29 Mart 2009 tarihine 12 gün kaldı. 12 Gün sonra ülkemizde Demokrasinin bir gereği olarak sandığa giderek “vatandaşlık görevimiz” gereği oylarımızı atarak, bizi yönetmeye talip olanlara vekalet vereceğiz.
14 Mart Cumartesi günü Ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Kahramanmaraş’taydı. İyi bir miting oldu. Meydan dolmuştu. Umarız gelecek dönemde CHP Kahramanmaraş’ta daha etkin bir siyasi mücadele içine girer.
CHP İl Başkanı Galip Yılışın gelecekte iyi bir politikacı olacağının da işaretini verdi aslında.
Zira üç beş bin oy ancak alır denilen bir parti Kahramanmaraş’ta 20- 25 bin kişiyi meydana getirebiliyorsa bu başarıya alkış tutmak gerektiğini düşünüyorum.
CHP Tertip Komitesi Başkanı Av. Mehmet Derinkuyu ile miting öncesi ve miting sonrası görüşlerimizi paylaşırken şu noktada birliktelik sağlama imkanı bulduk.
“CHP iyi bir siyasi yol izlerse, gelecekte Kahramanmaraş Belediye Başkanlığı seçimini alacak kadar güçlenir!”
CHP İl Başkanı Galip yılışın’ı ve ekibini ayrıca kutlamak istiyorum. Her hangi bir provokasyona izin vermeyecek bir mitingin gerçekleşmesine katkı yaptılar.
Çok seslilik, birden fazla güçlü partilerin olması, millete daha fazla siyasi seçeneğin bulunması o kentte vizyon ve kalite getirir. Kahramanmaraş’ta neredeyse 1989 yılından bu yana aynı görüşte partilerin seçimi kazanması ve o partilere alternatif hareketlerin olmaması, o partilerde siyaset yapan insanları tembelliğe itmiştir.
Mevcut Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’a başarısız diyemiyorum. Gelecek dönemde de bu kenti çok daha iyi yöneteceğine de inancım tamdır. Zira ustalık dönemi başlamıştır. Yeni bir ekip, yeni bir anlayış ve yeni projelerden bahsediyor.
29 Mart yerel seçimlerini kendi bakış açımdan değerlendirmek istiyorum.
170- 180 bin civarında insanın oy kullanacağını sanıyorum. TC Kimlik numarası yazılı olmayan ve değiştiremeyen birçok insanın sandığa bile gitmeyeceğini düşünüyorum. Umarım bu sayı çok az olur. Eğer düşündüğüm gibi olursa oy kullanacak seçmen sayısı bu sebepten dolayı belki de 150 bini ancak bulur.
Bana göre Belediye Meclisine üç parti temsilci girdirir. Sayı vermek ve partilerin isimlerini yazmayı şimdilik doğru bulmuyorum.
Seçimlerde sürpriz olacağını tahmin etmiyorum. Ama öyle çok büyük farklarda beklemiyorum. 2004 seçimlerinde olduğu gibi kazananla en yakın arasında ki 50 binlik farkların bu seçimde olmayacağını düşünüyorum.
Zira 29 Mart yerel seçimleri “yerel seçim olmaktan çıkmış” adeta genel seçim havasında geçiyor.
Yerel adaylardan daha çok Parti Genel başkanlarının mitingleri ve siyasi söylemleri seçmen nezdinde karşılık buluyor.
Meseleye bu bakış açısından baktığımızda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın millet nezdinde liderliği devam ediyor. Türkiye genelinde Ak Partinin oylarının % 45-55 rakamları arasında olacağını tahmin ediyorum.
Bir gazeteci olarak, bu kentte yaşayan bir birey olarak, Allah’ın her şeyi cömertce bahşettiği bu güzel kentimizde, bir çok hizmetlerden mahrum kalıyoruz.
Bu mahrum kalışın tek sebebi siyasi isimler değildir.
Bunda bizlerinde suçu var.
“Bağ evlerine!” mahkum bir anlayış sergileyerek, kentin sosyal yaşamını bitirdik.
Kahramanmaraş’ta toplumun tamamının istifade edebileceği kent içinde yeşil alanlar ve diğer sosyal donatıların vaktinde yapılamamasını ben bu sebebe bağlıyorum.
Hemen hemen her siyasetçinin, her belediye Başkanının bağ evi var. Belediye Meclis üyeleri içinde bu böyle.
Sıcak günlerde mesaisi biten bağ evinin yolunu tutuyor. Ailesi ve çocukları da zaten bağ evinde kalıyor.
Hal böyle olunca da; kent içinde yeşil alan, piknik yeri v.s. gibi sosyal donatılar hep ötelendi, hep başkaları yapsın denildi.
Mustafa Poyraz döneminde bu eksiklik fark edildi.
Fuar alanı, çamlım mesire alanı, Kılavuzlu parkı ve Pınarbaşında yapılacak olan büyük park gibi donatılar kenti süslemeye başladı ama; yeterli mi?
Trabzon caddesinde Temmuz sıcağında bunalan bir yaşlı adam nerede soluklanacak?
Kent merkezinde halkın dinlenebileceği hiçbir mekan yok. Belediye gelecekte Eski Sanayi için yapacağı uygulamada mutlaka bu eksikliği giderecek bir proje hayata geçirmelidir.
Bilindiği gibi İtfaiye şimdiki yerinden kalkıyor. Yeni bina yapılıyor. O alan mutlaka yol ve yeşil alan olarak değerlendirilmelidir. Mümkünse otopark yapılmalıdır. O bölgede otopark eksikliği kendini iyi hissettiriyor.
Bunun yanı sıra Sarayaltı caddesinde eski evler çoğunlukta. Bu evlerden istimlak yapılmalı ve o bölge de yeşil alan ile otopark yapılmalıdır.
Bunların yapılması halinde Şeyhadil caddesinde yaşanan otopark sorunu biter ve trafik rahatlar.
Valilik bahçesi yeniden dizayn edilmelidir. O bahçe içine yapılan müştemilatlar kaldırılmalı ve yeşil alan olarak halkın istifadesine sunulmalıdır. Yorulan vatandaşlarımızın kaldırıma oturma ayıbı da bu şekilde sona erecektir diye düşünüyorum.
Aslına bakarsanız Trabzon caddesinin tek şerit haline getirilmesi artık elzem olmuştur. Her iki taraf kaldırımı genişletilmeli ve banklar konulması suretiyle de vatandaşın bir nevi gezinti yolu haline getirilmesi gerekiyor. Bunun sağlanması bile bağı bahçesi olmayan, yolda yorulan vatandaşlarımıza, apartman dairelerine mahkum çocuklara bile küçük çaplı oyan alanı olacaktır. Hamile bayanlar, küçük çocuğu olan aileler cadde üzerinde rahatça yürüme imkanı bulacaklardır.
Aslında sorunumuz çok.
Aynı oranda çözümü de var.
Neyse bir başka yazıda görüşmek üzere, esen kalın sevgili dostlar!...
(Not: Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü cep telefonlarımıza çeşitli konularda uyarıcı mesaj atıyor. Bu duyarlı ve sorumluluklarından dolayı da emniyetimizi kutluyorum.)