Mevlana’nın aşçısı Ateşbaz-ı Veli, Mevleviliğin önemli isimlerindendir.
Dergâhta yetiştiği rivayet edilmektedir.
Hakkında pek çok menkıbe anlatılmaktadır. Ki; bu menkıbelerden birisi şöyledir: Bir gün, dergâhın mutfağında yemek pişirmek için odun kalmaz. Dergâhın aşçısı Ateşbaz-ı Veli, bu durumu Mevlana’ya bildirince, Mevlana: “Odun kalmadıysa, ayaklarını kazanın altına sok da yemeği onunla pişir” der.
Ateşbaz-ı Veli, Mevlana’nın bu emrine uyarak, dergâhın mutfağına gider. Ayaklarını kazanın altına sokup, parmak uçlarından çıkan ateşle yemeği pişirir.
Ama, büyükler arasında açık keramet göstermek hoş karşılanmadığından dolayı, Mevlana, Ateşbaz-ı Veli’yi men etmiştir.
Ateşbaz ve Ateşbaz Makamı
Ateşbaz, ateşle oynayan demektir.
Ateşbaz makamı ise, bir terbiye ve eğitim makamıdır.
Ateşbaz-ı Veli adına 12. yüzyılda Konya’da bir türbe yapılmıştır.
Benim bir önceki köşe yazım Konya Mutfağı’nda ifade ettiğim üzere, “dünyada adına anıt mezar yaptırılan ilk aşçıbaşı” Ateşbaz-ı Veli’dir.