Gazeteci Bekir Dogan"ın bu günkü köşe yazısının başlıgı: "kuşları yazalım!" bende kuşları yazmaya karar verdim. Dogan kardeşim havadaki kuşları bende karadaki kuşları yazayım. Olmaz mı?
Yazıma ilham kaynagı kadirşinas dostum, uzun yıllardır her alanda karşılıklı ufuk alışverişi içinde oldugum, düşünceleri ile Kahramanmaraş ortamının çok çok üstünde olan yazar ve şair aynı zamanda senarist Mustafa Önyurt.
Kahramanmaraş Mustafa Önyurt"u anlayamadı.
Mustafa Önyurt"ta Kahramanmaraş"ı anlayamadı.
Bir göz attım tezgahın arkasına
Toy belli degil, alim belli degil
Sıgınmış elbisenin markasına
Soy belli degil adam belli degil..
Evet? Kahramanmaraş"ta kimi insan bir aysberg misali. Ne oldugunu ne kadar büyük oldugunu göremiyoruz.
Kimi insan ise oldugundan büyük gözüküyor. Altı baglar gazeli!...
Kahramanmaraş; bizde bir sevdadır.
Kahramanmaraş"ta yaşamak bizim için bir ayrıcalıktır.
şimdi size kısa bir yaşam öykümden kesitler sunmak istiyorum:
? Kenar mahallede yani varoşlarda oturuyorum. Beni en çok mutlu eden, sabah biraz geç kalkacak olsam arabaya dogru ilerlerken bir iki pencere açılır. Yaşlı kadın yada erkek, bazen evlilik çagına gelen komşu kızlarımız yada delikanlılarımız bana seslenirler; "hayırdır hastamısın? Ya da bir hastan mı var? Bayramlarda evimiz şenlenir. Mahalleye yeni gelen kiracılardan tutunuzda yaşlısı genci herkes bizimle bayramlaşmak ister. Bayram namazında bayramlaşmak için tuttugumuz sıra da belki 300 belki 500 insan olur. Tek tek bayramlaşırız. Hele bir cenaze yada o evde hasta varsa ev her zaman hareketlidir. Insanlar gelirler- giderler"
Bana diyorlar ki; ?artık bu mahalleden çık!?
Sevginin, kardeşligin olmadıgı paylaşmanın olmadıgı, dostluk ve arkadaşlıgın olmadıgı apartmanlarda yaşamak bana göre degil. Siz hiç 500 gram tutarındaki et ile yaptıgınız kebabı etrafınızda ki yaşlı ve kebap yapamayan insanlara birer şiş dagıttıgınızda yaşadıgınız sevinci, o insanın size söylemeye çalıştıgı iltifatlara şahit oldunuz mu?
Kusura bakmayın dostlarım.
Kahramanmaraş"ta onlarca fabrikam olsa bile, çok çok zengin olsam bile, o varoşlarda yaşayacagım.
Ben bir insan olarak ne mazimi degiştirdim ne de semtimi degiştirmeye gayret gösterdim.
Insan önce kendi içinde dürüst olmalıdır. Kendi içinde dürüst olmayan insanın başkalarına dürüstlük edebiyatı yapmaya hakkı yoktur.
Yalan yanlış kendinin uydurdugu bir geçmişin ardına sıgınarak kendi kendine unvan ve paye getiren, getirmeye çalışan etrafımızdaki insanların pespayeliklerini görüyor, gözlemliyoruz.
Sevgili Önyurt ne güzel demiş;
Sıgınmış elbisenin markasına
Soy belli degil adam belli degil..
Evet sevgili Bekir Dogan kardeşim. Sen havadaki kuşları yazdın bende karada ki kuşlardan sana bir kesit sundum.
Hz. Mevlananın dedigi gibi;
?Ya göründügün gibi ol, ya oldugun gibi görün!?