Bir süre önce İçişleri Bakanı yaptığı bir konuşmasında Şanlıurfa, Denizli ve Malatya’nın 2011 yılında Büyükşehir olacağını açıkladı. Doğal olarak bu açıklamada Kahramanmaraş adının gündeme alınmaması, zikredilmemesi beni üzdü. Çünkü Kahramanmaraş, Denizli ve Malatya’dan her alanda daha küçük değildi?
Bu açıklamaya Ak Partide siyaset yapanlar başta olmak üzere, siyasi partiler, Sivil Toplum örgütleri tepki göstermeli ve bu şehirde kampanyalar düzenlenmeliydi.
Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ın bile bu konuda bir açıklama yapmamasını çok manidar bularak, meseleyi derinden analiz yapmak istiyorum.
Hatırlanacağı üzere Sayın Başbakanımızın ziyaret ettiği 20 Ağustos günkü köşe yazımda bu konuyu ele alarak, meselenin gündeme getirilmesini istemiştik.
Ne yazık ki; Kaleye bir top örneğini yine yaşadık.
Bana göre bunların sebebi;
Bu şehrin sahipliğini uhdesinde gören, köyden, ilçeden ve başka şehirlerden gelenlere tepeden bakan statükocu bir zihniyetin varlığı bu şehirde hiç inkar edilemez.
Zira birkaç yıl önce Doğu ve Güneydoğu’dan göç alan şehirlerdeki alt ve üst yapı sorunu çözmek için adım atan hükümet cazibeli il- cazibe merkezleri oluşturmak istedi ve 9 şehri bu kapsam içinde değerlendirerek ciddi manada ekonomik destek verdi.
O süreç içinde Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Balduk ile benim yazdıklarım dışında bu önemli konu kimsenin dikkatini çekmedi, ilgisini çekmedi.
Bunun sebebi sizce neydi?
Kahramanmaraş cazibe merkezi kapsamına girerse büyük göç alırız diye karşı çıkan o dönemin milletvekilleri Kahramanmaraş’ta ki nüfus değişiminden, hareketinden hiç bilgi sahibi olmuşlar mıydı?
Şimdi aynı şeyler Büyükşehir içinde yapılıyor.
Kahramanmaraş Büyükşehir olduğunda şehrin imar paylaşımı, rantı kontrol edilemeyecek. En az üç Belediye olacak. Bir belediye Başkanını seçtirmek ve kontrol etmek mümkün iken sayı üçe çıktığında bunun kontrolünün zor olduğunun farkındadırlar. Üç Kaymakam, Üç belediye Başkanı, Üç ilçe başkanı..v.s.
Tabii bu kadar sayıdaki insanı kontrol etmek, onları seçtirmek, şimdiki olduğu gibi Kahramanmaraş’ın her alanını dizayn etmek ve el altında tutmak çok çok zor olacak. Sorun buradan kaynaklanıyor.
Bu şehrin sahipliğini uhdesinde bulunduran, bu şehre istediğini iktidar partisinden belediye Başkanı seçtiren, birkaç milletvekilini kontrol eden, her tarafa kendi yakınlarını, akrabalarını yerleştiren ya da kendilerine çalışan insanları yerleştiren bu şehirdeki birkaç kişi buna müsaade eder mi?
Şehrin sahipliğini uhdesinde gören bu insanlar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanını hiç sevemediler. Çünkü Mehmet Balduk, bu şehirde statükoyu değil değişimi simgeliyor.
Bu şehrin gelişme sürecini çok iyi takip eden biri olarak şunu burada haykırmak istiyorum;
Bu gün için 12 Eylül’de yapılacak olan Referandum için HAYIR kampanyaları düzenleyen statükocu anlayışı milletimiz nasıl reddedecek ise Kahramanmaraşlı da sizi terke hazırlanıyor. Maskeleriniz düşüyor. Milleti artık bundan sonra kandırmanız çok zor olacak.
Bizlerde artık sizlere inanmıyoruz.
Bizlerde artık bu şehirde söz sahibi olmak, hakkımızı istemek ve aramak istiyoruz.
Bu statüko değişmelidir.
Bizler Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’dan çok şeyler beklemiştik. Sayın Başkan genç, dinamik, devrimci ve yenilikçi bir ruhu temsil ediyor demiştik.
1995 yılında tanıdığım Mustafa Poyraz’ın bu gün çok değiştiğini ve statükoculara mahkum olduğunu görüyorum.
Kahramanmaraş’ta bir makama oturanlar her zaman hep en iyi bilen olmuştur. En çok bildiğini öne sürünler en çok yanılanlar ve hata edenlerdir.
Ve bu şehirde birçok insan içinde özellikle; DİNLEME ÖZÜRLÜSÜ diyebiliriz.
Araştırmadan, soruşturmadan, olayları objektif bir biçimde değerlendirmeden hemen ya bir çamur atılır ya da bir yafta yapıştırılır.
Allah’tan korkmak gerek.
Allah’tan korkan ise iftira etmekten utanır ar eder.
Bu kendine faydacı, kendinden başkasının gölgesinden rahatsız olan egemen statükocu zihniyet Kahramanmaraş’ın Büyükşehir olmasını istemeyecektir.
Ama her şeye rağmen Kahramanmaraş değişiyor, Türkiye değişiyor.