Bir Milletin tarihi bilinmez ise, yaşamasına, ilerlemesine ve de gerekli olan sebeplerin varlığı ya da yokluğu o zaman nereden öğrenilecek? (Namık Kemal)
TASI TARAĞI TOPLAMAK DEYİMİ
Osmanlı İstanbul'unda elit kesimin gittiği meyhanelere "Gedikli" denirdi. Bunlar loncaya bağlı legal yerlerdi. Orta sınıfın müdavim olduğu illegal meyhaneler ise "Koltuklu" idi. 19. yüzyılın ortalarında sadece İstanbul’da 80 gedikli vardı. Koltuklularla birlikte sayının 1000 olduğu tahmin ediliyor. Alt gelir gruptakilerine hizmet eden seyyar meyhaneciler ise "Ayaklı" diye anılırdı. Sayıları 800'ü geçen ayaklılar, başlarında şerbetiye denen bir başlık ve omuzlarında peşkir ile gezinirlerdi. Bu onların tanınma alametleriydi. Bellerinde koyun bağırsağına doldurulmuş rakı ve kaftanlarının içinde ise kadehler bulunurdu. Bu kadehlere rakı tası anlamında "tas-ı arak" adı verilirdi. Zabıta baskını söz konusu olunca tas-ı arağını gizleyerek kaçmaları gerekiyordu. Bugün kullandığımız "tası tarağı toplamak" deyimindeki tarak, bildiğimiz saç tarağından değil rakı anlamındaki "arak" tan gelmektedir....
OSMANLI’DA KİMLER ASKERLİK YAPARDI VE ASKERLİK GÖREVİ KAÇ YIL YERİNE GETİRİLİRDİ?
1846 Kanunnamesinde askerliğin bütün Müslümanlara ”farz” belirtilmekle birlikte Osmanlı’da hiçbir zaman bütün Müslümanlar askerlik yapmadı. Osmanlı’da askerlik konusunda genelde bir eşitsizlik vardı. Örneğin, Anadolu’da fakir Türk çocukları önce 12, sonra 5-6 yıl askerlik yaparken Hicaz ve Yemen’dekiler 2 yıl, Trablusgarp ve Fizan’dakiler 1 yıl askerlik yapardı. Başkent İstanbul halkı (Galata, Eyüp ve Üsküdar’da yaşayanlar) askerlikten muaftı. İstanbul halkının sadece seferberlik döneminde – üstelik İstanbul’un içinde bir kışlada 6 ay askeri eğitimden geçirilmelerine karar verildi. Sisam ve Girit’te yaşayan Müslümanlar da askerlikten muaftı. Yalnızca Girit’teki Müslümanlar ada içinde sadece 6 ay askerlik yapıyordu. Suriye, Irak ve Doğu Anadolu’daki çok sayıda aşiret de fiilen askerlikten muaftı. Aşiretler Devlete asker vermeyi reddetmişti.
Osmanlı’da saray mensupları ve saray görevlileri, zenginler, soylular, tekke, tarikat şeyhleri, din adamları, medrese öğrencileri, Müslüman olmayanlar ve İstanbul halkı hep askerlikten muaftı. Balkan halkı, Arap coğrafyasında ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayanlar da zorunlu askerliğe sıcak bakmayınca askerlik görevi, fakir Anadolu delikanlılarının, Türk köylü çocuklarının omzuna yüklenmişti.
23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet ilan edildi. 1909’da Kanuni Esasi’de yapılan değişikliklerle padişahın yetkileri kısıtlandı. 1909’da yeni bir askere alma kanunu çıkarıldı. Bu kanunla İstanbul halkının; Galata, Eyüp, Üsküdar’da yaşayanların ve Müslüman olmayanların da askerlik yapmaları zorunlu hale getirildi. 1914 Mart’ında asker alma kanunu değiştirildi. Osmanlı hanedanı dışında, 18 yaşını dolduran her erkeğin askerlik yapmakla yükümlü olduğu belirtildi. Askerlik süresi ise 7 ile 25 yıl olarak belirlendi. Yanlış okumadınız 1. Dünya Savaşı yaklaşırken Osmanlı İmparatorluğu’nda askerlik süresi 7 – 25 yıl arasında değişiyordu. Gençliğinizin asker de geçtiğini düşünün. 1. Dünya Savaşı’nın çıkması sonrasında seferberlik ilan edildi ve 7 de 70 e uygun olan her erkek askere alındı.