Kanun numarası 5816, 25/07/1951 tarihliAtatürk Hakkında İşlenen Suçlar Kanunu ile Mustafa Kemal Atatürk koruma altına alınmıştır. Ne tuhaftır ki İsmet İnönü veya CHP’ye karşı bu kanun merhum Adnan Menderes zamanında çıkarılmak zorunda kalınmıştır.
O dönemlerde İsmet İnönü’nün kendi adını daha ön plana alma gayretinde bulunduğu ve paranın üzerine Mustafa Kemal Atatürk’ün resiminin yerine kendi resmini bastırması ile bu su yüzüne çıkmıştır. Yine Mustafa Kemal Atatürk adı kullanılarak suistimaller yapılmasını önlemek için bu kanun çıkarılmıştır.
Sözkonusu Kanun;
Madde 1-Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven bir kimse bir yıldan üç yıla kadar cezalandırılır.
Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleriveyahut Atatürk’ün kabrini kıran tahrip eden kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçlara başkalarını işlemeye teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2-Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasıyla işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesi halinde verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarıre’sen takibat yapılır.
Madde 4- Bu kanun yayım tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
Madde 5- Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.
Hususlarını kapsar.
Yakın zamanda Kemal Kılıçdaroğlu bazı sosyal medyada 5816 sayılı kanunun kaldırılması gerektiğini, Atatürk’ün korunmasına ihtiyaç olmadığına değinmişti.
Bir lise öğrencisinin Atatürk’ün fotoğrafına ilişkin yaptığı gevezeliğin sosyal medyada paylaşılması Türkiye’nin en önemli gündemi olmuştu. Bunun üzerine başta Kemalistler ve basın ayağa kalkmışsuçlu öğrenciye gereken ceza verilmesi için seferber olunmuştur. Hemen Adalet Bakanlığı devreye girmiş ve geveze, saygısız öğrenci Hakim karşısına çıkarılmış ve cezası verilerek tutuklanmıştır. Ne tuhaftır ki öğrenciye Okul müdürü tarafından ceza verilmesi yeterli görülmüyor, kanunla ceza veriliyor. Nasıl bir demokrasimiz nasıl bir hukuk sistemimiz var?
Bu olay karşısında bazı yazarlar tarafından olay kınanmış ve daha da ileriye gidilerek bu öğrencinin arkasında hangi üst akıl varsa onlara da ceza verilmesi gerektiği işlenmiştir. Hatta birileri kanuna göre niyet okuyuculuğu yaparak Mustafa Kemal Atatürk’ü sevmeyenin cezalandırılmasına kadar götürmektedir. Kimileri Peygamber gibi sevmeye kadar götürmüştür. Kimileri sosyal medyada tapmaya kadar götürmüştür. Bu kişilere karşı hukuk hiçbir işlem yapmamıştır. Yine yukarıda kanundan kendilerinde anlam çıkaranlar Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasçısı olmuşlar olmadık dernek kurarak Mustafa Kemal üzerinden geçinmektedirler.
Ülkemizde demokrasi veya insan hakları varsa hakaret olmaksızın isteyen istediğini sever ya da sevmez. Ata olarak kabul eder veya etmez. Zira insanlığın esas atası Adem Peygamberdir. Bir kahramanı peygamber yerine koymak dinen çok sakıncalıdır. Bu hususta Diyanet Başkanlığımız görüş bildirmelidir.
Doğruya doğru eğriye eğri demenin zamanı ne zaman gelecektir? Tarihe mal olmuş kahramanlar kanun ile mi korunacak? Eğitimimiz ne halde? Tarihimiz doğru öğretiliyor mu? Hukuk sistemimiz ne halde?
İslam dinine karşı söylem olarak ülkemizde hala karmaşa var. İslama evet, şeriata hayır diyen bir güruh var ülkemizde. Kuranı Kerime hakaret edenler, Peygamberimize hakaret edenler,İslam Şeriatına hakaret edenler neden cezalandırılmıyor? Ama bir lise öğrencisi yaptığı edepsizlik için kanunla cezalandırılıyor. Yine Osmanlı kahramanlarımıza hakaret edenlere hiçbir ceza verilmiyor.
Yukarıdaki kanun için bu öğrenciden “Kral çıplak” mesajı alınmalı mı? Tıpkı kadük “Şapka Kanunu”nun yürürlükten kaldırılması gibi bu kanunun da kaldırılması zamanı henüz gelmedi mi? Bilindiği üzere şapkaya muhalefetten bir çok alim ve kişiler idam edilmişti. Bu öğrenciye verilen ceza ile yine eski günlere mi dönüş var? Fikir hürriyeti olan bir dönemden eski istibdat CHP dönemi yeniden hortluyor mu?
Bütün bu bilgiler ışığında bilimsel ve güncel olaraktarihçilerin, hukukçuların ve din alimlerinin bir araya gelip bu kanunu gözden geçirmelerine acil ihtiyaç duyulmaktadır. Tıpkı soykırım iddialarında bulunanlara devlet olarak verdiğimiz cevabı teşkil etmesi gibi emsal bir karar verilmesi toplumu rahatlatacaktır.