Bertiz Cumhuriyeti yada gücü!...

.

SON yıllarda Kahramanmaraş siyasetinin yapılanmasında mahalli roller seçim döneminde zaman zaman ortaya çıkar. Öyle bir hava estirilir ki bu bölgeden destek almayan adayın kazanması zor gibi bir puslu ortam oluşur.

Bölgeyi çok iyi bilen bir gazeteci olarak ben bu sözlere hiç itibar etmem ve bu konularda da ne haber yapar, nede yazı konusu yaparım.

Geçmiş yıllarda yapılan yerel seçimlerde DOĞULU tabiri çok kullanılır ve bir iki mahallede toplamda 10 bin sayısını bulmayan bu grup bir iki Belediye Meclis üyeliği alma kavgası yapardı. Nitekim 1984, 1989, 1995, 1999 yerel seçimlerinde de bu konuda başarılı oldular.

ŞİMDİ ise BERTİZLİLER adı altında kimi organizasyonları görür olduk. Kültürel noktada yapılan birliktelik çalışmalarına her zaman saygı gösterdim. Ancak 2004, 2009 seçimlerinde siyasi partilerden kazanma şansı olan adaylara özellikle bu kart açıldı. Bu kart karşısında meclis üyelikleri de alındı. Şimdi yine 2014 seçimlerinde de buna benzer yapılanmaların oluşturulmaya çalışıldığını görüyorum.

Kimileri Elbistanlı, Göksunlu, Afşinli, Bertizli, batı köyleri, doğu köyleri gibi tanımlamalar içine girilerek siyasi sahnede rol kapma, bir yerlere belli isimleri angaje etme uğraşı içine giriliyor.

Bana göre, Belediye Meclis üyeliğini yada bir başka görevi başarıyla yapacak olan isimleri bu şekilde bir yerlere yamamaya çalışmak doğru bir davranış biçimi olmasa gerek. Bunun daha etik, kaliteli ve farklı yollarının olduğunu düşünüyorum.

Bir oda seçiminde, bir yerel seçimde bölgesel tanımlamalar yapılarak, işin içine köylü, kentli, şucu, bucu gibi tanımlamalar yapılması ve bu tanımlamaların ardına sığınılması söz konusu yerlerin ağırlığını ve değerini düşürmektedir. O isimler seçilse bile kamuoyunda bir ağırlığı olmamaktadır.

**

ÖZELLİKLE Ak Parti ve MHP içinde kimi aday adayı olan isimler, Belediye Meclis üyesi aday adayı olan isimler, kente nasıl hizmet edeceklerini anlatmak yerine mahallesini, köyünü öne çıkartarak siyaset yapma yolunu tercih ediyor. Bu davranış biçimi siyaseti dar kalıplara mahkum ettiği gibi, o partiye oy vermek isteyen başka mahalleli ve köylüleri de soğutuyor ve oy vermesini engelliyor.

ZAMAN ZAMAN şu isim şuraya aday gösterilirse oy alır sözüne de ben pek itibar etmeyen isimlerden biriyim. Çünkü bunların artısı olduğu kadar eksisi de olmaktadır. Alınan oya baktığımızda ürküttüğümüz kurbağayı değmiyor. O zaman siyasette amaç ne sorusunu akla getiriyor?

Amaç, üzüm mü yemek bağcıyı mı döğmek?

**

Yazı başlığına aldığım Bertiz Cumhuriyeti ifademe bazı dostlarım alınabilir. Onların canı sağolsun. Ancak evinde oy verme noktasında eşlerine, kardeşlerine gücü yetmeyen insanların böylesi pozisyonlara girmeleri de çok gülünç bir hal alıyor.

Bazı siyasilerden duyuyorum, Bertiz’de oyları toparlarsak biz Dulkadiroğlunda seçimi kazanırız diyorlar..

Bende diyorum ki; namı değer bu bölgede 30 köy var ise ortalama 300 seçmeni olsa toplamda 9000 eder. Oysa kent merkezinde bir mahallenin oyu bu kadar. Köyleri gözümüzde bu kadar büyütmeyelim. Kahramanmaraş nüfusun dağılımına baktığımızda köylerin oy anlamında gücünü yitirdiğini anlatmaya çalışıyorum.

O köylerden Kahramanmaraş’a göçen vatandaşlar, köylerine değil mahallesine yapılan hizmeti daha çok önemsiyor.

Oy verirken köyü değil mahalleyi düşünüyor…

**

HANİ bir zamanlar Kahramanmaraş siyasetine yön veren, seçime giren her partiden Belediye Meclis üyeliği talep eden doğu kökenli vatandaşlarımız? Şimdi neredeler? Yoksa bu kenti mi terk ettiler.

Çevreyi tanımayan, oy ve güç noktasında siyasi analiz yapmayan aday ve parti başkanlarının iş başında olduğu o yıllarda efsane olarak nam saldılar, almak istediklerini aldılar.

Ama bu gün ne adları var ne de sanları. Çünkü şimdi ki siyasiler hangi mahallenin ne kadar oyunun olduğunu biliyor ve bu tip efsanelere ve isimlere de pek itibar etmiyor.

Hele Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde bir mahallenin, köyün, beldenin hatta ilçenin sayısal manada ne önemi var ki?

**

GELELİM şu yolsuzluk operasyonlarına, son birkaç gündür tv ve gazetelerde çarşaf çarşaf yazılıp çizilenleri okuyoruz. Yolsuzluk yapan, bu milletin ekmeğine göz diken kim ise devlet bulup onu ortaya çıkarmakla mükelleftir. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadele ettiğine inandığım Ak Parti iktidarının dört bakanına yönelen bu yolsuzlukların sonuna kadar gidilmesi gerektiğine inanıyorum. Ancak bu operasyonların Türkiye’nin istikrarsızlaştırmasına yönelik zamanlama açısından da kabul etmem mümkün değil.

Sayın başbakan hafta sonuna kadar kabine değişikliği yapacağına dair izlenimler verdi.

Olayın olduğu anda Bakanların görevinden alınması BORSA’da nasıl etki yapacağını bilmeyen insanlar var. Bunun için borsanın kapandığı saatlerden sonra bunun yapılacağını tahmin ediyorum.

Bu süreçte borsada ki kayıplar bizim paramızdır.

Meseleye sadece yolsuzluk noktasında bakmak da doğru değildir. Ancak zamanlamasını öne çıkartarak yolsuzluğu da örtbas etmek de doğru bir yaklaşım değildir.

Meseleye bu şekilde bakılmasının bana göre mantıklı olduğunu düşünüyor esenlikler diliyorum…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri