Dün sosyal medyada, gazetecilikten başka her şeyi yapanların “ben gazeteciyim” başlığıyla paylaştıklarını okudum, utanarak. Herhangi bir terör örgütünü savunmayı, milletine ve ülkesine düşman olmayı, kin kusmayı, nefret saçmayı gazetecilik olarak algıladıklarını görünce 36 yılımı verdiğim mesleğinden utandım ve “ben gazeteci değilim” diyorum, gönül rahatlığıyla...
Gazeteciliği bir yıl önce bıraktım...
Elbette bu, kişisel bir tercihti ve sadece yazarlığa devam etmeyi seçtim.
Ancak ben de biliyorum ki eğer bir gazetede günlük yazı yazıyorsanız aynı zamanda gazetecisiniz demektir.
İlla elinize makine almanız, muhabirlik yapmanız gerekmiyor.
Veya yıllarca yaptığım gibi genel yayın yönetmenliği, yani editörlük yapmanız da gerekmiyor.
Gazetelerin, televizyonların ya da haber sitelerinin herhangi bir yerinde görev almanıza da gerek yok.
Bana göre gazeteci, haber veren ve bilgi aktarandır...
Ama bütün sorumluluklarını üstlendiği takdirde…
Sorumsuz gazeteci, patlamaya hazır bomba gibidir.
Yaptığı haber ve yazdığı yazının kimleri, hangi ölçüde etkileyeceğini bilmelidir.
Toplumu veya bir bölümünü yok sayarak gazetecilik yapılmaz.
Toplumun tümünü ve özellikle habere konu olanların hakkını düşünmek gerekiyor.
Kadınları, çocukları, engellileri, yoksulları.. diye tek tek farklı kategorideki insanımızın o haberden olumlu ve olumsuz etkileneceğini iyi düşünmek gerekiyor.
Sadece bu değil tabii...
Belli bir yer, köy, kasaba, ilçe veya kenti ve orada yaşayanların da o haberden ne oranda etkileneceğini düşünerek, genelleme yapmaktan kaçınmak gerekiyor.
Bir mesleğe mensup olanlarda da aynı hassasiyet gerekir.
Bir doktor suç işleyince bütün doktorları suçlayan haber, haber değil hem hedef göstermedir hem iftiradır hem de toplumun gözünde bir mesleğe mensup olanları haksız yere küçük düşürmektir.
Gazetecilik, bu açıdan baktığınızda çok riskli ve sorumluluğu olan bir meslektir.
Sosyal medyada olduğu gibi ergenlerin küfür edeceği bir meslek değildir gazetecilik.
Çıkarı için bir kurumu, kişiyi, grubu veya bir siyasi görüşü acımasızca ve sorumsuzca eleştirmek, adeta nefret kısmak da değildir gazetecilik.
Gazetecinin tarafı olmaz ama olacaksa haktan, haklıdan ve halktan yana olur.
Bir dine mensup olması gerekmez ama bütün dinlere mensup olanları incitme hakkına sahip değildir gazeteci.
Mezhep, ırk ve kültür de böyledir.
Ve belki de en önemlisi...
Gazeteci, yapısı gereği özgürlükçü olması beklenir.
Şiddet yanlısı olmaz.
Hele hele kendi ülkesinde veya başka ülkelerde meydana gelen terör olaylarını savunmaz, mağdurları küçümsemez.
Terörü savunmak, şiddeti desteklemek, insanlık dışı eylemleri övmek, bir gazetecinin görevi değil, şiddet yapanların sözcülerinin aslı görevidir.
Bir canlı bombayı öven, o necis vücuduyla hayatları kararan insanları yok sayan, bırakın gazeteciliği insan bile olamaz.
Şimdi böylesine insanlıktan uzak olanlar, “ben gazeteciyim” diyor ve gözaltı ya da tutuklanmalara karşı geliyor.
Siz hiç gazeteci olmadınız ki...
Siz hiç insan da olmadınız...
Siz terör örgütlerinin, deliklerin ve zorbaların yalaklığını yaptınız, borusunu öttürdünüz, avukatı oldunuz, başka ülkelerin ajanı bile oldunuz ama ne gazeteci oldunuz ne de insan...
Gazeteci olmak, suç işleme özgürlüğüne sahip olmak da değildir.
Gazeteci olunca, yaptığı bütün pislikleri, gazetecilik maskesi altında gizlemek, hem gazeteciliğe hem de okura hakarettir.
Yıllardır gazetecilik mesleğiyle alakası olmayan suçlar nedeniyle tutuklananların artistliğine şahit oluyoruz.
Çıkıyorlar meydana, mağdur rolü oynuyorlar.
Gazeteci olmayan birisinin aynı suçu işlediği takdirde başına ne geliyorsa gazeteci olanın başına da aynı şeyin gelmesi gerekir. Aksi halde bu ülkede eşitlik yok, adalet yok demektir.
Ama asla gazeteci veya bir yazar, yaptığı haber, yazdığı yazı nedeniyle suçlanmamalı, gözaltına alınmamalı ve tutuklanmamalıdır.
Ama bu, sadece gazetecilikle, yazarlıkla, kendi fikrini ifade etmeyle alakalıdır.
Terör örgütünün propagandası yapmakla, ajanlıkla, ihanetle alakalı değil…
Eğer sizin tarif ettiğiniz alçaklık gazetecilikse ben gazeteci değilim; serbestiniz, siz kendinizi ne halt olarak tarif ederseniz edin...
Tweetimden Seçmeler
Yeni bir şey söylemenin tam zamanı ama herkes ezberlediğini söylemekte ısrarlı.