Piyasa tık demiyor. Seçim bereketi yok. Her önüne gelen “yandım Allah!” diyor. Bizlerde aynen öyle; seçimde hiçbir sektör beklediği ciroyu yapamadı.
Evet… 11 gün sonra “ekonomik sıkıntılar altında” oy vermek için sandığa gideceğiz.
Bu ekonomik sorunların altında cebelleşen, adeta yok olma durumuna gelen orta direk, küçük esnafın oy seyri özellikle de iktidar partisi anlamında nasıl olacak?
Mesela; yaklaşık bir ay önceydi. Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ın Sanayiye, Tekke (Yusuflar) mahallesine gelemeyeceği ve gelirse çok büyük tepkilerin olacağı sağda solda konuşuldu.
Poyraz’ın Tekke proğramına ben katılamadım. Ama Mehmet Fiskeci, Mustafa Şirin gibi gazeteci arkadaşlarımız katıldılar, takip ettiler. Onlara sordum bir şeyler oldu mu diye?
Onlarda öyle çok önemli bir tepki ya da başka bir şey olmadı dediler.
Başkan Poyraz’ın Sanayi gezisine, sanayiye yapılan gezilerin en az dört tanesine katıldım.
Pek tepki görmedim. Esnaf gayet sakin bir şekilde karşıladı. Konuştular ve o şekilde de geziler devam etti.
Poyraz açık ve net söyledi; “Sanayi de biraz ihmalimiz söz konusu!” Bundan sonra daha çok ilgileneceğiz.
Ak Partinin mahalle mitinglerini takip ettim. MHP’nin de takip ettim. Her iki partiden olan arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Hava nasıl diye soruyoruz. İyi diyorlar. Kazanacağız diyorlar.
MHP camiası biz bir adım öndeyiz diyor. Ak Partililer ise en az 50 bin fark atarız diyorlar.
Seçmen ise “renk belli etmiyor!”
Aynen 1989 Yerel seçimlerinde gördüğüm manzaraya çok benziyor bu durum.
Yanlış anlaşılmasın.
O dönemde kalabalıklar Hacı Ali Özal’ın yanındaydı. Ne de olsa Anap iktidardı. Ve seçim sonucu Anap açısından tam bir felaketti.
Zira o dönemde “elleri kolları bağlanmış!” bir aday profili reklamları süslüyordu. İktidar tamsilcileri biz iktidarız, bize vermeseniz, kazanan adaylar böyle olur diyorlardı. Yani “aba altından değnek göstermek!” şimdi de iktidar temsilcisi kimi bakan ve vekiller bu enstrümanı kullanıyorlar, zaman zaman.
Yani aba altından değnek gösteriyorlar.
Buna benzer uygulamaları ve örnekleri Kahramanmaraş’ta henüz görmedim.
Seviyeli bir seçim süreci devam ediyor.
Seçim bu.
Kalabalıklara, mitinglere baktığımızda bu iş bitmiş diyoruz. Ama kazın ayağı öyle mi? Diye bir soru soracak olsak, tabi ki hayır diyeceğiz.
Önümüzde daha önce tekerrür eden olaylar var.
Siz bu yazılanları okurken ben Türkoğlu ilçemizde olacağım. O taraflarda hava nasıl, ona bakacağız.
Her şeye rağmen, seçimlerin sadece “yerel olduğunu” kabul etmeyen büyük bir çoğunluk var. Ve bu çoğunluğun adı “sessiz çoğunluk!”
Seçimi de bu her adaya hoş geldin diyen ama rengini belli etmeyen bu sessiz çoğunluk seçimin kaderini belirleyecek.
Ve bu sessiz çoğunluğun bana göre yüzdesi de % 50 gibi…
Bakalım.
Mevlam ne eyler, güzel eyler!...