Bayramların millet olarak bizde önemi büyüktür. Milli ve Dini bayramlarımız her zaman bir festival havasında geçmiştir.
12 Şubat bizim bir Milli Kurtuluş Bayramımızdır, biz çocukluğumuzda çete elbiselerimizle önce Şeyhadil mezarlığına gider dua eder sonra davullar çalınır, çeteler halaya düzülürdü.
Rahmetli Serintepe mahallesi muhtarı vardı. Adı Bahattin Serin’di. Bu muhtar çeteleri toplar 4 yada 5 şubat günlerinde önce Şeyhadil mezarlığına götürür, orada şehitlerimize dua eyledikten sonra kurtuluşun etkinlikleri başlatılırdı.
Yani biz millet olarak Bayramı bayram gibi kutlamasını bilen bir bir büyük aileyiz. Nasıl ki; “Cenazede ağlayacaksın, düğünde eğleneceksin!” diyecek kadar sağlam bir örf ve adetlere sahibiz.
Şimdi Kurban Bayramı için herkes bir hareket içinde. Kimileri kurbanlık alıyor, kimileri çocukları için alış veriş yapıyor, kimileri ise 9 günlük bayramı bir tatil olarak algılayıp bir yerlere gitmenin hesabını yapıyor.
Çocukluğumdan bu yana bayram günlerini hep şehrimde geçirdim. Bayramı bir tatil olarak görüp, çevremden kaçmadım, uzaklaşmadım. Eğer Bayram’ın amacını biliyorsak, evimizi açık tutmalıyız. Gelen misafirler için hazırlıklı olmalıyız. Bizden büyükleri ziyaret etmeli, onların gönüllerini almalıyız. Mezarlıkları ziyaret etmeliyiz. Çünkü yarın bizimde son durağımız mezarlıklar olacaktır.
Allah’a inanan ve iman eden insan ölümden korkmaz. Ölüm gerçek Müslüman için bir kurtuluş ve saadettir. Ancak insan dünyaya meyledip, ahireti ve Allah’ı, ölümü unutmuşsa, ona diyecek bir sözümüz olmaz.
Değerli dostlarım;
Ben imam falan değilim. Kimseye de öğüt vermek istemem. Ne var ki günümüzde bir çok insan anasını, babasını, amcalarını ve diğer akrabalarını ihmal ediyor, yok sayıyor, görmezden geliyor. Bu doğru bir şey değildir. Dinimizde ziyaret, zerafet ve ziyafetin önemi büyüktür. Bu Sıla-ı Rahim olarak adlandırılır. Çevrenizde maddi durumu iyi olmayan akrabalarınızı, komşularınızı mutlaka ziyaret ediniz, onların çocuklarına harçlıklar verdiğiniz gibi o ailelerin ufak tefek ihtiyaçlarını da karşılamalısınız. Eğer bunlardan imtina ediyor ve bunları yapmıyorsanız, hak dünyada hesaba çekilirken sınavınız zor geçecek. Cömertlik önce çevre ile başlıyor. Burada komşunuz aç iken, Afganistan’a bir ikram yapmanız bir şey ifade etmiyor. Son yıllarda bu bir yarış halini aldı. Komşusu kurban kesmiyor, komşusuna vermesi gereken kurban eti dünyanın başka bir yerine gidiyor. Ve bunu ben anlayamıyorum.
Değerli dostlar;
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” sözü sizlerin yüreğinde hiçbir şey hissettirmiyor mu?
Yanı başında yardıma muhtaç bir insan dururken, onu es geçmek, onu unutmak, onu yok saymak dinimizce doğru bir şey olmadığını düşünüyorum.
Çünkü hesap gününde sizlere komşularınız şahitlik edecek. Bir camii avlusunda musalla taşına konulduğunda; hoca sorar:- ey cemaat bu mevtayı nasıl bilirdiniz? Diye sorduğunda alınacak cevaplar çok önemlidir.
Değerli dostlar;
Yarın Kurban Bayramı. Bayramı bayram gibi kutlayabilmek için yapmamız gerekenleri yapmalıyız.
Ancak o zaman ruhumuz selamete erer.
En kalbi duygularımla kurban bayramınızı tebrik ediyor, bütün insanlığa huzur ve mutluluk temennisinde bulunuyor, millet olarak nice bayramlara diyor, esenlikler diliyorum.