15 Eylül 2017 tarihinden itibaren üç ay Silopi’de kalan kısmını ise Cizre’de geçirdim.
18 Aralık 2017 tarihinde Cizre Menderes Orta Okulunda göreve başladım.
Kayıt esnasında geldiğimde kentte ilk dikkatimi çeken husus radikal güvenlik önlemleri oldu.
Olaylarının izleri, kentin maddi manevi suriyetine yansımış durumda.
İlçedeki bütün askeri araçlar zırhlı, güvenlik birimleri 24 saat tam teçhizatlı.
İlçeye giriş, çıkış ve birkaç önemli nokta olmak üzere belirli bölgelerde sürekli kimlik taraması yapılıyor.
Yaşam, zaman ilerledikçe normale dönüyor.
İlçede olaylar sonrası huzur ve refah hâkim.
Her yer şantiye halinde.
Yeni binalar, yeni mekanlar, yeni yollar, alt yapı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.
Merkezden çevreye yayılan bir yapılanma ve onarım hâkim olması hasebiyle mahalle halkı birtakım zorluklarla baş başa.
Biraz daha sabretmeleri elzem.
Sıfırdan bir onarıma gidilmesine rağmen çok hızlı bir gelişim sürecine tanık oluyoruz.
***
Henüz tanışma fırsatımız olmadı ama izlenimlerime göre Kayyum Faik ARICAN Bey bu radikal ve şaşırtıcı gelişim sürecinin baş mimarı.
Maddi olarak kente iz bırakmanın yanında, manevi olarak da Cizre halkının gönlünde yer edinmek samimi bir arzusu.
Olayların gerçekleştiği sokaklarda, mahallelerde adımlamak insanı derinliklere sürüklüyor.
Tarihi Hamidiye Kışlası ve Dicle nehri manzarası eşliğinde Ramazan ayı boyunca aralıksız bir ay devam eden sosyo-kültürel etkinlikler organize ediliyor.
Sayılı büyükşehirlerin yapabildiği bu tür etkinliklere, küllerinden yeniden doğan bir ilçede şahit olmak hayranlık verici.
Dicle nehri ilçenin adeta can damarı, kalbi, aldığı nefes…
İnsanlar yaşamaktan keyif alırcasına geç saatlere kadar sokakta.
Sanat Sokağının sakinleri orta yaş ve üstüyken, Dicle nehri kıyısı gençlerle dolu.
***
Karpuz çekirdeği milli çerez.
Şahsına münhasır limonataları milli içecek.
Toz, milli kirlilik.
Uluslararası sınır ticareti hat safhada.
Ülkenin genel problemi olan gelir adaletsizliği buraya da hâkim.
Yoksul ve zenginleri arasında muazzam bir uçurum var.
Batının birçok ili ve ilçesinden kat be kat gelişmiş bir ilçe.
Nüfus 150 bini aşmış durumda.
İlçede Doğan-Şahin-Toros vb marka görmek imkansız.
PASSAT 2018 model otomobiller bedava mı dağıtılıyor diye şüphe etmiyor değilim.
AUDİ, MERCEDESİ BMW vb. lüks araçlar her yerde.
****
Merkezde bir okulda görev yapıyorum.
İdari ve öğretmen kadrosu, genç ve dinamik.
Öğrencilerim, olayların yoğun yaşandığı Nur Mahallesinden.
Tebessümlerinde dahi bir travma saklı.
Kürtçe; evde, sokakta, okulda hayatın her alanında.
Türkçe sadece batına gelen memurlar tarafından konuşulması hasebiyle yabancı dil durumunda.
Yaşlı kuşak diye tabir edebileceğimiz çoğu veli Türkçe bilmiyor.
Yeni nesil Türkçeye ziyadesiyle hakim.
Kürtçe her ne kadar bölgenin ana dili olsa da yazı dili bağlamında gelişme gösterememesi hasebiyle uzun vadede unutulmaya yüz tutacak gibi.
Coğrafyamızın güzide zenginliklerinden olan Kürtçe sanırım çeşitli girişimlerle muhafaza edilmeli.
***
Ev kiraları; il olma söylentileri, güvenlik birimlerinin sayılarının arttırılması ve olaylar hasebiyle İzmir Kordon’la kıyaslanabilecek derecede yüksek.
Ev sahipleri çok vicdansız.
Esnaf güler yüzlü.
Halk çok sıcak, misafirperverlikleri harikulade.
***
Ve çocuklar….
Pırıl pırıl,
Ter temiz,
O kadar güzel yürekleri var ki.
Bir tebesssümleri dahi günün mutlu geçmesi ve mesleğe olan tutkuyu perçimlemesi için yeterli.
AB PİCTES Projesi kapsamında Suriyeli öğrencilerime Türkçe öğretirken de aynı his ve düşünceye kapılmıştım.
Dil, inanç, kimlik fark etmiyor.
Çocuk her yerde çocuk, yüreği, zihni tertemiz.
Toplum, aile, öğretmen hep birlikte kirletiyoruz onları.
İdeoloji, nefret, öfke, hırs yüklüyoruz.
Büyümeden düşmanlar edindiyoruz.
Yalvarırım, kirletmeyelim şu yavruları.
Bırakalım oldukları gibi kalsınlar
Tertemiz, bembeyaz bir pamuk gibi…