Aslında konusu bakımından gecikmiş bir yazı...
Başbakan'ın gelip gitmesine neredeyse bir hafta oldu. Ama "aha bugün, aha yarın" diye, merakla açılışı yapılan “143 tesis”in detaylarını bekledim. Beklentilerin karşılığı olmasa da sektörel bazda sınıflandırılmış bazı listeler basına yansıdı.
Kamuoyu tatmin olmuş mudur bilmem? Zira hangi ilçede kaç tesis açıldı bilmiyoruz. Örneğin Büyükşehir'in sahiplendiği(!) yatırımlar nelerdir?
Diğer, merkezi hükümet yatırımları nelerdir?..
Tek tek ayrıntılı biçimde açıklansaydı daha şık ve inandırıcı olurdu. Şimdi ortaya çıkan; "açtık işte bir yerleri" tarzında oldu.
Bu durumda takdir kamuoyunun!!
***
Peki Başbakan sadece “Geldi ve Gitti” mi?
HAYIR...
Tabi ki eleştireceğimiz tarafları oldu bu ziyaretin. Ama koskoca Başbakan sadece “Yedi Güzel Adam” dizi setini ziyaret edip gitmedi.
Yeni müjdeler de verdi!
En kötü ihtimalle devam eden yatırımlar hızlanacak! Başbakan’ın Kahramanmaraş’a karşı samimi olduğuna inananlardanım. Sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı kahvaltıda dile getirdiği, çocuklarının Malezya’da “Sahibini Arayan Madalya”yla büyüdüklerini sırf hamaset olsun diye anlatmadı. Daha önce “Dışişleri Bakanı” sıfatıyla yaptığı bir ziyarette yine anlatmıştı. Yani bir genel başkanın, insanların gönlünü okşamak için yaptığı bir hikayeden ibaret değil olay.
Hatta Maraş’la ilgili başka çok güzel konulara da değindi. Kahvaltıda yaptığı konuşma bir siyasetçiden çok “Bilge Adam”lık yönünü öne çıkaran ve "Maraş Uzmanlığı" bir konuşmaydı.
Ama, Müftülük Meydanı için aynı şeyleri söylemek güç… Çünkü aynı konuşmaları değil; yatırımları, yaptıklarını, yapacaklarını anlatmasını beklerdik doğrusu. Oysa öyle olmadı. Konuşmanın büyük bölümü kahvaltıdakinin tekrarı gibiydi.
***
Şimdi; Başbakan'ın gelişi sırasında yaşanan bir kaç hususa dikkat çekmek istiyorum:
Kayseri Yolu'na doğru asılan bayrak ve flamaları göreniniz var mı bilmiyorum. Ama "asılmasaydı keşke" diyor insan görünce.... Çünkü daha önce böyle lalettayin bir süsleme görülmemiştir. Allah için bir simetri yok. Ölçü yok. Özen yok. İtina yok. Sanki şehre asılan bayrakları rüzgar almış götürmüşte oralara takılmış!!!
***
Bir diğer husus meşhur KSÜ Köprülü Kavşağı ve çevresi...
Malum, inşaat devam ediyor. İnşaat başladı başlayalı yazılıyor söyleniyor. "Şu geçici yolları adam gibi yapın, uyarı ve ikaz işaretlerini adam gibi yerleştirin" diye. Aldırış eden oldu mu?
HAYIR...
Şimdi Başbakan gelecek diye bu güne kadar gösterilmeyen özen gösterilerek asfaltlama yapılmış. Işıklı işaretler, dubalar ve reflektörler özenle yerleştirilmiş!!! Süslenmiş püslenmiş...
Hadi Başbakan oradan geçti... O'nu kandırdınız!! Ya her gün oradan geçenleri?... Ya, (haşa) ALLAH'ı?...
***
Değinmek istediğim son husus ise havaalanındaki bir fotoğraf karesi!
"Hoş geldin" veya "Uğurlama" sırasında çekilmiş bir fotoğraf...
İlk bakışta "sıradan bir fotoğraf” gibi dursa da çok şey anlatıyor.
Koskoca Başbakan'ın bile ceketinin önü ilikli... İl Başkanı'nın, İlçe Başkanları'nın, Belediye Meclis Üyeleri'nin de... Ama Başbakan'ın hemen yanında (hatta birazda önünde!!) duran bir partilinin ne ceketi ilikli, ne de duruşu doğru!!
Buna yorum yapmayacağım.
Ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim: Sahi, Ahmet Davutoğlu'nun yerinde Recep Tayyip Erdoğan olsaydı, aynı kişi yahut bir başkası o şekilde durabilir miydi?
Bırakın öyle poz vermeyi yaklaşabilir miydi?
(.....)
"Otorite" dedikleri bu olsa gerek. Recep Tayyip Erdoğan boşuna "Recep Tayyip Erdoğan" değil vesselam....
Sevgiyle kalın.