“Bir milleti yok etmek isterseniz, askeri istilaya lüzum yoktur.
Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını soysuzlaştırmak kafidir." Peyami Safa
Temmuz ayının ilk günü takvimimize “DENİZCİLİK ve KAPOTAJ BAYRAMI” olarak girmiştir. Günümüzde “Kabotaj” dediğinizde pek çok kişi bir tepki vermeyebilir. Özellikle yeni kuşaklar bunu pek bilmezler. Bu durumda en iyisi ne anlama geldiğini yazının başında açıklamak.
Kabotaj: Kelime anlamı, belirli bölgede ki deniz ulaşımıdır. Bir devletin, bir limandan alınan yük ve yolcuların, aynı devletin diğer bir limanına deniz yoluyla nakledilmesi anlamına gelir. Denizlerde yurt içi deniz nakliyatı yapmak o ülkenin vatandaşlarına verilmiş bir haktır. Buna “kapotaj” hakkı denilmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında kendi topraklarımızda ve denizlerimizde yabancılara verilen imtiyazlar(kapitülasyonlar) 1923 Lozan Antlaşmasının 28.ci maddesiyle kaldırılmıştır. O güne kadar kendi denizlerimizde ki ulaşım ve yük taşıma hakları yabancıların ellerindeydi. LOZAN ANTLAŞMASI sayesinde bu haklar (kabotaj hakkı) kendi sancağımıza yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne verilmiştir.
Bu konuda büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK’e her zaman minnet duymalıyız. Söz konusu ticaret sözleşmesi ile elde edilen kabotaj hakkı, 815 sayılı KABOTAJ KANUNU ile tespit edilmiş ve kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.1926 tarihinin yıldönümleri “DENİZCİLİK BAYRAMI” kabul edilmiştir.
Bir ülkenin egemenliğiyle ilgili bu denli bir öneme sahip olan DENİZCİLİK ve KABOTAJ BAYRAMI ne yazık ki hak ettiği ilgiyle kutlanmamaktadır. Dahası ilgili resmi kurumlar dışında neredeyse unutulup gitti diyebiliriz. O kurumlar da birkaç kısa kutlama mesajıyla geçiştirirler bu önemli bayramı.
Oysa eski yıllarda böyle miydi? Altmışlı ve yetmişli yıllarda, özellikle sahil ve liman şehirlerimizde diğer milli bayramlarımız gibi büyük coşku ile kutlanırdı. Deniz Kuvvetleri bütün gemileri ile liman şehirlerimizde gövde gösterisi yaparlardı. Ayrıca spor kulüpleri denizcilikle ilgili yarışmalar ve eğlenceler düzenler, halk coşku ile bu şenliklere katılır ve yeni neslin tarih şuurunu canlı tutulabilmesi için, okullarda da bu bayramın özü geniş şekilde öğrencilere anlatılır ve etkinlikler yapılırdı. Şimdi ise ….Gazetelerin haber köşelerinde alt manşetlerden sayfa dolsun dercesine haberleri yazılıyor. Yazık yazık ülkeme ve yurdumun insanlarına. Çünkü geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz.
Sonuç olarak şunu söylüyorum: “Kurtuluş Savaşı sonrası denizlerdeki hâkimiyetimizin tasdiki niteliğindeki Kabotaj Kanunu, 01 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe girerek denizlerimizde yabancı ülkeler tarafından kullanılan imkân ve zenginliklerimizin ülkemiz tarafından kullanılması sağlanmış, bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte yabancı devletlerin denizlerimizdeki ticari hakimiyeti son bulmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle Kabotaj Bayramınız Kutlu Olsun. Teşekkürler Atam..”