Yaklaşık 2 saat kadar Ak Parti aday tanıtım toplantısını takip ettim. Malum bel ağrılarım var. Ayakta duramaz olunca, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil’in konuşmasından sonra salondan çıktım.
Kalabalık iyiydi, salonda boş yer yoktu. Bu kalabalığı MHP’nin aday tanıtım toplantısında da gördük. Kalabalıklar bizi yanıltmadı. Her ilçeden, Beldeden gelen insanlar vardı.
Burada iki önemli şey dikkatimi çekti.
Bir tanesi Sayın Başbakan’ın Davos Zirvesinde yaşanan olayla ilgili canlı bağlantı ve insanların ilgisi, heyecanı ve tepkisi.
Doğrusunu ifade etmemiz gerekirse, toplumun büyük çoğunluğunun hislerine tercüman oldu.
Gece televizyon izleyemedim. Sabah açıklamalarını ve tepkilerini internet sitesinden takip ettim.
Başbakan bana göre şu konuda haklıydı. “Gölgelerinden korkanlar devleti yönetemez!” Ayrıca “ Türkiye gündemi takip eden değil, gündemi belirleyen bir ülke olması gerçeği”
Tırsmadan, efelenmeden, dikilmeden dik durulması konusunda Sayın Başbakanı gönülden tebrik ettim.
Biz millet olarak gücümüzün farkında değiliz. Türkiyesiz Orta doğuda barış olmaz. İç mihraklar, dış mihraklar bizim biraz toparlanmamıza izin verseler, Türkiye’nin önünü kimse tutamaz.
Ama görüyoruz ki; ülkemize ihanet derecesinde koltuklarını bırakmamakta zorlanan insanlar var. O büyük büyük diye gördüğümüz insanların ülkemizde birbirimize düşmemiz anlamında yaptığı çirkeflikler, oyunlar, aldatmalar bir bir ortaya çıkıyor. Türkiye üzerinde ki “kamburlardan” kurtulma mücadelesi veriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde O günün Genel Kurmay başkanı ile Erkan Mumcu arasında geçtiği ifade edilen sözler ve bu tavrın ülkemizin ekonomik kaynaklarına verdiği zarar. Bunu neyle izah edebilirsiniz? Bunun adı ülkeyi sevmek mi? Bunun adı vatana sahip çıkmak mı? Bilmiyorum.
Millet olarak inançlarımızı, değerlerimizi yitirmeye başladık. Kim doğru kim yalan, kim katil, kim masum bilemez hale geldik. Kısacası toplum olarak travma geçiriyoruz.
Gelelim ikinci önemli bulduğum olaya;
Milletvekilleri tek tek salona giriyorlar, Nevzat Pakdil ve eski merkez ilçe başkanı Fatih Erkoç’a yapılan tezahürat ve alkışlara bir anlam yüklemek istiyorum.
Bu anlamın adı; Dik durmaktır. İkili üçlü hatta on üçlü oynamamaktır. Sevgili Fatih’e bende bu dik ve sağlam duruşundan dolayı kutluyorum.
Yolun açık olsun sevgili Erkoç!...