“Tükürdüğünü yalamak.”Çok bilinen ve çok kullanılan bir deyim. “Sözünden dönmek, dediğini yapamamak” anlamlarında kullanılır. “Tükürdüğünü yalamak” olumsuzluk ifade eden bir deyimdir.
Aklı başındaki insanlar “Tükürdüğünü yalamazlar.”Çünkü bu insanlar; “çok düşünür ama az konuşurlar.” Aklı başında olanlar çok iyi bilirler ki bu ülkede; “ Büyük söz söylemek büyük lokma yemekten daha tehlikelidir.” Bu ülkenin insanları; “Söz gümüşse sükût altındır” denilerek büyütülmüştür.
Bu yüce toplum bu sebeplerden ötürü “yapamayacağı sözleri konuşanları ve de tükürdüğünü yalayanları” hiç mi hiç sevmez. Bu türlere inanmaz ve de güvenmez. Dershaneler konusunda konuşanlar keşke büyük konuşmasalardı. Devlet eliyle ve parasız olarak yapılan eğitim bu denli yerlerde sürünürken çok çok ucuz fiyatlarla eğitime katkı sağlamaya çalışan dershaneleri kapatmaya keşke kalkışmasalardı. Şimdi tükürdüklerini yalamak zorunda kalmazlardı.
HOLLANDALI BAYAN BAKAN
Suriye’deki kardeş kavgasında açıktan taraf olunca elimizde hangi silahlar var sorusuna cevap aramak geldi aklımıza. İran’dan veya Suriye’den atılacak füzelere karşı hangi silahlar var sorusu sorulmaya başlandı. Birde ne görelim bu konuda hiçbir savunmamızın olmadığı çıktı ortaya. O zaman korku ve panikle üyesi bulunduğumuz NATO’dan yardım istemek zorunda kalmıştık. İmdat çığlıklarımıza Amerika, Almanya ve de Hollanda olumlu cevap vererek birkaç yüz askerle birkaç “Patriot” füze bataryasını ülkemize yollamışlardı.
İşte bu ülkelerin Savunma Bakanları dün Kahramanmaraş’a gelerek askerlerini ziyaret ettiler. Birtakım incelemelerde bulundular. Gazi Kışlamıza konuşlandırılan Alman askerlerini ziyaret sırasında her iki konuk bakanın samimi tavırları töreni izleyenlere; “keşke bizim bürokratlarda bu denli sade yaşamasını öğrenseler” dedirtti.
Hollandalı bayan bakan denetim sırasında üşüyünce askerlerinden bir mont ister. Durumu fark eden Alman bakan sırtındaki montu çıkartarak hemen bayan meslektaşına giydirir. Birkaç dakika sonra askerler istenen montu bayan bakana ulaştırırlar. Sırtındaki Alman bakana ait olan montu çıkartan Hollandalı bayan bakan iki eliyle tuttuğu montu Alman bakana bizzat kendisi giydirir. Ülkemizde görülmesi mümkün olmayan bu görüntüler bir gün gelir inşallah bizim bürokratlar tarafından da sergilenir.
TÜRKİYE DİL EDEBİYAT DERNEĞİ
Dil bilincinin toplumda yerleşmesi ve gelişmesini sağlayacak faaliyetlerde bulunmak ve bu konuda çalışmalar yapmak amacıyla kurulan bir sürü dernek var. Bunlardan birisi de 2008 Yılında kurulan Türkiye Dil Edebiyat Derneği. Bu derneğin Kahramanmaraş Şubesi çok güzel ve anlamlı programlar düzenlemekte. Düzenlenen programlara Kahramanmaraş Belediyesi de destek vermekte. Her iki kurumu da kutlamamız gerekiyor. Her hafta farklı bir konuşmacı farklı bir konuda konferans veriyor. Konferans mekânı olarak Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi alt salonu seçilmiş. Programın devamı için “Edebiyat Dostlarının” bir araya gelmesi bile yeterli diye düşünmek gerek.
Türk Dil ve Edebiyat Derneği yayın organı olan Dil ve Edebiyat Dergisi tarafından hazırlanan
Şiir Yıllığı 2012 Dil ve Edebiyat dergisi ile birlikte satışa sunuldu. Sahip olunması gereken bir çalışma olmuş. Bu çalışmayı hala satın almayan edebiyat meraklısı varsa bence acele etmeli.
Şiir Yıllığı, 2012 yılında edebiyat dergilerinde yayımlanan şiirlerden yapılan derlemelerden oluşuyor. Eser; "Şiir Yıllığı 2012" ismiyle yayımlanmış. Zafer Acar tarafından hazırlanmış. Şiir yıllığı, Dil ve Edebiyat dergisinin ŞUBAT 2013 tarih ve 50. sayısı ile birlikte satış sunuldu. Yıllık, doğumunun 80’inci yılı anısına, düşünce hayatımızın önemli ismi, Yeniden Diriliş fikrinin mimarı, şair, üstad ve "ağabey" kuşağının "ağabeyi" Sezai Karakoç'a ithaf edildi. Bu titiz çalışmayı yapanlardan Allah razı olsun.