Deprem Bölgesinde Huzur Kalmadı!

.

Bugün Size deprem hikayeleri anlatacağım.. Aslında biz deprem zedeyiz , Malatya, Adıyaman, Hatay, Osmaniye, Aslında bir birimizden farkımız yok hepimiz aynıyız, çaresizlik içinde kıvranıyoruz.. Kısaca Deprem bölgesi sakinlerinin huzuru kalmadı.. hele de orta hasar verilen bina sakinlerinin..

450 bin kişi Maraş’tan dışarı göç etmiş , kimi yaslı , kimi öfkeli siyasilere soruyorum cevap yok : Deprem Zedeler diyor ki , Bilseniz uzaklarda kimler ağlıyor, onların göz yaşını bir göre bilseniz..! gurbet elde kimler ölüyor.. onları bir göre bilseniz, huzurumuz kalmadı bu fani dünyada diyerek isyan ediyorlar..

Aile dağılmış: Bin parça , gözü yaşlı anneler, babalar , yavrularım dönün gelin diyorlar: ” Gelemem sevdiğim- annem babam felek koymuyor, Orta hasarlı, ağır hasarlı raporu verip gidenler bizi parçaladılar gelem diyorlar.. sağlam binaların yıkılışını görünce kalp krizinden ölüyorlar.. hikayesi bir değil binlerce , dört ilimizde ölen ölene..

Dört şehrin insanı kimi orta hasarlı evinde kimi gurbette tek söyledikleri söz : Gurbet eller bana bir mesken oldu, diyen Kahramanmaraşlılar , Malatyalılar, Adıyamanlılar, Hataylılar hep bir ağızdan sağlam binalara orta hasar ve ağır hasar verenleri Allah’a havale ediyor, konuya sahip çıkmayan siyasi ve yöneticilerimizde Allah havale ediyorlar.. isyanları diz boyu.. her gün beddua ediyorlar..

Eşi , çocukları deprem de ölmüş, evi iş yeri yıkılmış, kısaca artık bu dünyada Huzurum kalmamış kardeşlerimizin feryadını duyan var mı ? cenazesine mi ? ağlasın ! yoksa ilgisizliğimi ? , bu şehirlerin sahibi yok halk ölüyor , imkan bulan kaçıp batıya gidiyor yazık değil mi ?

Ölüm var ! fani dünyada ölüm var , galiba ölüm kurtuluş, Deprem zedelerin üzerine yapışan : Performans, Proje, Zemin etüttü, tasarım gözetmen parası güçlendirme parası , kısaca sağlam evini yık bu şehirden çek git.. diyenlerin önümüze serdikleri Devletin kuralları : ölümü gösterip kansere razı etme diyorlar oysa : Yapıştı canıma malıma bir kara yönetmelik , ölmekten beter olduk.. her gün ağlıyoruz.. sesimizi duyan yok , şehri bu hale getirenleri Allah havale ediyoruz , Allah nasıl bilirse öyle eylesin..

6 Şubat Depremleri öldürdükleri kurtuldu geriye kalanı ise hükümet koyduğu kurallarla ölecekler , ölüm kurtuluştur.. öyle yada böyle öldürecek yazık : Bin bir türlü engeller bizi çürütecek mi ?, öldürecek mi ? belemiyorum..! sahipsiz şehirlerimiz yazık yazık diyorum.. Şehirle ilgilenmeyen siyasilere yuh yuh olsun..

Devlet bizi : Bir gün ağlatmayıp güldürecek mi ? , öldürecek mi ? onu da bilemiyorum ama bildiğim tek şey var ki , Deprem zedeyi soyan soysuzlar, onlara fırsat veren siyasiler, kamu yöneticileri bu milleti öldüreceği kesindir. ne diyelim elimizden bir şey gelmiyor Allah diyorum..

Kaçıp gidenler kurtulurdum mu ? sanıyorsunuz ? bir kısmı cezaevinde, bir kısmı gittikleri illerin bodurum katlarında nem ve pislik içinde ölecek, ölmeyen kanser olup gelecek.. Şu gurbet ellerde öldürecek mi derseniz evet deprem zedelerin çoğu köyünü görmeden ölüp gidecek..

Başkasını bilmem benim : Huzurum kalmadı yalan dünyada, duyarsız siyasileri, kamu yöneticilerini, seçtiklerimizi ve atanmışları görünce çıldırıyorum.. bu şehir gözümde kalmadı..

6 Şubat Depremleri sonrasında bizi bu hale getirenleri, dağ başlarına toki konutu yaptıranları, halkı soyduranları Allah havale ediyorum..

Deprem bölesini soyan hırsızları Allah havale ediyorum.. gözünü halkın cebine dikenlere Allah vicdan versin, halkı öldürmek için düzenleme, yönetmelik, kanun, çıkaranları Allah nasıl bilirse öyle eylesin diyorum.. dört ilin deprem zedeleri ölüyor , bizi bu hallere sokanları Allah nasıl bilirse öyle eylesin ..

İyi günler

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri