Darbeci generallerin birer psikopat olduğu kesin. Muayene edildiğinde yüksek dozda psikopatik belirtiler görülecektir. Sosyal girişimlerde noksanlık, mensup olduğu milletle dost ve barışık olamama, kanun ve kurallardan kopukluk, kendine çizilen anayasal yasakları dikkate almamak, içinde yaşadığı toplum değerlerine önem vermemek, sevgi, şefkat gibi hislerden yoksunluk, bu belirtilerden bazılarıdır.
Üç şeyi çok sever ve isterler: Güç, itaat ve otorite. Güç ve darbe tutkularının arkasında hastalıklı otoriter kişilikleri ve aldıkları lâ-dinî / pozitivist eğitim vardır. Güç tutkusuyla travmatik davranışlar gösterir ve darbeye teşebbüs ederler. Gaddarlıkları narsist ruhlarındandır. Narsist, yâni kendi saldırgan ve câni ruhlarına hayrandırlar. Bu hasta güruhun sevdiği en güzel söz “emret komutanım” dır.
DARBECİLİK KÖTÜ BİR VİRÜSTÜR
İktidar hırsı darbeci generallerde kanserden daha beter bir hastalık. Devletin idaresine hâkim olmak genlerine işlemiş. Bu sebeptendir ki darbecilik bazı generallerin ruhunda yer etmiş bir virüstür. Bu virüs kanlarından çıkmadıkça her vakit darbe yapabilirler. Bu virüse yakalanan generallerdeki fiillerin en başında zorbalık ve iktidar tutkusu gelir.
Bu sebeptendir ki, Türkiye’nin kara yazgısıdır darbeci generaller. Hegemonyanın, despotizmin, din-i mübin-İslâm ve millet düşmanlığının adıdır? Gaddar ve vesâyetçi kafaya sahip küffar Batı “uygarlığı” eğitiminin ürünü olan bu güruh Batılılaşmanın ortaya çıkardığı bir tiptir.
Dünyanın her yerinde aynıdır darbeci generallerin ruhu. İblis’in ruhunda buluşurlar. Bu güruha göre iktidar ve ülke daima darbeci generallerin vesayetinde olmalı. Aldıkları Harp Sanatı Eğitimi pozitivist, lâdinî, yâni Müslüman millet değerlerinden uzak olduğu için darbeci ve nekrofil (ölüsevici) bir kişiliğe sahiptirler. Bundandır ki bu ruh ve karaktere sahip generaller bu ülkede darbe yapıyor ve kan döküyorlar.
DARBECİLER NEVROTİK DAVRANIŞLAR GÖSTERİRLER
Hükümranlık tutkusu yüzünden nevroz hastalığına yakalanırlar. Nevroz: Sinir ve ruh hastalığı demektir. Darbe yapamadıkları ve iktidarı ellerinde tutamadıkları zaman nevrotik davranışlar gösterirler. Teşebbüsleri akim kaldığında darbe sarasına tutulur, nöbetler gelmeye başlar ve psikiyatri kliniklerinde kriz çekerek ölürler.
Bu yüzden darbeci generallerin çoğunda görülen nörolojik rahatsızlıklar onların şu hâllerinden anlaşılır:
1-Ülkenin kendi vesâyetlerinde olduğu zamanlar neşeli bir kişilik sergilerler.
2-Çabuk sıkılırlar.
3-Duyguları ve düşünceleri derin değil, sathidir.
4-Ani karar verip uygulamaya koyarlar.
5-Kendi hatalarını kabul etmezler; sürekli olarak sivil toplum kuruluşlarını ve siyasetçileri suçlarlar.
6-Gayelerine ulaşmak için iç ve dış gizli servislerle çekinmeden diyalog kurarlar. Fetö, Devrimci Karargâh ve DHKP-C gibi cinayet örgütlerine bordrodan maaş öderler.
7-İtiyadî ve insiyakî olarak sık sık “ülkede irtica hortluyor paranoyasına tutulurlar.
Sözün özü; darbeci generaller âlim ve ârif zatlar gibi milleti millet yapan, insanımızı inşa eden bir zümre değildirler. Altmış yıldır altı darbeden anlaşıldığı üzere darbeci generallerin kötü ruhunu bu ülkeden kovmak gerek. Allah, darbeci generalleri ıslah etsin. Darbeci generallerle ilgili temennimiz şu olabilir: Hulûs-ı kalple “daima Allah’a hamd eder, Hakk’a tapan milletimize şükran duyarız” dedikleri gün bu hastalıklardan kurtulur ve felah bulabilirler.(ilbeyali@hotmail.com)