Bizim cumhuriyet döneminden sonra, bütün marifeti her bilmediği kelimeyi, ya Arapça veya Farsçaya dayandıran, eğer başka bir melce bulamamışsa, romadan veya Ermenilerden, Ermeniceden gelmedir diye bu kelimeye hikaye uyduran aydın kılıklı adamlar türemeye ve aziz Türkçemizi, güzel yer ve insan isimlerimizi katletmeye başlamışlardır.
Bu yazıyı yazmamın sebebi son günlerde Maraş gazetelerinde bazı yer isimlerimiz üzerine bilip bilmeden, araştırmadan, cahil insanların söylemleri üzerine şu köyün adı Ermeniceden geliyor, yok bu yerin ismi gavurlardan hatıra gibi ne konuştuğunu ve sözünün nereye gittiğini bilmeyenlere cevap olsun diyedir. Bu insanlara bakınca zan edersiniz ki Türkiyenin en eski ahalisi Ermeniler ve biz Türkler buraları romadan değil Ermenilerden almışız gibidir. Oysa Ermeniler şimdiki ermenistana yakın ve iran içlerinde yaşarlar iken, Melikşahtan itibaren anadoluda kazanılan her beldeye bizzat Türkler tarafından davet ile getirilmişler ve ticari hayata canlılık vermeleri istenmiştir. Anadolunun kadim yerlileri arasında Ermeniler yoktur. Ermeniler irani bir kavim olarak güney kafkasyanın mukim yerlilerinden olup daha sonra gregoryen mezhebi etrafında birleşen bir çok hristiyan Türk oymağınında ( tıpkı avşaryan oymağı gibi) zaman içinde katılarak bu günkü hallerine geldiğini tarih bildiriyor. Bu gün karabağda yaşayan Ermeniler, karma bir dil olan Ermeniceyi değil, Karabağ Albancasını konuşmaktadırlar ve alban asıllı gregoryendirler. Ermeni nüfusunun büyük bir kısmıda balkan kökenli armenlerden meydana gelir iken, yüzde beş gibi bir nüfus ise hayk isimli bir kavmin bakiyeleridirler. Ondan dolayıda kendilerine bu hayk’a nisbet ile haykınoğlu diyenler çoğunluktadırlar.
Şimdi gelelim Bertis veya Bertiz isminin etimolojik açıklamasına. Sayın okuyucular biliyorsunuz kelimenin sonunda s harfi var ise Anadolu Türkleri bu kelimeyi genellikle z olarak telaffuz ederler. Çerkes ismini Çerkez olarak telaffuz ettikleri gibi. Bu bertiz isminin aslıda Kıpçak boy ismidir ve bertis tir. Bu gün kazakistanda ve kırgızistanda Bertis oymağına mensup onlarca köy ve mahalle vardır. Bunlara bir örnek olarak geçen seferki “ gyula nemeth Macarların Türklüğü, kabarlar ve Kürtler “ yazımda vermiştim. O yazımda Türkocağı dergisinin eylül 2015 tarihli sayısının 74. Sahifesinde büyük kazak yazar Abay kunanbayoğlunun hanımı ulcanın boşan (Boşnak) boyunun, bertis oymağından olduğunu yazmıştım. İşte Kıpçak boylu bu oymak Türkiyede gelip yerleştiği bu yere kendi adını vermiştir. Türkler ya eski yerlerinin isimlerini yeni yerlerine, veya önemli bir kişinin ismini yeni yerlerine veya o anda akıllarına gelen başka bir sebeb ile gene tarihten gelen isimlerini yer ismi olarak vermişlerdir ve bu güzel adetimiz bizim geriye doğru Türkistan ile bağımızı da sağlamıştır.
Bert kelimesinin açıklamasına gelince. Avarca bert, bertsin, bertsina güzel demektir. Bertis kelimeside güzel manasında olup, hem insanın ve hemde toprağın güzelliğini göstermektedir. Bert ismi aynı zamanda Bayburt isminde de vardır. Bay burt kelimeside iki kelimeden müteşekkil olup zengin ve güzel demek olduğu gibi aynı zamanda Bayburt isimli oymaklar topluluğunun da adıdır. Bu Bayburt oymağının ismini Yavuzun seferleri sırasında da görüyoruz. Börte kelimeside gene bert ve bertis ismi ile ilgilidir. Onlarca misal verilebilir. Manasını bilmediğimiz her kelimeyi ermenicede, Arapça ve ya Farsça da veya ısrarla kendi kökümüzde değilde yabanda aramak huyumuz, çok eskiden beri var ve atamız Kültigin bu huyumuzun bize çok pahalıya patladığını taşlara yazmış ki akıllanalım. Maraşımda çıkan yerli bir gazetede bu minval üzre bir yazıyı okuyunca bu meselenin cılkının çıktığını hissederek bu yazıyı yazmak zorunda kaldım.
Biliyorsunuz maraşımız da çok yaygın olan soy isimlerden biriside kenger soy ismidir. Bu soy ismin sahiplerine sorarsanız kenger otundan dolayı soy adlarının kenger olduğunu söyleyebilirler. Oysa cansız varlıklar insanlara boy ve soy isim veremezler. İnsanlar bütün yer , hayvan ve bitki isimlerini kendi dillerinde verirler ve bazı isimler aslında bu insanların isimlerini taşırlar. Kengerler (tarihin kaydettiği en büyük Kıpçak boylarından Peçenek boyunun diğer bir ismidir.) Bütün Latin kaynaklarında Peçeneklerden kengerus diye bahsedilir. İşte bu ot’a adını verenler kengerlerdir. Bertis ismide orada Türkler gelmeden önce bulunmayan Ermenilerden değil, Türkistandan gelen bertis oymağının oraya iskanı ile kendi isimlerini vermeleri neticesinde yer ismi olmuştur. Beri tez , yok çabuk gel gibi manalar ile bir yere isim verilmez. Bu tıpkı Anadolu ismini uydurulan doldur ana doldur hikayesi gibi olmuştur. Anatolu ismi binlerce yılık isimdir ve biz Müslüman Türkler buralara gelmeden öncede buranın ismi anatolu idi. Bu ayrıca araştırılması gereken bir meseledir. Fakat işin garibi Anadolu isminden anatolu ismi daha doğrudur. Ve Türkçedir.
Sevgili okuyucularım. Evliya Çelebinin seyahatnamesinde belirttiği gibi Maraşlılar tamamen oğuz boylu değildirler. Maraşımızı meydana getiren boyların nerede ise yarısından fazlası Kıpçak- Kuman soylu Türklerdir. Bunu maraşlınını ten ve göz rengindende anlayabiliyoruz. Bertis köylerinde meskun insanlarımızın çoğunun açık tenli ve açık renkli gözlere sahip olmalarının sebebide tıpkı suriyeden gelen Arapların bir çoğunun kuman boylu Türkler olup kendilerini arap zan etmeleri gibi zaman içinde bu Kıpçak boylu kardaşlarımız da kendilerini oğuz boyla saymışlardır. İşte bu yer isimlerini köylülere sorup, onların zaman içinde uydurdukları gibi yazmanın bize ne kadar zarar vereceğinin bir örneği. Her meselemizi ermeniye veya başka bir kaynağa bağlayanlar kendi kültürlerinden ve geçmişlerinden emin olmayanlardır. Bu kadar yüzyıl buraları yönetenler bu insanlara hiçbir katkıda bulunmaz iken mutfağımıza kadar her türlü kültür unsurlarımızı elden alan bir Türk milletini görürsünüz bu arkadaşların yazılarında. Sanki bu insanları biz yönetmedik, onların yönettigi insanlar bizleriz gibi. Baskın kültür denen bir mevhumdan haberlerinin olmadığı malum.
Bu yazarın bir de yazısında, Ermeniler ile Türklerin kaynaştığını yazması akla başka şeyler de getiriyor. Son zamanlarda aziz Türk milletinin kanı üzerinden mide bulandırmaya çalışanlara rastlamaktayım. Belki bu yazarın niyetini aşan bir söylemidir ve inşallah ben yanılıyorumdur. Fakat Türk milletinin bir mozaik olduğunu, anadolunun yerli kavimleri ile karıştığını ima edenler çoğalmaya başladığı için böyle yazdım. Fakat şu bilinsinki anadolunun yerli kavimleri arasında ne Ermeniler ve ne de şimdi kendine kürt diyen kavim yoktu. Kürtler Türk asıllı olup bizimle Türkistandan geldiler. Ermenileri ise ceddimiz kendi elleri ile getirip şehirlerimize yerleştirdi. Vesselam.