Bugün 13 Şubat 2009. 44 gün sonra sandığa gideceğiz. Bu gün seçim olsa sorusuna bir gazeteci olarak cevap arama uğraşısı içine girdim.
Pazarcık, Türkoğlu, Göksun, Afşin ve Elbistan ilçelerini gezdim. Kahramanmaraş kent merkezinde ise 15 civarında mahalleye gittim. Malum her yerde bizi tanıyan üç beş insan oluyor. Bizi tanıyan, tanımayan insanlarla sohbet ediyor, seçim sonucunu gözlemlemeye çalışıyoruz.
Gördüğüm manzara öncelikle Ak Parti açısından iyi değil. Belki İl genelinde İl Genel Meclisi oyları anlamında birinci parti çıkabilir. Ama öyle kent merkezinde ki gibi 9-0 devrinin kapandığını ifade edebilirim.
“DAVOS” tavrı iç politikada bir iki gün hava yaptı ama şimdi unutuldu. Zira insanlar geçim derdine düşmüş. Orta direk “yandım Allah!” diyor.
Esnaflarla konuşuyoruz. Konuştuğum esnaflar “iflas” edebiliriz, iş yerlerimizi kapatabiliriz diyor. Vesselam durum pekiyi değil.
Yukarıda isimlerini saydığım ilçelerde Ak Parti adaylarının açık ara önde olduğu hiçbir yer gözlemleyemedim.
Zaman zaman 1989 Yerel seçimleri ve Anavatan iktidarının düştüğü o günkü durum yazılıp çiziliyor. Ak Parti o kadar güçsüz değil. Ama 22 Temmuz seçim süreci kadar da güçlü değil.
Zaman zaman MHP ile ilgili 1999 rüzgarı yok deniliyor. Ben buna katılmıyorum.
Ak Partiye “oy vermeyi düşünmeyen” seçmenlerin alternatif olarak MHP’de yoğunlaştığını gözlemliyorum. Bu ne kadar sandığa yansıyacak bunu şimdiden kestirmemiz mümkün değil.
Kahramanmaraş kent merkezinde olduğu kadar ilçelerde de Milletvekillerine yoğun bir tepki var. Bu tepki her geçen gün biraz daha artıyor. İl Genel Meclisi sıralamaları, Belediye Meclisi sıralamaları merkez ilçe dahil bütün seçim bölgelerinde “olumsuz” bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Bilindiği gibi siyasi partiler listelerini 17 Şubat 2009 Salı günü Seçim kurullarına verecek.
Basına yansıdığı kadarıyla, Ak Parti cephesinden baktığımızda İl Genel ve Belediye Meclisi ile ilgili ciddi eleştiriler var. Konunun muhatabı olan insanlar “topu hemen bir başkasına atma” çabası içine giriyorlar. Bu da parti içinde “muhatap” bulunamıyor yakınmalarına sebep veriyor.
Hastalığım nedeniyle Ak Parti seçim bürosu açılışı ve 12 Şubat törenlerini izleyemedim.
Gazeteci arkadaşlarımla yaptığım görüşmelerde, seçim bürosu açılışının öyle sanıldığı kadar parlak olmadığını ve insanların ilgi göstermediklerini söylediler.
Şu anda bütün siyasi partilerin aday gösterdikleri insanlarda belli bir vasıf ve donanımın olduğunu görebiliyoruz. Eğer parti sempatizanları doğrudan kendi adaylarına “oy verirlerse” Ak parti oy kaybetmesine rağmen bir çok ilçede seçimi kazanır.
Ama insanların bize söyledikleri gibi sonuç olarak sandığa yansırsa Ak Parti merkez ilçe dahil bir çok yerde Belediye Başkanlığı seçimini kaybeder.
Bu iddiama temel sebep teşkil edecek ikinci konu ise; 2004 seçimlerinde ki katılımdır. Hatırlanacağı gibi seçimlere katılım % 67 civarındaydı. Ak parti adayının aldığı oy yüzdesi ise % 65 civarındaydı. Ak Partiye oy vermeyi düşünmeyen insanların “sandığa gitmediği” gibi bir iddia da burada ortaya çıkıyor.
Şimdi “Ak Partiye bir ders verelim” düşüncesi ağır basarak, seçmen sandığa yönelirse, bunun sonucunu kestirmek şu an itibariyle zor olduğunu kabul etsek bile, Ak Partinin oy yüzdesini de düşüreceği muhakkaktır.
Bu tespitlerimi güçlendiren bir iki anekdot aktarmak istiyorum sizlere; 1989, 1991, 1994, 1995, 1999, 2002, 2004 ve 2007 seçimleri ile ilgili yazdığım yazılarda sonuç şöyle böyle doğru çıkmıştır.
2007 Genel seçimlerinde Ak parti oylarını 100 bin artırır diye yazdığımda, bir çok insan bana tepki göstermişti. Yine aynı seçim için MHP’nin alacağı oy 60 bin ancak olur diye yazmış, o dönemde MHP Milletvekili adayı Dr. Faruk Atlı dostumla tartışmıştık. Sonuç ortada.
44. gün sonra sandığa gideceğiz. Türk siyasi hayatında 24 saatin çok büyük bir zaman olduğunu biliyorum.
Seçim haftasında iktidar partisi birkaç önemli konuyu Türkiye gündemine getirirse, tabii ki sonuç farklı olur. Bizim bu gözlemimiz bu günü ifade ediyor.
Yarın ile ilgili bir kehanette bulunmamız mümkün değil. Kaldı ki 17 Şubat tarihinden sonra Ak Parti cephesinde daha fazla tartışmaların olacağını da tahmin ediyorum.
Zaman ne getirir, ne götürür bilmiyoruz. Seçimlerin ülkemizin ve kentimiz için hayırlara vesile olmasını dilerken, sağlıklı ve huzur dolu bir seçim döneminin geçmesini temenni ediyorum.
Seçime giren bütün adaylara başarılar.
Kazanan Kahramanmaraş olsun!....