Zilhicce ayı mübarek aylardandın. Şu dakikalarda, hacı adaylarımız Arafat’a yolculuk yapıyorlar, akşama kadar intikal tamamlanacak ve Arafat’ta vakfeye duracaklar. Annelerinden doğmuş gibi tertemiz olacaklar. Rabbim bütün kardeşlerimiz haccını kabul eylesin. Çünkü kabul edilmiş haccın karşılığı cennettir… Gerçi iki yıldan beri ülkemizden az miktarda hacca gidiliyor ama olsun, bugün mübarek günlerdir bilinsin ve hatırlansın istedim. Bu vesile ile de bir çağrı yapalım. Arefe Günü oruç tutmak, gelecek bir yıl ile geçmiş bir yılın günahlarına kefaret olur diyen Efendimize de(sav) salat ve selam olsun.
Tabi ki hacılarımız Mekke’de vakfe sonrası, Mina’da şeytanı taşlayacak, bayram sabahı da Kurbanlarını kesecekler. Bizlerde onları taklit ederek, kendi şehrimizde bayram namazımızı kılıp, ardından kurbanlarımızı keseceğiz. Kurban, vacip olan bir ibadettir, Rab’bimizin ifadesi ile kurbanlarımızın kanı ve eti Allah’a(cc) ulaşmayacak, takvamız ulaşacaktır.
Takva, samimi olmaktır. Yani malımızla, canımızla, çocuklarımızla, eşimizle, silahlarımızla velhasıl her şeyimizle O’nun emirleri doğrultusunda bir hayat yaşayabilmektir. Kısacası Allah ne buyurmuş ise, başım üstüne deyip İsmail(as), Hacer(a.s) ve İbrahim(a.s) gibi olmaya çalışmaktır.
H.Z İSMAİL’E HAYRANIM
Onun hikâyesini çok duymuşunuzdur. Hz. İbrahim Rabbimize, bir oğlum olursa, sana kurban edeceğim demişti. Hacer annemizden, İsmail(as) doğmuş, biraz da büyümüş, rüya da kendisine verdiği söz hatırlatılınca, konuyu İsmail(as) aktarmış. O da: “Allah buyurmuş ise, canım kurban olsun O’nun yoluna!” diyerek tereddüt etmeden, kurban olmaya razı olmuştur.
Bugün kaç çocuk, İsmail(as) gibi tereddütsüz Allah yolunda canını seve seve verir? Sakın hiç yok demeyin; çünkü şu anda sınır boylarında ülkemiz için savaşta olan tüm Mehmetçiklerimiz, birer İsmail’dirler. Terörle mücadele eden yavrularımıza bu vesile ile dua edelim…
Peki Hacer annemiz, biricik yavrusunun kurban olmasına nasıl razı oldu? İnanın çok zor! İnsan bilerek yavrusunu kurban eder mi? Bir de şeytanın vesvesesini buna katın! Hacer(ra) annemiz de aynı şekilde çocuğunun kurban olmasına razı olmuştur.
Bir baba olarak, kendime sordum: “Hadi çocuğunu kurban et!” edebilir misin? Bu sorunun cevabını tereddüt etmeden vermek öyle kolay değil. Kendi elinle, kendi çocuğunu kurban etmek, bir düşünün isterseniz. İşte Rab’bimiz içine düşeceğimiz bu durumun zorluğunu bildiği için, kendi evladımızı kurban etmek yerine, bize bir koç kesin yeter, diyerek bizi affetmişlerdir.
Cenabı Allah, çok merhamet sahibidir, çok affedicidir, bugün milyonlarca hacıyı affedeceği gibi, inşallah bizleri de bağışlayacaktır. Arefe Günü’nün önemini daha önce yazmıştım. Bugün, bayram telaşı içinde, tatlı yapayım, evi temizleyeyim yerine, Allah’ı zikir edeyim demek gerek. Çünkü bugün af günü!
TRAFİK CANAVARINA KURBAN OLMA
Sonra yola çıkan kardeşlerim, bayram yapacağım diye kendini kurban etme, yani kendini trafik canavarına kurban etme!
Biraz daha dikkatle, otomobilimizi kullanalım, ne olur bir saat sonra varalım varacağımız yere.
Sonra fakirleri, yetimleri, yoksulları, geçmişlerimizi unutmayalım. Huzur evlerini ziyaret edelim…
Sonra şehitliklere gidip dua edelim, şehit ailelerini ziyaret edelim…
Bakınız geçen yıl bizimle bayram yapan dostlarımız vardı, bugün yoklar. Rahmeti Rahmana kavuştular, onların da acılarına ortak olalım, bayramda ziyaretlerde bulunalım. Evet, bayramı bayram gibi yapalım.
Hemen yanıbaşımızdaki komşularımızın dertleri ile dertlenelim, çocuklarımızın elinden tutup, bayramlaşmaya gidelim, hal hatır soralım…
Sonra hastanelerde yatan, hastalarımız vardır. Şifa dileyerek, bir çiçek ile onlara varalım, çok sevineceklerdir.
Bu duygularla, hepinizin bayramını kutlar, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Kalan sağlıcakla.