Çikolata Reklamı Gibi!!

.

MHP'nin "Sol Zihniyet"le  "flört"ü, 1991 Genel Seçimleri sonrası Merhum Alparslan Türkeş'in HADEP'lileri de ilk kez meclise taşıyan SHP'nin de ortak olduğu SHP-DYP Hükümeti'nin güvenoyu yoklamasına "kabul" oyu vermesiyle başlar.

Belki de gün yüzüne çıkar!

Daha sonra partinin başına geçen Devlet Bahçeli, bu ilişkiyi bir adım daha ileriye taşıyarak  1999'da, "Sol Zihniyet"in meclisteki o zamanki tezahürü DSP ile hükümet ortaklığı kurar. ("DYP ve FAZİLET PARTİSİ dinlensin" diyen Bahçeli DSP ve ANAP'la birlikte “Anasol-M” Hükümeti'ni kurmuştur.)

2002 yılının ortalarından sonra Ak Parti siyaset sahnesine çıkar. Tarihin çöplüğünde yerini alan DSP'den bayrağı da tekrar CHP alır. Ak Parti'nin siyaset sahnesine çıkışı ve her seçimde oylarını artırarak yükselişi ve gitmeye pek niyetli görünmeyişi,  MHP-CHP ikilisine daha sıkı bir “yakınlaşma”yı zaruri kılar. Meclis aritmetiğinde birlikte hükümet kurma olasılıkları bir türlü çıkmadığı için "flört"le başlayan ilişki artarak ve bütün seçimlerde ve referandumlarda "gayri meşru" olarak devam eder.

***

2013 Yılı’na gelindiğinde, “Cemaat”le Ak Parti'nin yollarının ayrılmasından sonra MHP-CHP ikilisine bir destekte "Okyanus Ötesi"nden gelir. Her iki partiden de dün "Okyanus Ötesi"ne sallayanlar bu kez aynı yerden "medet" beklemeye başlarlar. (Tıpkı "dün feyiz alanlar"ın bu gün salladığı gibi!!)

30 Mart Yerel Seçimleri öncesi "Cemaat", adeta bu ikilinin "umut kapısı" haline gelir. Çünkü; Ak Parti'ye bir ders vermeyi kafasına koyan "Cemaat", bütün güçleriyle seferber olur. "Abiler", "Ablalar" ev ev, kapı kapı dolaşarak MHP'nin güçlü olduğu yerlerde CHP'lilerin MHP'ye; CHP'nin güçlü olduğu yerlerde MHP'lilerin CHP'ye oy vermeleri için çalışırlar. Tabi "Cemaat Medyası" da... Ama sonuç yine hüsran, yine hezimet!

****

Ve nihayet cumhurbaşkanlığı seçimleri...

Cemaatin de zorlamasıyla “gayri meşru”dan “meşru”ya dönen MHP-CHP ilişkisinden nur topu gibi bir "çatı adayı" çıktı.

Ekmeleddin İhsanoğlu...

Allah var, adam kaliteli, ama “ziyan” olup gidecek. Çünkü görünen köy kılavuz istemez. Ha, sloganı ve logosuda çok hoş! Çikolata reklamı gibi.

***

"İlişki" öteden beri süregeldiği için “taban” anlamında olmasa da “MHP Cenahı”nda bunun artık kanıksandığını İhsanoğlu'na gösterilen olumlu tepkiden anlıyoruz.

Hatta birçok MHP'li, bir kısım CHP'lilere gösterilen tepikleri bile savunma ihtiyacı duyuyorlar. Örneklendirecek olursak; Ramazan günü rakı içerek poz veren CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü savunmak da, yine ramazan günü deniz kenarında “birasını yudumlarken görüntülenen” CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'yi savunmak da MHP'lilere düşüyor. Bu gerçek anlamda vatanını seven ve “slogan milliyetçiliği” yapmayan "taban" için son derece üzücü bir durum.

***

Abdullah Gül'ün seçilme sürecinde “367 safsatası”na aldırmayarak meclise girme erdemliliğini gösteren MHP'nin aynı tavrı Sezer'in seçilme sürecinde göstermediğini biliyoruz. Hatırlarsanız, “cumhurbaşkanı adayı” olmak isteyen Sadi Somuncuoğlu yine kendi partilisi Cemal Enginyurt tarafından DSP'nin adayı Ahmet Necdet Sezer'e karşı çıktığı için tartaklanmıştı.

Şimdi bir kez daha kendi adayını çıkaramayan MHP, Devlet Bahçeli'nin geometri dehasıyla ortaya çıkan"çatı adayı"nda CHP ile birlikte karar kıldılar. Fakat bir kez daha hem "Cemaat"ın, hem MHP'nin, hem de CHP'nin "Ekmek için” pardon Cumhurbaşkanlığı için harcadıkları enerji boşa gidecek.

10 Ağustos sonrası kimin Cumhurbaşkanı olacağı belli. Peki hal böyleyken MHP'yi sonu olmayan böyle bir maceraya iten nedir?

Yazık değil mi Ülkücülere?

Ramazan’ınız mübarek olsun.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri