Dokunuş
Kıtıpiyosluk ta müseccel marka,
Hep takoz olmuştur işleyen çarka.
Demokrat geçinir, katmerlisinden;
El altından selam çakar monark’a.
A.S.D
Usandım vallahi şu sol güruh hakkında yazı yazmaktan ve sol içerikli başlık atmaktan! Eğer isteyerek yazıp çiziyorsam namerdim. Fakat neylersin ki adam müsveddeleri vira kaşınıyorlar. Gündemde kalmak için envai türlü ilkellik, bağnazlık, yobazlık ve ahlâksızlık koymayıp sergiliyorlar.
Malûm ülkemizde “Sol” deyince, basitlik ve yüzeysellik akla gelir; şarlatanlık akla gelir. Bunlar da kepazeliğin, iğrençliğin, omurgasızlığın bini bir para. Ruhsuzluk, köksüzlük, soytarılık, cibilliyetsizlik ne ararsan var! Zaten hayâsızlık diz boyu! Manevî havadan ve barışçıl ortamdan katiyetle hoşlanmazlar. Germek ve germektir tüm hünerleri. Ezcümle hastalıklı bir bünyeyle, sakat bir düşünceyle bataklıkta debelenip dururlar.
Sonuç itibariyle klik toplum klinik vak’a…
Ciddi olayları tavsatarak cıvıtmak bunların işi.
Cıvık ve moktan işleri mayalamak da…
Bir yandan yangına körükle,
Bir yandan ateşe barutla,
Bir yandan da; sözde karşı oldukları sermayenin hıyarına tuz alıp seğirtmek, yine bunların işi…
Tencere tabak şıngırtılarını, kabak tadı veren (!) garnitürlerini saymıyorum.
Acayip ve garaip yaratıklar neyse de… Ucube mi, desek acaba?
Bir zamanlar “Gâvur İzmir!” sözünü legaliteye uyarlamak ve kanıksatmak maksadıyla “Hepimiz Gâvur İzmirliyiz” sözüne tahvil etmeye uğraşmışlardı. Maksadın altındaki esas maksat ise, “Gâvurluk” terimini tavsatarak sıradanlaştırmak ve böylece kavramdaki sevimsizliği sempatikleştirme güdüsüne yönelikti.
Hrant’ın ölümüyle de Ermenilikleri depreşmişti hatırlarsanız!
Neydi sloganları? “Hepimiz Ermeni, hepimiz Hrant’ız!” Bu bir dışa vurumdu elbette. Genlerinde kemikleşen dokunun, uç verip sivrilmesiydi. Tıynetlerinin ve cibilliyetlerinin iktizasıydı nitekim. Beyinlerindeki ifrazatı kusmuşlar ve rahatlamışlardı.
Bir dalda iki kuş vuruyorlardı kendilerince. Birincisi gen haritalarını ortaya koymak, ikincisi de; Ermenileri ve ermeni diasporasının şahsında geçmişte yapılan katliamları masumlaştırmak… Daha da ötesi, Anadolu’da menhus “Ermeni Mezalimi”ni halkın belleğinden sıyırıp atmak ve bir bakıma mevcut Ermeni kelimesinden irkilmeyi önlemek…
Oysa aynı duyarlıkta, PKK’nın yıllarca hayatlarından koparttığı tazecik fidanlarımız al bayrağa sarılı tabutlarla taşınırlarken ve yüzlerce ocaklar söndürülürken nedense; “Hepimiz birer Mehmetçiğiz!” diye haykırmamışlardı.
Ve şimdide çapulculuk serenadı…
“Ne sağcıyız ne solcu, çapulcuyuz çapulcu.” Deklare etmelerine gerek yoktu aslında. Tabii ki çapulcuydular fıtratları mucibince. Tabii ki insanlığın ve “medeni insan” liyakati taşımanın uzağındaydılar. Kamuoyu bilmiyor mu vasıflarını? Bütün icraatları çapulculuk esasına dayanır! Yakmak, yıkmak, yağmalamak, örselemek ve öldürmek…
Yalnız iş bununla bitmiyor. Çapulculuğun başka işlevleri de söz konusu. En başta temas etmiştim yukarıda. Tavsatmak ve cıvıtmak diye.
Bellidir ki bazı kelime ve kavramlar, önemlidir halk literatüründe. Söyleniş biçimine göre ya çok sempati duyulur, ya da çok nefret hissi beslenir. Nefretlik kelime ve kavramlardan ise yılan çıyandan kaçınır gibi kaçınılır bilakis.
Ama maalesef tıynetsiz ve cibilliyetsiz sol güruh, o kelime ve kavramları basite indirgeyerek sahiplenir ki; tesiri kaybolsun halk derununda. Kutsal bilinenler, yitirsin isterler anlamlarını. Yani çapulculuğa soyunmaları tevekkeli değil; bilinçli bir terbiyesizlik ve inadına şarlatanlık ürünü…
Çapulculuğun dozajını sahiplenerek düşürüyorlar ki kullanımı artsın ve carileşsin, “mefhum-ı muhalif” statüsünde…
Yakında bir ihtimali olay peydahlayıp, sonra da savunma ve sahiplenme içgüdüsüyle imza sirküleri hazırlayarak; “Hepimiz ..neyiz, hepimiz…” nakaratı tuttururlarsa şaşırmayınız!
Çünkü ayıplı ve absürt işlerde biçilmiş kaftandır sol güruh. Tıpkı; “Bekâret ilkelliktir!” soysuzluğunu aşılamaya çalıştıkları gibi…
Hâsılı akıllarının yarısı uçkurlarında, yarısıysa kiradadır mütemadiyen.
Ahmak heriflerin…