Cumhurbaşkanlığı seçiminin hararetli hararetli tartışıldığı günlere götürerek konuya girmek istiyorum müsadenizle!..
367 tartışması alevli. Ana muhalefet 367 rakamına kilitlenmiş. Sabri Kanadoğlu TV lerde bir o ana habere bir başkasına gidip geliyor. DYP Lideri Mehmet Ağar ve 3 vekil ile DYP mecliste temsil ediliyor.
Anavatan lideri Erkan Mumcu pazarlık içinde, şu olmazsa biz meclise girmeyiz diyorlar. Onların girip girmeyeceği belli değil.
Sayın Ağar, 367 tartışması içinde ve kendisi başta olmak üzere 4 vekil TBMM’ye girmiyor.
Buna ilk tepki Kahramanmaraş’tan geldi.
Beyoğlu, Karacasu, Kürtül, Kale ve Yeşilyöre Belediye Başkanları Genel Başkanları Mehmet Ağarın bu tavrına karşı, seçmenlerinin görüşleri doğrultusunda DYP’den istifa ederek bağımsız kaldılar.
DYP’de ilk istifa eden bu Beş Belde Belediye Başkanlarına Ak Partiden davet gelir.
Başbakan Tayyip Erdoğan bizzat rozetlerini takarlar.
Tabii Türkiye gündemine o günlerde “bomba etkisi” yapan bu istifaların ardı arkası kesilmez. DYP ve Anavatan Partisinden bir çok Belediye Başkanı, İlçe ve Belde Başkanları partilerinden istifa ederler.
O zor günlerde “partilerinden istifa ederek” bağımsız kalan ve daha sonra Ak Partiye geçen Başkanlar, hiçbir ön şart öne sürülmeden 29 Mart 2009 seçimlerinde aday gösterilmesi “doğru ve etik bir davranış” olması gerekirken, bunun böyle olmadığını üzülerek görüyorum.
Siyasette vefanın olmadığını biliyorum. Ancak Ak Partinin o zor günlerinde “erdemli bir davranış” içine giren bu Belde Belediye Başkanlarına da haksızlık yapılmasına doğrusu benim gönlüm razı olmuyor.
Ak Parti içinde gerek merkez ve gerekse de İl Teşkilatlarında görev yapan siyasetçilerin bu konuyu bir daha düşünmelerini ve bu insanların haklarının teslim etmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Bu gün onlara gösterilen muamelenin bir gün kendi başlarına da geleceği unutulmasın.
Vefa çok önemlidir.
Vefasız davranan partilerin ve siyasilerin birer birer siyaset sahnesinden yok oluşuna en çok son iki yıl içinde tanıklık ettiğimiz kavranılırsa bu sorun çözülür diye düşünüyorum.
Umarım bu beş başkan yeniden aday gösterilir.
Gösterilmez ise bu insanlara haksızlık yapıldığını, insafsızlık yapıldığını tarih yazacaktır.