Geçtiğimiz yıl yazdığım bir yazıya takıldım kaldım.
Okudum ve yeniden paylaşmak istedim.
Bakalım ne demişiz?
***
Bahar ve Ramazan ayı birleşti.
Birkaç gün sonra oruç tutacağız.
Ramazan ayına kavuşup sonunda bayram edeceğiz.
Bu arada hayat devam ediyor.
Bahar geldi ve hızla geçiyor...
***
Leylekler geldi geçti...
Kırlangıçlar geldi ve yuva yaptı...
Dağ taş çiçek doldu...
Haberiniz var mı?
Ot gibi yaşamayı bırakın lütfen!
Etrafınızdaki değişimi fark etmeliyiz.
Yüce Allah bu şehre nimetlerini sunmuş...
Yeter ki fark edip şükredin.
***
Kahramanmaraş'ta yaşıyoruz.
Cennet gibi bir şehrimiz var.
Her mevsimi bir başka güzel...
Şimdi Baharı yaşıyoruz.
Başınızı kaldırın ve bakın çevrenize...
Başkonuş çiçeklerini daha önce yazmıştım ...
Sümbüller, Çiğdem çiçekleri ve papatyalar...
Hatta buna dağ menekşesini ve gelin çiçeğini de ekleyebiliriz.
***
Bu gün de başka bir çiçeği fark ettim.
Ayva çiçeği bir başka açmış.
Aklıma hemen türküsü geldi...
"Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek
Gönül bu sevdadan vaz mı geçecek
Bana ettiklerin az mı gelecek
Yandım Allah yandım yandırma beni
Derin uykulardan kaldırma beni
Seviyorum diyerek kandırma beni...
***
Kiraz ve erik çiçekleri de ayvaya nazire yaparak yerlerini yeşil yapraklara bırakıyor.
Onca kargaşa arasında güzellikleri fark etmek insana mutluluk veriyor.
Çiçekler, Yüce Allah'ın bizlere lütfettiği nimetlerden sadece bir kaçı...
Çiçekleri fark edin ve defalarca şükredin.
Ölümlü dünyada şükredecek o kadar çok şey var ki...
Oruç tutarken de bunları fark edeceğiz ve şükredeceğiz.
Yeter ki fark edin.
Hayırlı günler.