“Bir bilen’e” ihtiyacımız var

.

Kahramanmaraş’ta dedikodu odaklı bir haber servisi var. İnsanlar kolayca biri ile ilgili iftira, gıybet yapıyor. Üç gün sonra da kendi söylediği yalana inanmaya başlıyor.

Çekememezlik tavan yapmış.

Kimsenin kimseye güveneceği kalmamış.

Bulanık suyu sevenler, bulanık havayı sevenler, bu ortamdan keyif alıyorlar. İşin en ilginci de bu puslu havadan nemalanan insanlarda hep zirve yapıyor. Kimse kimsenin yanlışını açıkça yüzüne karşı söyleyemiyor. Hep insanlar birbirinin ardından işler çeviriyor.

İnsanlar olana değil de, olması muhtemel bile olmayacak olaylara sarılıyorlar. Bu ruh hastalıklı ruhtur. Bu ruhu da huzura erdirmek, ulaştırmak din alimlerine düşüyor.

Ne yazık ki Kahramanmaraş’ta saygı ve hürmet gösterdiğimiz bir çok hoca, alim dediklerimiz ise bu işe lakayt kalıyorlar.

Bu değerli alim ve hocalar kendi görevleri dışında kalan görevlerle uğraşmak yerine asli görevlerine dönseler, bu konularda biraz çaba gösterseler, sanırım kısa sürede bunun meyveleri alınır diye düşünüyoruz.

Bu değerli hocalarımız hayır işlerinde olsunlar, camii ve vakıf hizmetlerinde bulunsunlar ama bu hocalarımızın siyaset ve yerel yönetim noktasında müdahaleci tutumlarını tasvip etmiyoruz.

Yüce dinimiz “işi ehline verin” diye emir buyurmuştur. Ne var ki, bu güzel şehrimizde iş ehline değil de yakınlarına ve yandaşlarına verilir oldu.

Sonuç ortada.

Kahramanmaraş’ta hiçbir alanda barış yok.

Herkes birbirleriyle kavgalı durumda.

Ehil olmayan insanlara verilen makamlar. Ve bu makamların altında ezilen insanlar.

Ve bu makamlar altında ezilen insanlar için en ufak bir eleştiri yapıldığında, eleştiri yapılanın ne dini kalıyor ne de imanı. Yapmayın bunu. Bu doğru bir yaklaşım değildir.

Ak Parti İktidarı Türkiye ölçeğinde büyük hizmetler yapıyor. Ne yazık ki biz bu hizmetleri almada yaya ve yarım yamalak kalıyoruz.

Bunun suçlusu Ankara değildir.

Bunun suçlusu bu şehirde yaşayan bizleriz.

Bizler toplumsal barışı tesis etmede samimi değiliz. İki yüzlü davranıyoruz. Samimiyetsiz olduğumuz içinde sorunları çözmekte yetersiz kalıyoruz. Aciz kalıyoruz…

Bu şehre bir ağabey gerekiyor

Ekonomik gücü olan, sosyal sorunlara duyarlı, çevrede ağırlığı olan, belli bilgi birikimi ve donanımı bulunan bu şehirde onlarca insan var.

Şehirde din alimleri, siyaset yapan insanlar, gazeteciler, iş adamları bir araya gelerek, birinin önderliğinde bir platform oluşturmalıdırlar.

Bu platform kentin akil adamları diyebileceğimiz insanlardan kurulmalıdır. Şehrin sosyal, ekonomik ve siyasi odaklı sorunlarını tespit etmeli ve bunun çözümü yönünde yol haritası oluşturmalıdırlar.

Bunun için siyaset kurumu daha önceki dönemlerden daha uygun ve yatkın durumdadır.

Bencilliği bir yana bırakarak böyle bir oluşumun yapılması ve başarılması hiç de zor değildir.

İnanmak ve mücadele etmek ve birazda fedakarlıkla bu işin üstesinden gelinebilinir.

Yeter ki Kahramanmaraşlı bunu istesin!...

Nitekim 2004 yılında Teşvik ile ilgili yapılan kampanya, birlik olunması buna en açık bir örnektir….

Aynı zamanda Kahramanmaraş’ta sosyal barışın sağlanması için de bu bir mecburiyettir…

Değerli Kahramanmaraşlılar,

Dünyada bir örneği daha yaşanmamış olan Kurtuluş Savaşındaki bu birlikteliğimizin yeniden tesis etmemesi için ortada bir sebep yoktur. Bu gün o günden daha güçlüyüz. Daha azimliyiz. Bu azim değil mi, bunca fabrikaları ortaya çıkaran?

Deprem geliyorum diyor!...

Tarihten ders alınsaydı tarih tekerrür etmezdi. Bizlerde millet olarak hiç tarihten ders almıyoruz.

1970’lerin Maraş’ında o güne kadar gelenler, kenti idare edenler deprem önsezisini bizden daha iyi kavramışlar. Nitekim çok katlı binalar yapılmamış, yapılan evler bahçeli olmuş.

Ne yazık ki o tarihten sonra nüfus artışı ve buna paralel olarak konut ihtiyacı bizi büyük bir yanlışa sevk etmiştir.

Türkiye bir deprem kuşağındadır.

Kahramanmaraş 1. Derecede deprem bölgesidir.

Ve bu kentin aklı selimleri olası bir depremde bu kentin toptan yok olmaması için de önlem almalıdırlar.

Ankara Kahramanmaraş’ı riskli kentler sıralamasına aldı.

Vakit geçirilmeden binalarımızın durumu incelenmelidir. Sonra da yıkılması muhtemel olan yapılar belirlenmeli içinde oturanlar çıkartılmalıdır.

Bunun için vakit geç olmadan bir çalışma başlatılmalıdır. En azından binaların tespit edilmesi, içinde oturanlara bunların söylenmesi gerekiyor.

Şu ortam hiç iyi değil.

Ve bir şeylerin yapıldığından da vatandaşın haberi yok!...

Yapılan bir şeyler var ise bunlar kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri