Malum bu şehirde yaşayan her bireye şöyle bir soru soracak olsam;
-Yaşadığınız bu şehrin öncelikli sorunu nedir?
Sanırım her birey bu sorunun cevabını da farklı farklı verecektir. Ve bunun da böyle olması anormal değil normal bir olaydır.
Hepimizin yaşadığı birkaç gün önceki yağmur ve ardından meydana gelen SEL ve taşkın olaylarını mercek altına almak istiyorum.
İsterseniz o gece için benim hafızamda kalan fotoğrafına bakarak konuyu irdeleyeyim.
“Saat 21.00 suları, gök gürlüyor, şimşekler çakıyor, eşim ve iki çocuğum ile terasta, bir yandan toprak kokusunu ciğerimize çekerken, her gök gürlemesinde küçük kızımın annesine biraz daha sarılışına bakarken, kızımın “dudaklarının mırıltısını” dinliyorum. Diyor ki; “Allah’ım bize acı, Allah’ım bela verme” sokağımızdan neredeyse sel gidiyor, büyük kızım ikide bir sokağa bakıp geliyor. Ne oluyor diye sorduğumda ise; “-baba arabamıza bakıyorum, sel götürmesinde!”
Ailecek dua ederek, Allah’a yalvararak yağmuru seyrederken, birden elektrikler gitti.
Kesinti pek öyle uzun bir süre devam etmedi, eskiden olsaydı bu elektrik kesintisi birkaç saat demiyorum, sabaha kadar devam ederdi.
Şehrin bir çok yerinde elektrik alt yapısı yerin altına alındı. Aslında Belediye bu yatırımı sahiplenerek şehrin tamamının yer altına alınması için çaba göstermesi gerekmez mi?
Bu konuda Kahramanmaraş Belediyesinin statükocu davrandığını, bencil davrandığını düşünüyorum.
Şu aralar Doğal gaz işinde de Belediyemizin aynı yaklaşım içinde olduğunu düşünüyorum.
Asfalt parçalandığı gerekçesiyle millete rahat ve huzur vereceğine inandığım Elektrifikasyon, Telefon ve doğal gaz inşaatları konusunda Belediyemizin eksikliklerinin olduğunu iddia ediyorum.
Belediye bir planlama ile bu hizmetlerin tamamının yer altına alınması ve sonrasında da adam gibi üst yapıya yönelmesini arzu ediyorum.
Bir saat yağan yağmur sonrasında caddelerimizde ortaya çıkan manzaranın sorumlusu ben değilim.
Mazeret üreterek sorun çözülmez.
Ne yazık ki; son yıllarda Kahramanmaraş Belediyesinde özelikle alt yapı konusunda ciddi ihmallerin olduğunu gözlemliyoruz.
Size bana gelen bir e.maili paylaşarak konuyu devam ettirmek istiyorum.
“Konu : sel mağduru miraç apartmanı .
Mesaj : yunus emre mh. 15 sk.ta bulunan miraç apartmanımızın 14.10.2010 akşamı meydana gelen sel felaketinden alt iki dairesini basan su ve balçık yüzünden kullanılamaz hale gelmiştir. bahçe duvarları yıkılmış olup ana doğalgaz hattımız patlamıştır. yetkililerin gazı kesmeleri 45. dk sürmüş olup tüm apartman tahliye edilmiş iki saat şiddetli yağmurun altında sokakta kalmışlardır. gerekli yerlere dilekçe vermemiz telefonlar etmemize rağmen yetkilerden ilgilenen olmamıştır. mağduriyetimizin ve bundan sonra yaşayabileceğimiz mağduriyetlerin giderilmesi için görüntü ve yazılarınızla bizlere destek olmanızı rica ederiz. Miraç Apartmanı Sakinleri. Gönderilme Tarihi : 16.10.2010 “
Size böyle bir e.mail gelseydi, bununla ilgilenir miydiniz? Yoksa bana ne deyip, görmezden mi gelirdiniz?
Sizin ne yapacağınızı bilmiyorum amma, ben üzerime düşeni yapıyor, köşemde bu konuyu gündeme getiriyorum.
Sonrası mı; sonrası ise sorumluların işi.
GELELİM SADETE!...
Nacizane anlatmak istediğime biraz romantizm katarak örnekler vererek yazının sonuna yaklaştık gibi.
Gibi diyorum çünkü; “30 yıldır hep yazdık bunları ama ne sesimiz duyuldu, ne de dikkate alındı” Olsun yine de biz bıkıp usanmadan yazmaya devam edeceğiz.
Çünkü bu bizim görevimiz!...
Bu şehirde birinci sorun;
İçme suyu sorunuydu.
O çözüldü.
Şimdi çözülmesi gereken ikinci ve en önemli sorun; Şehrin alt yapı sorunudur.
Başta kapatılan dereler yeniden açılmalıdır. Açılan bu dere yataklarının her iki tarafında galeriler oluşturularak elektrik, su, kanal, ve diğer hizmetler bu galeri içine alınmalıdır.
Bunu yapmadan bu şehirde modern şehircilik anlayışını yerleştirmemiz mümkün değildir.
Dün trilyonlarca para harcanarak kapatılan derelerimizi bu gün açmak gibi bir zorunlulukla karşı karşıyayız.
Teşvikli şehirler içine Kahramanmaraş’da alındı. 2011- 2013 yılları arasında bu teşvik iyi bir planlama ile bu şehrin alt yapı sorununu bitirir. Yeter ki adam gibi proje hazırlanarak ilgililerin dikkatinin çekilmesi sağlansın.
Bu da olmazsa Kahramanmaraş daha çok uzun yıllar BÜYÜK BİR KÖY olarak kalmaya devam eder.
Ve bu KAFA ile de biz hiçbir zaman BÜYÜK ŞEHİR OLAMAYIZ!....