Daha önceki yazılarımdan birinde Ak Parti’nin referandum mitingini eleştirmiştim.
Yazdıklarımın “aynen” arkasındayım.
Fakat “Ak Parti’nin en kötü mitingiydi” başlıklı o yazıya teşkilat içinden bir kişi “Yoksa kuyruk acısı mı var, Sayın Cuma Karalar’ın kardeşi Veli Karalar” diye yorum göndermişti.
Sırası gelmişken cevap vereyim:
Evet Cuma Karalar’ın kardeşiyim ve Cuma Karalar’ın kardeşi olduğum için kendimi hem şanslı hissediyorum, hemde ağabeyimle gurur duyuyorum.
“Kuyruk acısı”na gelince!
Söz konusu yorumu yapan ve kendisinde “kuyruk sokumu acısı” olduğu yazdığı yorumdan da anlaşılan “aklı evvel” iyi bilmelidirki; Cuma Karalar, en az(!) il teşkilatının başındakiler kadar, en az milletvekilleri kadar “usta siyasetçi”dir, Ak Partili’dir ve “samimi” olarak Ak Parti’ye çalışmaktadır. Ilıca’da yüzde 96 gibi yüksek bir oranda “evet” çıkmışsa bunda Cuma Karalar’ın payı çok çok büyüktür.
Ve bunu bilenler bilir (!!)
***
Şu Ak Parti teşkilatlanmalarında yer alan, birinci derceden sorumluluk sahibi kişiler çok şanslı insanlar. Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi genel başkan her zaman her insana kısmet olmaz. Hele hele bizim Kahramanmaraş gibi başka yere hiç nasip olmaz. İster çalışsınlar ister çalışmasınlar, ister aralarında bir birlerine hasımlık edenler olsun, ister barışık olsunlar “oylar” tıkır tıkır geliyor.
Yani armut pişiyor ağızlarına düşüyor.
Sakın bu cümlelerden “çalışmıyorlar” anlamı çıkarılmasın.
Çalışıyorlar, da…
***
Referandum sonrası Ak Parti adına basında en çok rastladığımız kişi Sayın Nevzat Pakdil oldu. Anlaşılan bu başarıyı teşkilat adına kendisi sahiplendi ve “yukarı”ya da öyle yansıttı. Zaten teşkilatta işlerin O’nun elinden döndüğünü bilmeyen yok!
Madem öyle. Madem başarıyı teşkilat sahipleniyor. Ki, haklı olarak sahiplenecektirde…
“Başarı” nasıl sahipleniliyorsa, “başarısızlık” veya “olumsuzluk”ta öyle sahiplenilmelidir.
***
Ilıca Kasabası’nda her yerde olduğu gibi sandık kurulu üyelerinin önceden belirlendiği halde ve bütün üyelerin cebine dakka başı uyarı mesajları geldiği halde ve buna mukabil sandık kurulu üyelerinin sabahın erken saatlerinde görev yerlerinde oldukları halde, neden sandık başkanlarının elinde bulunan listede hiçbir Ak Partili sandık kurulu üyesinin adı yoktu?
Hemde Ilıca Kasabası’nda kurulu altı sandığın hiç birinde…
Burada sorumlu Ak Parti mi, yoksa İl Seçim Kurulu mu?
Bunun cevabını verecek olanda yine birinci derceden “sorumluluk sahibi kişiler” olsa gerek.
***
Kaç zamandır şehirde Belediye Pasajı esnafı ile Kahramanmaraş Belediyesi arasında yıkım sancısı yaşanıyodu. Bu sancı giderek arttı ve sonunda geçtiğimiz Pazar günü patlak verdi. Neredeyse istenmeyen hadiseler yaşanacaktı.
Sonunda Ökkkeş Şendiller çıktı ortaya ve sorunu “şıp diye” çözdü(!!??)
Yani pasaj esnafının gözünde çözdü.
Merak ediyorum başarıyı sahiplenen kişiler acaba Ökkeş Şendiller oradayken nereye gitmişlerdi?
“Çokoprens almaya gittiler” desem, sabahın o saatinde çok zor...
Sakın yaşananları gülerek izliyor olmasınlar. Neden olmasın ki. Zaten teşkilat içinden ve millevekilleri içinden bazı kişilerin Mustafa Poyraz’ın başarılarını istemeyenlerin olduğu gün gibi ortada.
Hatta “Sağır Sultan” bile duymuştur.
***
O gün orada Ökkeş Şendiller değilde Ak Parti’nin 6 (yazıyla 6) milletvekilinden en az biri olmalıydı. Onlar şehir dışındaysa il başkanı, o da yoksa merkez ilçe başkanı…
Yüzde 79’luk “evet” başarısının ardından basında boy gösteren Sayın Nevzat Pakdil sorumluluk alarak bu işi de çözmeliydi.
Yani o sorunu kesinlikle Ak Patililer çözmeliydi. Tabi teşkilatçılık yaparak Ak Parti adına açalışıyorlarsa!
En azından böyle bir iddiaları varsa!
***
Pazar sabahı orada bulunanlardan edindiğim bilgiye göre, Sayın Şendiller almış telefonu eline, çevirmiş Sayın Mustafa Poyraz’ın numarasını açmış ağzını yummuş gözünü!
Esmiş gürlemiş, bağırmış çağırmış. Hazır kızgın kalabalığı arkasına alımış ve basını da orada bulmuşken…
Eğer söylenenler doğru ise durum çok vahim ve Poyraz’ı yıpratmak isteyenler amaçlarına bir adım daha yaklaşmış durumdalar.
Aynı zamanda da Ak Parti adına “kapkara bir leke”!
Ökkeş Şendiller uyanık adam. Yılların siyasetçisi. Kurt politikacı.
Ortaya çıkacağı zamanı iyi kolluyor ve tutturuyor.
Bilerek ve özellikle Poyraz’ı yıpratmak isteyenlerin oyununa “alet” olduğu iddiasında değilim.
Fakat Şendiller sonuçta bir siyasetçi!
İşini yapıyor. Hemde çok iyi bir şekilde…
***
Sadece “Pasaj Olayı”nda da değil. Şehrin bir çok önemli sosyal mes’elesinde bizim Ak Patliler sus pus.
En önce konuşması gerekenler hiç konuşmuyor.
400 Yataklı hastane inşaatı civarında bir “yapı problemi” yaşandı ve günlerce basında yer aldı, bir Ak Partili çıkıp açıklama yapmadı.
Üniversite ve Sütçü İmam’ın ismi üzerinden günlerdir yapılan tartışmalara partiden ses sada yok.
Yahu sorun çözmek için yoksanız ne için varsınız “Sayın Büyükler”?
Sayın teşkilat ve Sayın Milletvekilleri…
***
Neden başkalarına bu kadar açık alan ve boşluk bırakılıyor. Neden olaylar ve gidişât günahıyla sevabıyla sahiplenilip çözüm yoluna gidilmiyor.
Tabi sen boşluk bırakırsan başkalarıda gelir o boşluğu doldurur.
Bu kişi Ökkeş Şendiller olmasa bir başkası olacaktı elbet.
***
Her şeye rağmen keyifler “gıcır”.
Şimdilik “Tayyip Rüzgârı” iyi esiyor vesselam. Yelkenlerini bu rüzgâra doğru çevirenler “beleş”ten işi götürüyor.
Ammaa, bir gün “Tayyip Rüzgârı” aniden dinerse, aniden kesiliverirse!