Azerbaycan’a ve Dağlık Karabağ’a Ermenistan’ın taciz saldırıları devam etmektedir. Ermenilerin 30 yıldan beri işgal ettiği Dağlık Karabağ sorunu çözülmemiş ve Ermenistan korunmuştu. Ermenistan’ın Hocalı’ da yaptığı katliam ortadayken BM ‘den sadece Minsk grubu kurulmuş olup, hiçbir çözüm ortaya konmamıştır.
Geçen Temmuz ayında Ermenistan ateşkesi bozarak, Azerbaycan’a saldırmış ve üst düzey askerler şehid edilmişti. Bunun üzerine Türkiye ve Azerbaycan bölgede ortak tatbikat yaptılar. 27 Eylül de Ermenistan yine Azerbaycan’a saldırmış, bunun üzerine Dağlık Karabağ’a, Azerbaycan ordusu girip Türk SİHA ve İHA’ lar ile muzafferiyet sağladı. En son Ermenistan’ın 6 balistik füze ile sivil halkın üzerine GENCE şehrine saldırması bardağı taşıran son olay oldu.
Doğu Akdeniz’de başarı gösteren Türkiye’nin birden Kafkasya’ya yönünün çekilmesi manidar olmuştur. Belliki Ruslar bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışıyor. Ermenistan Başbakanı Paşiyan’ın arası Putin ile iyi olmadığı, bu nedenle Paşiyan’a hem bir ders vermesi hem de Türkiye’ye de ‘Bak benim elimde koz var, benimle anlaş ‘ mesajı verdiği düşünülmektedir. Paşiyan da Fransa’yı arkasına alarak ve terör örgütleri ile de temasa geçerek gücünü arttırmayı hedeflemektedir. Ermenistan haksız olduğunu biliyor ve masada kaybedeceğini de biliyor. Bu yüzden anlaşma yolunu seçmeyerek güvendikleri güçleri arkasına alıp savaşa hazırlanıyorlar. Ancak bu kez karşılarında güçlü bir Türkiye var. Milli silahlar ile Türkiye büyük bir avantaj yakalayarak, uluslarası hukuku da iyi kullanmaktadır.
Ermenistan, Mingeçevir ve Terter’e de 5 Ekim sabahı yine füze attı. Ermenistan, savaş suçu işlemeye devam etmiştir. Cephede kaybettiği Dağlık Karabağ’dan taktiksel olarak geri çekildiklerini açıklayarak yenildiklerini kamuflaj etmeye çalışmaktadır.
Diğer yandan Türkiye ve Azerbaycan lehinde Pakistan Savunma Bakanlığı bir Millet üç Devletiz diyerek destek açıklaması yaptı. Ayrıca Moldova’da Gagauzya Özerk Cumhuriyeti Başkanı İrina Vlah da; “din kardeşimiz Ermenistan’ın değil, kan kardeşimiz Azerbaycan’ın yanındayız” diyerek desteğini açıklamıştır.
Hindistan’a devlet olmayı Türkler öğretmiştir. 1001 yılından Gazneli Mahmut ile Babür İmparatorluğuna 1857 ye kadar oraları Türkler yönetmiştir.. Eğer oraları Türkler yönetmeseydi küçük racalık olarak kalacaklardı. Zira tarihte hiç büyük bir racalık kurulmamıştır. Hindistanı büyük devlet yapan çok kültürlü bir milleti bir arada tutan Türk devletleri olmuştur. Bu yüzden Urdu dili (Ordu dili) gelişmiş, Müslümanlara miras kalmıştır. Türkler sömürgeci olmamışlar ve orayı kalkındırmışlardır.
İskitlerin Kuzey Hindistan'ı zaptı ile tarihin 900 yıla yakın Türklere yurtluk yapmış Pakistan, Bangladeş ve Hindistan coğrafyasında bugün nüfusları 22 milyonu bulan, Urduca konuşan ve Türk kanı taşıyan Mughal Türkleri vardır.
İngilizlerin, Hint-Moğol veya Mughal İmparatorluğu diyerek Türk kimliğini gizlemeye çalıştığı Babürlüler’in torunları bugün Hindistan ve Pakistan’da yaşamaktadır. Geniş bir alana yayılmış olan Mugal Türkleri, Pakistan’ın Sind ve Pencap Eyaletlerinde, Jammu-Keşmir’de, ayrıca Hindistan’ın Uttar Pradeş, Karnataka, Andra Pradeş, Delhi, Gucarat, Madhya Pradeş, Tamil Nadu ve Bihar bölgelerinde dağınık biçimde yaşamlarını sürdürüyor.
PAKİSTAN- HİNDİSTAN TÜRKLERİNİ; AZAD KEŞMİR TÜRKLERİ , SELÇUKLAR, MUGALLAR , HAZARALAR , AYBEKLER, KARLUKLAR , KARAÇİLER , PAPRALAR, ŞİRVANİLER , GUCARLAR, OSMANİLER’i sıralayabiliriz.
Urdu dilinin ilk şairi Emir Hüsrev Dehlevi de kendisinin Türk olduğunu ifade etmiştir. Yine meşhur Esed Galib de kendisinin Aybek Türklerinden olduğunu belirtmiştir. Daha burada zikredilmeyen pek çok Türk boylarının olduğu bir gerçektir.
250 milyon nüfuslu Pakistan’da yaklaşık 50 milyon Türk’ün olduğu, Hindistan’da ise buna yakın sayının olduğu sanılmaktadır.
Ayrıca İran da da Türklerin, Azeri Türkleri diyerek kamufle edilen milyonlarca Türk bulunmaktadır. Bu Türkler de Azerbaycan’a destek yürüyüşünde bulunmuşlardır. Ancak İran yönetimi tarafından halk dağıtılmıştır. Belki bir gün Dünyadaki Türklerin birleşmesi gerçek olur.
Türkiye’nin milli silah ve ekonomisi kuvvetlendikçe, düşmanlarımız rahatsız olmaktadır. Yedi düvel ile savaşan bir ülke konumundayız. Büyük Türkiye ve büyük umutlara yolumuz açılıyor. Saygılar