Bundan iki ay kadar önce 05 Mayıs 2011 tarihinde Diyarbakır’da toplanan Demokratik Toplum Kongresi'nde (DTK) konuşan BDP'nin Van'da desteklediği bağımsız milletvekili adayı Aysel Tuğluk, Türk Devletini tehdit ederek, seçimden sonra kötü şeyler olacağını ileri sürmüştü. Tuğluk, "Kürtler hükmünü vermiştir, çözüm AKP’ye rağmen gelişecektir. Kürtlerin bu anlamda sabrı da bitmiştir, tahammüle de. Devletle olmuyorsa, halkımız kendi demokrasisinin kuracak ve kendi kurduğu bu sistem içinde yaşamasını bilecek kadar örgütlüdür. Bu statüsüzlük durumu daha fazla devam edemez. Mısır gibi mi olur, Suriye gibi mi bilinmez. Ancak bir statü kazanılacak ve ne pahasına olursa olsun savunulacaktır" demişti. İşaret edilen tarih geldi ve maalesef dedikleri oldu…
13 ASKERİMİZ ŞEHİT EDİLDİ
Seçimden sonra artarak devam eden terör olaylarında bir ayda kaybettiğimiz can sayısı 22 ulaştı. Son olarak Diyarbakır - Dolapdere köyü mevkiindeki PKK teröristleri tarafından pusuya düşürülen 13 askerimiz şehit olurken, 2'si ağır 7 askerimizde yaralandı.
DEMOKRATİK ÖZERKLİK İLAN EDİLDİ
14 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakır da toplanan Devlet ve Millet düşmanları bir deklarasyon (bildirge) yayınlayarak “Özerkliğimizi ilan ediyoruz” dediler.
Yayınlanan bildirgede;
“Ortak vatan anlayışı temelinde Kürt halkı olarak demokratik özerkliğimizi ilan ediyoruz. Demokratik özerklik projesinin mimarı Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın daha fazla katkı sunması için gerekli koşulların yaratılmasını istiyoruz. Özgürlük yürüyüşünü sürdüren halkımıza çağrımızdır. Haklı davamızda, yitirdiğimiz yiğit evlatlarımıza bağlı kalarak, özerklik sürecine bağlı çıkmaya, güçlendirmeye davet ediyoruz.
Halkımızın vicdanı olan, aydın, yazar, STK temsilcileri, coğrafyalarımızda yaşayan herkesi, kendisini demokratik özerk Kürdistanlı olarak tanıtmaya davet ediyoruz.
Başta kardeş Türkiye halkları olmak üzere, tüm Ortadoğu halklarıyla tarihsel bağlarımızı kurmaya davet ediyoruz. Kardeş Türkiye halkımıza çağrımızdır, yüzyıllardır birlikte yaşam yanında, kürt halkının özgürce yaşam özlemi temelinde ilan edilen demokratik özerkliğe karşı sorumluluğu gereği dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.
Kürt halkının tüm dostlarımıza çağrımızdır. Acılarına olduğu kadar sevinçlerine de ortak olan sosyalist demokrat liberal dindar feminist parti kurum ve şahsiyetleri bu gurur verici süreçte halkımızın yanında olmaya çağırıyoruz” denildi.
Bu Devlete isyan değilse nedir? Tarihte “Devlete İsyan Etmenin Cezasını” bilenler, Allah aşkına söylesinler. Bu başkaldırı; Büyük Millet Meclisinde gurubu bulunan siyasi partilerimizin yayınladığı bildiriyle geçiştirilmemeli ve mutlaka gereği yapılmalıdır. MİLLİ VİCDAN böyle olmasını emrediyor…