Kahramanmaraş iklim ve doğal güzellikleriyle yaşanabilecek bir şehir. Ancak insanların birbirine saygısı, özel hayata saygı, karşılıklı sevgi ve muhabbet yok denecek kadar az.
Bunun sonucu bu şehirden ağabey çıkmıyor, lider çıkmıyor.
1980 yılından bu yana baktığımda, siyaset dünyasında; Ali Doğan, Mehmet Sağlam, Nevzat Pakdil, Veysi Kaynak ve Mahir Ünal gibi şehre katkı yapmaya çalışan az ya da çok eser vermiş insanları onure etmek, destek çıkmak yerine onları kötülemek, küçük düşürmek için ne gerekiyorsa onu yapan azınlık da olsa bir kitle vardır.
İş Dünyasına gelince; Kahramanmaraş’ta kazandıklarını yine bu şehirde yatırıma dönüştüren ve şehre katma değer oluşturan Hanifi Öksüz, Kadir Kurtul, Galip Çalık, Şahin Balcıoğlu, Mustafa Narlı, Ahmet Duran Balsuyu, Ticaret ve Sanayi Odası eski Başkanı Mehmet Balduk gibi isimleri ilk fırsatta sayabilirim.
Yukarıda isimlerini yazdığım ve adını unuttuğum bu insanlar öyle yâda böyle bu şehirde bir hatıraları, izleri ve emekleri olan insanlardır. Bunları küstürmemiz halinde bu insanların sokaktan, siyasetten ve iş dünyasından çekilmeleri bu şehrin faydasına değil zararına olacaktır.
Ekonomik anlamda Kipaş Holding yalpalarsa bu şehirde sanayi durur binlerce insan işsiz kalır.
**
Bu mesleğe başladığım 1981 yılında Kahramanmaraş’ta binin üzerinde Kahve ve Çayhane vardı. İnsanlar altı ay çalışır altı ay yerdi. Fakirlik vardı, yoksulluk vardı. Ama bu gün yapılan özel sektör yatırımları sayesinde Kahramanmaraş serpildi büyüdü.
Kimse dokunulmaz değildir. Kimse eleştirilmez değildir. Kimse de kendini dev aynasında görmesin. Mezarlıklar da vaz geçilmezlerle dolu. Ancak bir konu gündeme getirilirken de ahde vefa, kadirşinaslık, ölçülü davranmak gibi konularda büyük önem arz eder.
Meslek hayatımın hiçbir döneminde, kendi mesleğimi zan altında bırakacak bir ifadeyi yazmak bir yana kullanmadım bile. Mesleğe saygımız olmaz ise kimse de bize saygı göstermez.
Meslek ahlakı, meslek onuru çok önemlidir.
**
Kahramanmaraş’ta hemen hemen bütün mesleklerde bir bölünmüşlük vardır. Bu bizim meslek içinde geçerlidir. Bu kadar Gazeteci derneğinin olduğu bir şehirde ortak ses çıkmaz. Ortak ses çıkmadığı içinde meslek etiği, meslek ahlakı söz konusu olmaz.
Bugün Mahir Ünal, Ahmet Özdemir, Celalettin Güvenç, Ali Öztunç, Sefer Aycan, Cihat Sezal, Habibe Öçal, İmran Kılıç milletvekili olarak bizleri üç farklı partiden TBMM’de temsil etmektedir.
Bu siyasi isimlerin bizi güçlü bir şekilde temsil etmeleri için şehrimizde yeri geldiğinde tek ses olabilmeleri için kamuoyu baskısına ihtiyaç duyulur. Bizler yazılarımızda, sohbetlerimizde buna vurgu yaparsak ortak bir ses olarak çıkarız ortaya.
Aynı şeyler İş Dünyası içinde geçerlidir. Bizler eleştirilerimizi yapalım ama şehre yatırım yapan, bu şehri bir adım öteye taşıma gayreti içinde olan Sanayicilerimize, İş insanlarımıza ve STK’larımıza da sahip çıkalım. Sadece yıkarak bir yere varamayız.
Biraz yapıcı olmaya gayret edelim, eleştirelim ama bu eleştiri vicdanları da yaralamasın.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şahin Balcıoğlu bu şehre faydalı bir insan.
Yüreği memleket sevdası ile dolu bir insan. Bu insanı eleştirelim, ama bu eleştirilerimiz ahlak ve vicdan doğrultusunda olsun.
Kişisel kavgalarımız ile şehir bir adım ileri gitmez.
Kral çıplak dememiz gerektiğinde bunu hep birlikte söyleyelim. Biz enerjimizi bireysel kavgalarla harcamak yerine şehir için harcayalım.
Son sözüm;
Biraz sağduyulu ve aklı selim olalım!...