Dünyamız nereye gidiyor ve nasıl oluyor da bu denli kirletip yok etmeye çalışıyor insanlar. Gidilecek başka bir dünya var mı ? Sanki hep birlikte yok etmeye, yaşanılmaz yapmaya karar verilmiş gibi dünyanın birçok yerinde insanlık suçları işleniyor. Barış mesajları havada uçuşurken kurşunlarda uçuşuyor, patlamalar hedef alıyor insanları, gruplar, terör, ideolojiler…
***
Çocuklarımıza iyi bir gelecek sağlamak hepimizin isteği ve dileğidir. Lakin her sabah bir kötü haberle uyanıyoruz güne. Acaba sonuç ne olacak, arkasında kimler var? Şimdi ne olacak? Sorular uçuşuyor kafamızın içinde. Olaylar yaşamı etkilese de yaşamak insanın birinci görevidir ve yaşamak sadece nefes almakta değildir. Ülkemizde yaşananlara kayıtsız kalamayız. Yaşadığımız sürece bir elin parmakları gibi hür ama, tasada sevinçte bir bilek gibi olabilmekte çok önemli ülkemizin bu zor günlerinde. Sakinliğimizi koruyup sağduyulu olmakta fayda var. Öfkeyle kazanım olmaz.
***
Son günlerde peşpeşe ülkemizde yaşanan olaylar hepimizi daha da çok düşündürdü. Önce Beşiktaş olayın acısı tazeyken akabinde Kayseri olayının acısını yaşadık. Acılarımız henüz taze iken bir yeni kötü haber de Ankara’dan geldi. Rus büyükelçisi Andrey KARLOV ‘un öldürülmesi olayı ülkemizi üzdü ve düşündürdü. Katil zanlısının özel harekatta görevli bir polis olduğu, teşkilatta iki buçuk yıldan beri barındığı deşifre edildi. Aydın Söke doğumlu katil eylemini planlı bir şekilde, büyükelçinin koruması görevindeymiş gibi tanıtıyor kendini ve sanat merkezinden içeri giriyor. Ve eylemini gerçekleştiriyor. Ve dünyada bir ilk olarak katil ve maktul aynı fotoğraf karesinde yer alıyor. Katil öldürülüyor ama büyükelçi kurtulamıyor. Yanına koruma almadan gezen ender elçilerden biri ve silahsız. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı ve bir insanın daha canına kıyılmasaydı. Allah’ın verdiği canı Allah almalı, kul değil !!!
***
Şimdi, akıllara şu soru geliyor. Katil özel harekatta nasıl barınmış? Ne şekilde girmiş? Nasıl bir güven oluşturmuş ve içinde bulunduğu teşkilata nasıl uyum sağlamış ki ayırt edilememiş? Akıllara hemen içimize kadar sızıp, bizim gibi yaşayan, askeri okullara, normal okullara ve toplumun her kesiminden insanları şifreleyerek yerleştiren Fetö örgütü gelmekte. Devlette, millette bu fikirde. Örgüt üyeleri bizim yanımızda, içimizde bizden çok vatanperver, daha çok ülke çıkarını düşünen insanlar gibi gözüküp kendilerine yer edinmişler. Bize benzemişler asıl niyetlerini gizlemişler. İçimizde yuvalanmışlar taki açık edilinceye dek. Mücadele bitti mi, hayır ?...
***
Bir Japon atasözü der ki ;”pirincin siyah taşından değil beyaz taşından kork.”
Fikrini ve karakterini ortaya koyan insanlar bellidir. Niyet ve duruşları bellidir. Özleri de sözleri de bütünlük içindedir ki bu insanları görmemek mümkün değildir. Bu insanları olaylar karşısında duruş ve söylemlerinden de anlarız. Oysa bize benzer gözüküp asıl amacını gizleyen dünkü olayda da bunu açık eden bir eylem gördük.
Tam da Rusya ile uçak olayı üzerine mutabık kalınacağı ve görüşmelerin başlayacağı günün saatler öncesin de olayın cereyan etmesi dikkat çekici. Anlaşmayı baltalamak, uzlaşma sürecini bozmak amacıyla yapılan bu menfur saldırı çok şükür ki amacına ulaşamadı.
Nihayetinde cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya devlet başkanı Vladimir Putin bu olayın Fetö girişimi olduğu konusunda mutabık kaldı ve görüşmeler ertelenmedi ve etkilenmedi. İki ülke bu anlamda fikir birliğine varması sevindirici bir durum. Görüşmelerin her iki ülke için de hayırlara vesile olmasını diliyorum.