Karacasu ve Kavlaklı seçimleri iptal edildi. İptal gerekçesi ise “Kahramanmaraş Belediyesinin başvurusu” olarak kamuoyuna deklare edildi.
Bu süreçte her mikrofon uzatılan bir başka telden çaldı.
Tabiri caizse mavra üstüne mavra sıkıldı.
Seçimde her aday gösteren siyasi parti “seçimi biz kazanacaktık” deyip durdu.
İktidar partisine ve adaylarına neredeyse hiç şans tanınmadı. Yani vurun abalıya misali.
Herkes iktidarı herkes Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ı eleştirdi.
Süreç ile ilgili hafızamı yokladım.
Milletvekili Sayın Avni Doğan o gereksiz açıklamayı yapmasaydı, toplumun tepkisi farklı olacaktı.
Hatırlayalım o gün sayın Doğan: “bu beldelerde yaşayan vatandaşlarımız Kahramanmaraş belediyesine bağlanmak istemiyorlardı. Bizde bunun için itiraz etmedik, sizin görüşlerinize saygı gösterdik. Biz iktidarız, biz hükümetiz, biz istemediğimiz zaman kimse bir şey yapamaz!”
Tabii bu iddialı sözlerden birkaç gün sonra da seçimler iptal edildi.
Şimdi Sayın Doğan kendini nasıl savunacak?
Kahramanmaraş Belediyesinin “İTİRAZ” yaptığından bile haberi olmayan bir milletvekilinin toplum nezdinde düştüğü duruma bir bakın.
Resmen “yalancı” durumuna düştü.
Sayın Doğan’ın yerinde olmak istemezdim.
Konuyla ilgili parti temsilcilerinin yaptıkları açıklamalara baktığımda iktidar cenahına özellikle de Kahramanmaraş Belediye Başkanı Sayın Mustafa Poyraz’a haksızlık yapıldığını düşündüm.
Yani o makamda kim olursa olsun; İTİRAZ başvurusu yapardı. Daha önceki yazımda da bunu kısaca anlattım.
Bizler bu kente hizmet gelsin diye; seçimlerde Ak Parti’nin işinin zor olduğunu yazdık.
Aslında şunu ben çok iyi biliyordum; iktadar seçime 1-0 önde başlamıştı ve seçimin favorisiydi.
Belki birkaç hizmet alabiliriz düşüncesiyle seçim Ak parti için çok zor dedik.
Dedik de ne geçti elimize?
Kente gelen Sayın Bakanların her hangi bir müjdesine tanık olamadık. Ak Parti teşkilatı da, Milletvekillerimizde bu süreci ilk baştan bu yana iyi sürdüremediler, sınıfta kaldılar.
Burada Belediye Başkanı Sayın Poyraz’a bir sorumluluk düşüyor. Vakit geçirmeden her iki beldenin acil ihtiyaçlarını çözmesi için bir çalışma içine girmesidir. Buna mahkum hatta mecburidir.
Bunları yapması halinde o beldede yaşayan vatandaşların öfkesi dinecektir.
İlgisiz kalınması halinde ise bu sorun daha uzun yıllar devam edecektir.
MHP İL BAŞKANINA
Kimlik gazetesi sahibi ve sitenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Fiskeci MHP ile ilgili üst üste iki yazı yazdı.
Sayın Fiskeci iyi bir köşe yazarıdır. Nerede duracağını bilir, ölçüyü kaçırdığında ise “özür dilemesini bilir”
Bu şehirde eli kalem tutan, bu kentin makus geri kalmışlık zincirini kırabilmek için mücadele eden üç beş isimden birisidir.
Bu süreçte doğal olarak zaman zaman kantarın topuzu kaçar. Bu hepimiz için geçerlidir.
Sayın Fiskeci’nin yazdıklarının büyük kısmına katılmakla birlikte, katılmadığım yanları da vardır.
MHP İl Başkanı Sayın Mustafa Bastırmacı beni telefonla aradı. Doğal olarak yakındı.
Sayın Bastırmacı ve sayın Fiskeci’nin haklı yönleri vardır. Önemli olan sorunların çözümü yönünde bir iradenin ortaya konmasıdır. Hani bir söz vardır. “eşeğin hatırı yoksa sahibininde mi hatırı yoktur!” diye. İyi de kardeşim İl Başkanı da bir partinin en yetkili ismi kentte.
O zaman İl Başkanı bu sorunu bir şekilde çözmek zorundadır. Herkes çözümden kaçarsa, istenmeyen olayların olması da kaçınılmaz oluyor.
Seçimler nedeniyle birçok insanın adaylardan alacağı vardır. Ve bu aday olduğu partiyi bağlar.
Ve o partilerin il başkanları da bunu bir şekilde çözmek zorundadır. Yoksa bunun adı sorumluluktan kaçmak olur.
Bunu da bir dost tavsiyesi olarak bütün siyasi partilerin il başkanlarına duyurmak istiyorum.