Güzel görmek istiyorum: Güzeli yazmak istiyorum, Maraş üstünde uçan turnaları, incir ağacındaki bülbülleri , çiçeklerde ki arıları yazmak istiyorum ama olmuyor, olmuyor.. Derler ya : Dert bir değil elvan elvan / Takatsiz kalmışım yayan / Bir derdime bin dert koyan, işte 0 6 şubat depremleri var ya !.. halen canımızı yakıyor..
Dostlar: Dedem öldü, edem öldü, babam çocukluğumda yoktu , anamı hatırlamam sen kimsin derseniz : " Benim adım dertli dolap, inlerim dönerek, bizim kaderimiz bu imiş çok söze ne gerek : Aslında şair söylemiş: " Biraz da bana gül kader / Yerden yere vurdun yeter / Bak tanınmaz hale geldim / Bitsin bunca elem keder," diyor ya ustamız.. işte öyle..
Derdimiz çok : Hangisini sayayım size !
Rapor veren Deprem borsasını mı ? , güçlendirme yapıyorum diyerek deprem zedeleri soyanı mı ? Demir direkle ayakta duran bina az hasarlı, çatlağı olmayan bina ise orta hasarlı.. soyguncular kapının önünde bekliyor ! soyun vatandaşı soyun, öyle ya ağamız yok !.. Hüseyin ağamızı da vurdular dostalar..
Halit Araboğlu dinliyorum : " Aman kar yağıyor benim ağam toza toza / Benim ağam gelir gene geze geze amanın / Benim ağamı vurmuşlar can veriyor / Ela gözlerini süze süze amanın ağam Hüseyin ağam !..Oy oy oy oy ağam benim ağam.. benim ağam ölme ağam ! ağıt yakanın çok olur ! yavrular boynu bükük kalır !..
Maraşlıyı diniyorum : " Uyansana bak sana neler oldu / Han evimiz harap oldu / Çoluk çocuk duvar dibinde kaldı / Amanın amanın amanın aman Hüseyin ağam sana neler oldu ? Baksana Maraş yıkıldı harap kaldı Hüseyin ağam !.. Maraş yıkıldı.. Adıyaman ,Hatay , Osmaniye yıkıldı.. Malatya yıkıldı Hüseyin ağam..
Suriye : Hamaya gittim.. oradaki su dolabının inlemesini dinledim. Yunus Emre Diyor ya : Benim adım dertli dolap/ suyum akar yalap yalap, Derdim vardır inilerim / Ben bu dağın ağacıyım / Ne tatlıyım ne acıyım / Ben Mevla'ya duacıyım / Derdim vardır inilerim, inlememle Mevla'ya dua ederim" diyor..
Şöyle su dolaplarına kulak verdim: Yunus Emre'nin söylediği gibi aslında inlemiyor dua ediyorlar..
Dağ başında : Rüzgara meydan okuyan ağaçlar kesilerek su dolabı yapılınca inlemeye başlamış.. kesen kim ? Kestiren kim ? mesele burada..! Yunus : " Dağda kestiler hezenim / Bozuldu türlü düzenim / Ben usanmaz bir ozanım / Derdim vardır inilerim ," diyor ya işte bizde usanmaz bir gazeteciyiz , yazarız.. ha bire Deprem zedelerin derdini yazıyoruz ama artık birileri rahatsız olmaya başladı..
Her şey güllük gülistanlık öyle olsun ne diyelim: Bu yazıyı okuyan gülmez, hicivle de olsa biz de söyleyeceğimizi söyleriz.. Biz biliriz ki : Bu fanide kimse kalmaz, onun için derdim var dostlar inlerim.. bir haftadır esen poyraz bunun şahididir.. bilirim..
Herkes bakan : Bende bakıyorum ama sadece bakıyorum ! mesele bakan değil gören gerek bize !
İyi günler...