçe bayağılaşan siyasi söylemle bu ülke ne kazanacak Allah aşkına. Vatandaşın gündemiyle siyasilerin gündemi taban tabana zıt, bir birine hiç ama hiç uymuyor. Allahtan korkan, Devletten korkan, Milletten utanan ve bu sebeple çalmayan, ihaleye fesat karıştırmayan, vatandaş geçim derdine düşmüş inim inim inilerken dertlerine kimse derman olmuyor.
Bu devran böyle sürer, bu düzen böyle devam eder diyenlerin hala dostu kaldıysa eğer bu dostlar vatandaşın söylemeye çekindiği ne varsa hepsini söylemeliler. Bu devranın böyle dönmeyeceğini, bu düzenin böyle sürmeyeceğini anlatmalılar. Belki o zaman güzel ülkemin güzel insanlarının yüzü bir parça gülecektir. Namerde muhtaç olmadan çoluğuyla çocuğuyla yaşamını sürdürebilecektir.
Gördüğüm kadarıyla ülkemde hırsızların, uğursuzların, soysuzların, ahlaksızların, arsızların işsizlerin ve eşsizlerin sayısı hızla artıyor. Bilinsin ki hiç kimse vazgeçilmez değildir. Sultan Süleyman’a kalmayan bu yalan dünya Cumhuru yalanla kandırmaya çalışanlara hiç kalmayacaktır. Çünkü Allah milleti kandıranları çarpacaktır.
AKP İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Nihat Zeybekçi İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi’ni ziyaret eder. Toplantının sonunda Kooperatif Başkanı Salahaddin Hünü, Zeybekci’ye “Allah ayağını düz bastırsın, hata, kaza vermesin. İnşallah belediye başkanımız olarak da bizi ziyaret etmeyi Allah nasip etsin” diye dua eder. “Bak AKP’ye oy vermeyeni Allah çarpar” diyerek densizlik yapar.
Görelim Mevla neyler. AK Partiye oy vereni mi yoksa o densizin dediği gibi AKP’ye oy vermeyeni mi çarpar. Bekleyip görelim…