Anadolu coğrafyasının belki de insanlık tarihinin en haksız işgallerinden biriyle karşı karşıya kalmış olduğu bir zamanda, memleketin dört bir yanında, kahraman Anadolu halkının insanüstü bir gayret ve fedakarlığıyla başlattığı kurtuluş mücadelesi, destansı bir başarıyla sonuçlanmış ve bu başarı, 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet’le taçlandırılmıştır.
Gücünü milletimizin ortak iradesinden alan Cumhuriyetimiz, bugün de içte ve dışta küresel destekli terör örgütlerinin saldırıları karşısında sarsılmıyor.
Bu karanlık güçlere karşı Cumhuriyetimizin kazandırdığı değer, inanç ve kararlılıkla yürümeye devam eden aziz milletimiz, demokrasisinden, birlik ve beraberliğinden, bölünmez bütünlüğünden asla taviz vermeyecektir.
95. yıldönümünü gururla, kıvançla, coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet, bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin ve hepsinden önemlisi geleceğimizin teminatıdır.
Tam bağımsızlık ve ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyet rejimi, Atatürk’ün çağdaş, laik, demokratik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirme inancının temel dayanağıdır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin aslını oluşturan bu yeni yönetim biçimi, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusun olduğu ilkesinin ışığında gelişmesini sürdürerek, bugünkü düzeyine ulaşmıştır.
Türk ulusu, Cumhuriyet ile çağdaş olmanın haklı onurunu tatmış gelişen ve kalkınan bir dünya devleti olmanın kıvancına erişmiştir.
Atatürk ilke ve devrimleri ışığında büyüyen Cumhuriyet rejimi, her zaman geleceğin öncüsü olmuştur.
Aradan geçen 95 yılda, uygarlığın tüm olanaklarından yararlanan, özgür yurttaşlar olarak geleceğe güvenle bakabiliyorsak, bunu Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e ve onun kazanımlarına borçluyuz.
Bu nedenle, bilinmelidir ki; Lozan ile çizilmiş sınırların tartışmaya açılması, parlamenter demokrasiden vazgeçilip başkanlık sistemleri dayatmaları, laiklik olmasa da demokrasi olur aldatmacası ve baskı kurarak ve zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak rejimi değiştirmek için yapılan darbeler ve diktatörlük hevesleri hiçbir zaman sonuç vermeyecek beyhude çabalardır.
Çünkü; geriye dönüşe asla imkân vermeyecek devrimci değişimi 95 yıl önce Cumhuriyeti ilan ederek gerçekleştirmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşları olarak bizler, kendisini çağdaş dünya ile buluşturan, demokrasi ve özgürlük ortamı yaratan Cumhuriyeti korumaya ve sonsuza dek yaşatmaya kararlıyız.
Türk Milleti, tarih boyunca hürriyetine düşkün olarak yaşamış ve Kurtuluş Savaşı’nı da bu azimle kazanmış bir millettir.
Kurtuluş Savaşı, milletimizin var olma mücadelesidir. Cumhuriyet ise, yeniden dirilişin sembolüdür.
95. yılını kutladığımız Cumhuriyet, aziz Türk Milleti’nin her türlü imkansızlığına rağmen örnek vatan sevgisi, hürriyet ve istiklal aşkıyla gösterdiği kahramanlığın eseridir.
Cumhuriyet, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde olmaz denilenleri başardığımızın en büyük ispatıdır.
Bütün millet olarak el birliği ve gönül birliğiyle çalışmayı sürdürecek olursak, çok daha güçlü ve çok daha refah bir ülke haline gelmemizin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.
Farklı dil, inanç ve kültürleri bir arada yaşatan, gönüllerimizi kaynaştıran büyük bir adalet ve barış medeniyetinin mirasçıları olan bizler, kardeşçe birbirimizi kucaklayarak, birbirimize sımsıkı kenetlenerek aydınlık yarınlarımızı hep birlikte kuracağız.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını şükranla anıyoruz.
Cumhuriyet mirasını, gelecek nesillere, içinde yaşanılan yüzyılın sorunlarına cevap verecek şekilde geliştirerek ulaştırmalıyız.