TRT -1 ekranlarında gösterilen, üçte üç tarih yarışmasında, Alanya ilçemizin isminin Alaeddin Keykubatın ismini taşıdığı ve alaiye isminin Alanya haline gelmesi ile oluştuğu söylendi. Üstelik bunu yapan tarih profesörü ve çok sevdiğimiz beğendiğimiz bir kişi idi. İslam öncesi Türk varlığının anadoludaki izlerinden haberdar olan birisinin, bu uyduruk tarihi bilgiyi doğru gibi sunması çok garib bir hal oldu. Kuman ve Kıpçaklar hakkında bilgisi olan, değişik Türk lehçelerinden haberdar olan birisinin etimolojinin canına okuyan bu tarifi doğru kabul etmesi, bizi etkileyen fars ve arap dillerinin kültürümüzü ne kadar yanlış bir yöne götürdüğünü göstermiş oldu. Her kelimeyi bu dillere bağlayan anlayış, hiçbir araştırma yapmadan, bu dillerdeki herhangi bir kelimeye benzerliğini öne sürerek, işte bu kelimenin aslı budur demektedirler. Üstelik yanlış olarak tarif ile aslı budur demeyi ilim adamlığı zan etmekte ve üstelik Türk milliyetçisi olduklarını da söylemektedirler.
Bunları dinleyince zan edersiniz ki tarihte büyük büyük devletler kuran biz değiliz de, dillerini ve kültürlerini emaneten bize veren, fakat sadece veren, ama bizden hiç almayan bu bize tabii milletler kurmuşlardır. Her kültür unsurumuzu bu milletlerden almışızdır. Bu milletlerin bazılarını binbeşyüz yıl yöneten atalarımız ve Türk milleti değilde, onlar bizi yönetmiş gibi yemeklerimizi, kültürümüzü ve bir kısım isimleri hep bu milletlerden aldığımızı söylemektedirler. Bu yaptıkları kolaycılığı ilim adamlığı zan edenler, acaba hangi millete hizmet etmektedirler. Oysa sadece bu örnekte ki kelime Alaiye, alaeddinden gelse mesele olmayacak. Kelimenin ilk zamanlardan bu yanaki hali ise Alanya olup, ala ile bitmeyen,alan şeklinde biten, yanı alanların memleketi Alanya, Türklerin yurdu Türkiye gibi bir kelimeye, alaiye açıklamasının getirilmesi ilim adamlığı ile bağdaşmamaktadır.
Kuzey italyanın padonya isimli bölgesi, yer isimlerini yüzlerce yıl oralara hükm eden atalarımız Hun Türklerinden almışlardır. Bu gün orada yaşayan yer isimlerinin aynısı hem anadolumuzda ve hem Kafkasya ve Türkistanda mevcuttur. Bunlardan bazılarını yazınca meseleye bakış değişecektir. Premier adıge, alto adıge. Bu yer isimleri bu gün çerkes olarak bilinen boyların on iki tanesinin ortak adıdır. Bu boylar Hunlar ile beraber kuzey italyaya kadar isimlerini götürmüşlerdir. Lazio, digurya ve ligurya, ve Milano gibi. Lazio, Kıpçak boylarından laz ismini, digurya kars ilimizin Digor ilçemizde yaşamakta, ingur ve ligur isimleri ise kafkasyada meskun yer isimleridir.Bu isimler ayrı ayrı kuman Kıpçak boy isimleridir. Anadolumuzda ege bölgemizde Sart ismi, Akdeniz de teke bölgesinin eski ismi alto Alanya ve Alanya bu isimlerden bazılarıdır.
Alto adıge- aşağı adıge, premier adıge ise yukarı adıge demek olup, anadoluda ise alto Alanya ve Alanya olarak iki yer ismi mevcuttur. Bu isimler Alanlar, kuşhalar, yüeçiler,aslar, yaslar, ossetler, asetinler v.s isimleri ile müsemma Akhunlar olarak devlet kuran Türk boyudur. K.maraş müdafa-i hukuk teşkilatının kurucusu merhum arslan Toğuzata bey işte Alanya ya adını veren bu Alan boyunun, toğuzata ailesindendir. Alan isimli boyları bilenler, bu boyun karadenizin kuzeyinden ingiltereye kadar olan macerasınıda bilir. Bu bilindiği halde, anadoluda runik alfabemiz ile yazıtlar bulunduğu halde, gene anadolumuzda onlarca Türkçe yer isimleri tesbit edildiği halde, Alanya ismini izah için hiç te uymayan Alaiye uydurmasına inanmak bilim adamlığı ile bağdaşmamalıdır. Her şey bu kadar kolay olmamalıdır. Bakınız aynı hatayı bu gün yapmaya devam etmekteyiz. Afrin harekatı sırasında yüzlerce yıl oralarda yaşayan atalarımızın vermiş cinderesi ismini haberlerde cinderes, cenderes v.s şeklinde defalarca dinledik. Kültür bakanlığımızın, tarih kitaplarımızı yazanların kendi köklerinden bu kadar habersiz olmasının acı sonuçlarını millet olarak yaşıyoruz. Yukarı karkın ve aşağı karkın köyüne askerimiz giriyor ve muhabir bu köylerin isminden habersiz bu köylerin ahalisi hakkında ya arap diyor veya kürt olduklarını söylüyor.
Antalyada bir çok dilde olduğu gibi sesli harflerin zamanla yutulması neticesinde alto Alanya iken, Antalya haline gelmiş, alanlarca yaşanılar ve isimleri bize hatıra kalan yerlerden bir diğeridir. Sart ilçemize gelince, bu isim Özbek Türklerinin şehirli ve tüccar kesimine verilen bir yerel isimdir. Bu tüccar kesimin atalarımızın bir hastalık halinde sarıldığı fars dilini konuşmaları yüzünden sanki başka bir millet gibi algılayanlar da vardır. Bu sart ismi oradan anadoluya ve avrupaya taşınmıştır. Yüzlerce yıl Türkistanda, islamın dili arapça, şehirlinin dili ise farsçadır yalanı ile ifsad edilen insanlar, şehirli olmak ile farsça konuşmanın şart olduğunu zan ederek bu dili öğrenmeye gayret etmişler. Öyle bir zaman gelmişki kendi dillerini unutan bu insanlar, kendilerini farsi bir millet zan edecek raddeye gelmişlerdir. Bakın egede bulunan bu sart ismi Türkistan kökenli bir isim olup bir Türk boyunun ismidir. Bu ismin nart ve hart olan hali ise güzey ve kuzey Kafkasya da meskun Kıpçak boylarının isimleridir.
Bu gün Kürtçe dediğimiz, Türkçenin karma farsi bir lehçesi gibi olan Kürtçe, taa islamdan önce başlayan bu fars etkisi ve islamdan sonra eklenen Arapçanın etkisi ile oluşmuştur. Kürtçenin neşet ettiği yer horasandır. Harizmşahlar devletini kuran oğuz boyu beğdilli vasıtası ile de bu lehçe anadolumuza gelmiştir. İlk zamanlar Türkçesi fazla olan ve Özbekçeye benzeyen bu lehçe, zamanla anadoluda irana yakın olan yerlerde Farsçanın, Arapçanın hakim olduğu yerlerde yaşayan Türkmenlerde ise Arapçanın ağırlıklı olduğu bir lehçe haline gelmiştir. Müstakil bir dil olmanın ilk şartı olan, kendi rakamları olmayan bu dili, bütün Türk düşmanları mal bulmuş mağribi gibi sahiplenerek içimizden bize düşman bir millet meydana getirme gayreti içindedirler. Kendi içimizden de bu hainlere pelesenk olanlar, İslami davrandığını zan ile bölücülüğe pirim verenler, solculuk yapıyorum diyerek bölücülere destek olanlar sayesinde, bu gün nerede ise ayrı bir millet haline gelmek üzeredirler.
Mevzumuza dönecek olur isek.Biz Türkler islamdan binlerce yıl öncede, anadoluyu ve balkanları mesken tutmuşuz. Bu gün romadan bize kalan yer isimlerinin büyük bir kısmının Kıpçak ve oğuz lehçelerinde Türkçe isimler olması, tarihin kaydettiği ilk yazılı anlaşma olan kadeş (kardeşlik) anlaşmasının ismi,o coğrafyaya yakın yer isimleri olan Karkamış ve kılkamış isimleri,kılkamış ismi ile müsemma bir yazılı destan olması ve balkanlarda en eski yerleşim yapmış hal olarak trakların oraya isimlerini vermiş olmaları, atalarımızın binlerce yıl bu topraklarda yaşadığını gösterir. Roma yıkılmadan öncede, bizzat doğudan gelen Türk ve fars saldırılarına karşı da gene balkanları ve doğu avrupayı mesken tutan kuman ve Kıpçak boylu Türkleri anadoluya iskan eden bizzat roma devleti olmuştur.
Bize siz sonradan geldiniz, biz buranın yerlisiyiz diyerek, güya anadolunun en eski kavmiyiz diyen,bunu da Kürtçülüklerine bir isbat malzemesi yapmak isteyenler, aynı oyuna Ermenilerinde balıklama atladığını, fakat filolojideki gelişmeler karşısında bu iddialarından vazgeçmek zorunda olduklarını hatırlatmak isterim.Oğuzun iğdir boyunun güzel temsilcisi, onaltı oğuzboyunun birleştiricisi Rışvanlı aşiretinin yiğit beylerinden, Dr.Mahmut Rışvanlı ağbeyin dediği gibi, gerçek Kürtler öz be öz Türklerdir. Atmalı aşiretinin yiğit beyi Mehmet Demir Atmalı beyimin çok güzel tespitleri vardır bu hususta. Uygurca ile bu günkü Kürtçe arasındaki büyük benzerliğin tesadüf olmadığını ilmi olarak ispatlayan bu kardeşim ve Mahmut ağabey ve biz biliyoruz ki, bu gün Kürtçülük ile aziz Türk milletine saldıranların gerçek Kürtler ile bir alakaları yoktur. Onlar aziz Türk milletinden kuyruk acısı olup, yigitçe karşımıza çıkamayan, artık milletlerin Kürtler içine sızmış nesilleridirler.
Sözün özü, Anadolu eskiden bizimdi, şimdide bizim, bengi ilimiz olarak ebediyende bizimdir. Zan etmeyin bu sözlerimiz Anadolu içindir. Türk o kadar dar sahaya sığmaz. Türk düşmanları nerelerden söz ettiğimizi gayet iyi biliyorlar. Ey ğafil dünya, artık sıra bizde Türkler yer götürmez ordu ile geliyor, başlarında akıncılar ve deliler, ardından ise hacı bektaş velinin duaları ile inşallah. Her şey rabbimin rızası içindin. Vesselam.