Bedelli askerlik deyince bazıları gözlerini fal taşı gibi açıp bir haber bekliyor. Bazıları ise yüzünü buruşturup neden çıktı bu şimdi diyor. Objektif olarak bu konuya yaklaşmak biraz güç çünkü askerlik toplumsal hafızamızda vatan borcu olarak kabul görüyor. Bazı vatandaşlarımız ise bedelli askerlik yapan kişilere karşı sanki vatani görevini yapmamış gibi bir tutum sergiliyor. Denebilir.
Öncelikle bedellli askerliğin toplumsal bir sorun olduğuyla işe başlayalım. Gerek iktidar cenahından gerekse muhalefetten her gün bu konuda açıklamalar duymaktayız. İktidar daha önce 2 kez çıkarmıştı bedelli askerlik yasasını biri 2011 de biri ise 2014 de olmak üzere yaklaşık 400 bin genç bu yasadan faydalanmıştı.
2014 de çıkan yasada 1988 yılı ve öncesinde doğanlar 18 bin tl ödeyerek bu haktan yararlanmışlardı.
Şu an itibariyla yaklaşık 3 miyon 250 bin askerlik çağına gelmiş gencin askerlik yapmak için başvuru yapmadığı yani bir takım sebeplerle tecilli olduğu bir önceki Savunma Bakanı Fikri IŞIK tarafından dile getirilmişti.
Yaklaşık 500 bin genç ise tecil hakları dolu olduğu için asker kaçağı durumda ve bakaya olarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Bedelli askerlik yasası uygun koşullarda çıkarıldığında ise bu sayının tamamına yakını katılım sağlayabilir.
Başbakan Binali YILDIRIM ise katılmış olduğu bir televizyon programında: ‘Bedelli’ye bakışımız müspet!’ şeklinde açıklama yapmıştı. O gün bu gündür açıklamalar birbirini takip ediyor.
Can alıcı asıl soru ise şu: BEDELLİ YASASI SEÇİMLERİ NASIL ETKİLER?
Bedelli askerliğin, objektif olarak bakıldığında seçmen tutumlarını değiştirmediği söylenebilir. Fakat unutulmamalıdır ki Bedelli Askerlik bekleyen kesim genç ve eğitimli sosyal medyayı etkin olarak kullanıyorlar.
%1 oy oranının bile etkili olduğu bu yeni seçim sisteminde sosyal medya üzerinde her gün Trend olan bedelli askerlik konusu siyasilerin gündemini oldukça meşgul edeceğe benziyor.
Kişisel olarak 30 yaşına gelmiş insanların işini, evini, çocuklarını bırakıp kısa dönem askerlik yapmaları yerine belli bir bedel ödeyerek devlete destek vermelerini desteklediğim söylenebilir.
Çünkü devletin bazen askere bazen ise maddi anlamda desteğe ihtiyacı olabilir. Burada şunu açıkca ifade etmek isterim ki devletin koymuş olduğu şartlarda bedelini ödeyenler de askerlik yapmış gibidirler. Çünkü hem dinen hemde hukuken bu yükümlülükten muaf tutuldukları yetkin merciilerce ifade ediliyor.
Gazi ve şehitlerimizin bir damla kanları dünyanın bütün serveti verilse yine de ödenemeyecektir. Çünkü şehit peygamberler seviyesine yükselmiştir. Şehidin mükafatını yalnızca Allah’ü Tealâ ödeyebilir.
Bu bağlamda bedelli askerlik tartışmalarının içine milli duyguları karıştırarak olayı farklı yönlere çekmek siyasi anlamda rol çalmaktır denebilir.
Daha evvel 11 defa çıkmış bir kanunun bir kez daha çıkması toplumda oluşan beklentiyi karşılayacaktır denebilir.
18-30 yaş arası 15 milyon seçmen olduğu gerçeği ortada iken bu sayının içinde 25 yaş ve üstünde erkek seçmen sayısı 4 milyona yakındır.
Bedelli askerlik bekleyen milyonlarca gence karşı yapılacak olan en kolay şey onları görmezden gelmektir.
Fakat unutulmamalıdır ki görmezden gelmek sorunları asla çözmez.