Kahramanmaraş’ta Zeytin Ilıcası mevkitarihte Ermenilerin yaşadığı bölge idi. İlk Ermeni ayaklanması 1895’te burada oldu. Yöre halkının mesleği altın ticareti ve kuyumculukla meşhurdu. Tabii Dulkadiroğlu ve Osmanlı İmparatorluğu zamanında ecnebilere askerlik zorunlu olmadığından gayri müslimler ticaretlerini geliştirmişlerdir. İşte onlar bu vefasızlığın ve ihanetin bedeliniKurtuluş Savaşında ödemişlerdir. Daha sonra buraya Süleymanlı adı verilmiştir. Bu bölgede muhtemel altın kaynağı bulunmaktadır.
İşte bu bölgede altının çok olması ve işlenmesi tarihi bir gerçektir. Buralarda bir çok define kaçakçılığı yapılmıştır. Aslında sadece Zeytin de değil şehrin bir çok bölgesinde kaçak define araması yapılmaktadır ve bu zenginliklerimiz maalesef yurt dışına kaçırılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığının 2863 sayılı Kanunu ile “Define Aranması Yönetmeliği” define kaçakçılığını önleyememektedir. Oysa yer altında bir çok altın ve definemiz var, bunların ekonomimize kazandırılması gerekirken koruma altında yurt dışına kaçırılmasına sebep olunmaktadır. Bir an önce kadük 2863 sayılı Kanun ile yönetmeliğin değiştirilmesi gerekir.
15 Temmuz darbe girişiminden önce şehrimize Roma kaynaklı araştırmacıların gelip definelere ilişkin işaretlerin ortadan kaldırılması çalışmalarını yaptıkları bilgisini almıştım. Anladım ki 15 Temmuz dan sonra bu define yerleri talan edilecekmiş.
Diğer taraftan, Ermenilerden ve Yahudilerden miras kalan Kuyumculuk sektörü Kahramanmaraş’ın önde gelen sektörlerinden biri olarak 600’ü aşkın yakın firma ve imalathanesi ve yılda yaklaşık 40 ton altın işlenmesiyle İstanbul’dan sonra Türkiye’de ikinci sırada yer almıştır. Hatta 22 ayar altın imalatında ise birinci sıradadır.Zira Kahramanmaraş’ta yetişen kuyumcu ustası altının her çeşit işlemesini bilir. Yani bilezik, küpe, yüzük, kolye gibi her alanda ustalığı vardır. Diğer şehirlerde ise ustalık ayrı ayrı yapılmaktadır.
Türkiye’de altın işçiliğinin % 12.5’i Kahramanmaraş’ta üretilmektedir. “Maraş Altını” gerek işçiliği ve gerekse saflık bakımından Türkiye’de aranan ve tercih edilen altındır. Bu meslek grubu ile Kahramanmaraş’ta büyük bir iş istihdamı vardır ve şehir ekonomisine önemli katkı sağlanmaktadır. Dulkadiroğlu Beyliği zamanından günümüze kadar yapıla gelen “Maraş Burması” Türkiye’de haklı bir üne sahiptir.
Türk Patent Enstitüsü tarafından yapılan incelemelerin ardından Maraş burma bileziği coğrafi işaret olarak tescillenmiştir. Dört eşit boyda altın telin çivi ve mengene yardımıyla örülmesi sonucu elde edilen Maraş burma bileziğinin üretimi örme, kalıplama ve kilit sistemin montajı aşamalarından oluşmaktadır.
Kuyumcular Çarşısı’ndaki atölyelerde hem geleneksel hem de modern araçlar kullanılarak üretilen Maraş burma bileziği, hasır örgü, arı peteği, kafesli kordon, alyans, kolye, bilezik, kemer çeşitleri yurt içinde ve yurt dışında pazarlanmaktadır.
Altın işlemeciliği bakımından tecrübenin yüksek olduğu sektörde yaklaşık5000’i aşkın çalışanı ile Türkiye'nin en büyük altın üretim merkezlerinden bir tanesi olan Kahramanmaraş'ta kuyumculuk sektörü Altınşehir Küçük Sanayi Sitesi, 6 Şubat depreminde büyük bir darbe aldı.
470 işyeri olan Kuyumcukentte, altının takıya dönüştürüldüğü Altınşehir Kuyumculuk İhtisas Küçük Sanayi Sitesi'ne, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından "orta hasarlı" raporu verildi. Raporun ardından kuyumcular, güçlendirme çalışması yapılabilmesi için iş yerlerinden altınlarını taşıdılar.Yeniden toparlanmak için çalışmalar devam etmektedir. Altınşehir'de üretimin durmasının sektördeki talebin yüzde 30 artmasına yol açtığı var sayılmaktadır.
Dondurma kenti, tekstil kenti, biber kenti ve altın şehri Kahramanmaraş şimdi deprem yaralarını sarmaya çalışıyor. Haydi hep beraber Devlet millet ele ele olma zamanı!