Van depremi sonrasında hükümet, deprem riski taşıyan şehirleri mercek altına alarak öncelik sıralaması yaptı. Ne var ki, bu öncelikli kentler sıralamasında Kahramanmaraş’ın ismi yer almadı.
Şehirde gazetecilerin bu konuyu gündeme almaları üzerine, Milletvekili Sıtkı Güvenç bir açıklama yapmıştı.
Güvenç açıklamasında “ Bakanla görüştüğünü ve Kahramanmaraş’ında alınacağını söylemişti”
Bu konuda şehir merkezinde yayımlanan MANŞET Gazetesi konuyu gündemine almıştı. Ve şöyle bir haber yaparak kamuoyunun dikkatini çekmek istemişti.
“Tarihi belirsizlik sürüyor
Birinci derece deprem bölgesinde bulunan Kahramanmaraş’ın ‘Kentsel Dönüşüm ve Bina Kimliği’ uygulamalarına dahil edilmesi için yoğun çalışma yapılıyor. 2011 Kasım ayında bakanlar kurulunda görüşüldükten sonra yapılan yasa çalışmalarına Kahramanmaraş’ın dahil edilmesi gerekiyor.
Bilim adamlarının yıkıcı deprem bekledikleri Kahramanmaraş’ta halk büyük bir gerginlik içerisinde hükümetin uygulamaya koyacağı ‘Kentsel Dönüşüm ve Bina Kimliği’ uygulamasının içerisine girip girmeyeceğini bekliyor.
Van Erciş depremi sonrası hükümetin başlattığı kentsel dönüşüm ve bina kimliği uygulamasında adı geçen iller arasında yer almayan Kahramanmaraş bu duruma tepkili. Kahramanmaraş’ın depremselliğiyle ilgili açıklamalar yapan bilim adamları, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’nın üzerinde bulunduğu bölümde 500 yıllık bir suskunluk dolayısıyla bölgede belirli bir enerji birikiminin söz konusu olduğunu belirtiyor. Bilim adamları burada yaşanabilecek olası bir enerji boşaltımı neticesinde yaşanabilecek herhangi bir depreme karşı hazırlıklı olmanın gerektiğinin de altını çiziyor.
Bilimsel araştırmalara göre; Adıyaman, Elazığ ve Kahramanmaraş’ın bulunduğu bölgede son 500 yıldır bir stres birikimi var. Bölgede oldukça rahat bir 5 asır geçmiş. Dolayısıyla bu bölgede yıkıcı bir deprem olasılığı yüksek. 1544’lü yıllarda bu bölgeyi de kapsayan şiddetli bir deprem tarihsel verilerde yer alırken bu büyük depremin kaynağı ise Ziytun (Zeytinli kaplıcaları) olarak belirtilmekte. Diğer bir kaynakta ise 1513 yılında yaşanan çok büyük bir depremde Doğu Anadolu Bölgesi, Kahramanmaraş, Adıyaman, Harran, Elbistan ile birlikte Kahire’nin de etkilendiği görülmekte.
Doğu Anadolu Fay Hattı bilim adamları için deprem üreten önemli bir fay olarak kabul ediliyor. Hazar Gölü, Elazığ-Palu ve Türkoğlu arasında yer alan küçük fay hatlarında tarihsel süreçte derin bir sessizlik mevcut. Aletsel olarak bir hareketlilik olmamasını sismik boşluk olarak tanımlayan bilim adamları elde olan verilere göre potansiyel bir deprem beklentisi taşıyor. Durum böyle olunca Kahramanmaraş’ta kamuoyunun birleştiği tek bir nokta var oda: Kahramanmaraş’ın mutlaka Kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde depremde öncelikli iller arasında yer alması gerektiğidir. 1999 yılında çıkartılan deprem yönetmeliği ile binaların yapımının denetim altına alındığı düşünülürse birinci derece deprem bölgesinde bulunan Kahramanmaraş’ta 99 yılından önce yapılmış yapıların olası bir deprem sonrası oluşturacağı korkunç görüntü herkes tarafından tahmin edilebiliyor. Kahramanmaraş İnşaat ve Mühendisler Odasının Kahramanmaraş Valiliği ile 2008 yılında yaptığı çalışma neticesinde şehir merkezindeki 60 bin binanın yıkılacağını ve 85 bin civarında insanın öleceği raporlanmıştı.
Kentsel dönüşüm ve bina kimliği uygulamasında ismi hala netlik kazanmayan Kahramanmaraş’ta idari ve yerel yönetiminden, milletvekillerine kadar herkes bu duruma yoğunlaşmış durumda. Kasım ayında bakanlar kurulunda ele alınan yasa taslağı TBMM genel kuruluna gelmeden önce Kahramanmaraş ismini taslağa yazdırmak durumunda. Aksi takdirde Alüvyon zemin üzerinde kurulan ve deprem yönetmeliğinden önce kentleşme olan Bağlarbaşı-Dulkadiroğlu, Namık Kemal Mahalleleri ile çarpık yapılaşmanın olduğu Tekke olarak bilinen bölgenin yer aldığı birinci derece deprem kuşağındaki Kahramanmaraş olası bir depremle onarılması zor yıkımlar ve acılar yaşayacak.
Bilim adamlarının ‘her an deprem olabilir’ açıklamalarına rağmen, Kahramanmaraş Valiliği ve Belediye Başkanlığı dışında bir adım atılmış değil. Bu duruma tepki gösteren vatandaşlar ise belirsizliğin bir an önce giderilmesini isterken son 4 seçimdir büyük destek verdikleri Ak Parti hükümetinin ve her fırsatta Kahramanmaraş’a duyduğu muhabbeti dile getiren Başbakan Erdoğan’ın Kahramanmaraş’ı bu yasa kapsamına alacağı umudunu halen taşıyor.
Kentsel Dönüşüm Yasası neler getirecek?
Van depremi sonrası tamamlanan Kentsel Dönüşüm Yasası taslağıyla tüm binalarda ‘Depreme Mukavemetli’ ifadesi taşıyan kimlik zorunluluğu getiriliyor. Yasa kapsamında tüm binalardan beton örneği alınarak basınç testi uygulanacak. Binanın zemin ve temel kalınlığı, kolon- kiriş demirlerinde oksitlenme olup olmadığı incelenecek ve depreme mukavemet raporu hazırlanacak. Depreme dayanıklılık sınavından geçen yapı, sertifikalı bina kimliğini alacak. ‘Bina Kimliği’ uygulaması öncelikli olarak birinci derece deprem bölgesindeki 11 ilde hayata geçirilecek. Bu iller; İstanbul, İzmir, Kocaeli, Denizli, Kütahya, Afyon, Van, Erzincan, Sakarya, Yalova, Düzce. Van depreminin ardından hazırlanan kentsel dönüşüm ile ilgili yasa taslağı birinci derece deprem riski bulunan 11 il öncelikli olmak üzere Türkiye’deki tüm binalara ‘Kimlik Kartı’ bulunması zorunluluğu getirecek. Kentsel Dönüşüm Yasa Taslağı kapsamında, deprem bölgelerindeki binaların kimliği bulunacak. Kimlikte, binaların yapım yılı, hiç güçlendirme yapılıp yapılmadığı, yapılmadı ise buna gerek olup olmadığı, olası bir depreme dayanıklılığına kadar tüm bilgiler yer alacak. Bu kimlikler aynı zamanda ‘ deprem kontrol sertifikası’ olacak. ‘Depreme mukavemet gösterir’ ifadesinin kimlikte yer alabilmesi için binalar teknik ve bilimsel bir dizi işlemden geçirilecek, adeta binaların röntgeni çekilecek. Binalardan beton örnekleri alınacak, beton basınç testi uygulanacak, zemin ve temel kalınlığı, kolon ve kiriş demirlerinde oksitlenme olup olmadığı incelenecek. Tüm bu incelemeler sonrasında binanın ‘depreme mukavemet raporu’ hazırlanacak” denilmekteydi.
Bu konuda ne yapılıyor? Ne yapılmıyor hiçbir bilgimiz ve haberimiz olmuyor. Bizlerin bilgisi olmadığına göre, kimin bilgisi var?
Beyler bu konu ile ilgili ne yaptığınızı bir anlatsanız iyi olacak hani?
*************** ************ ***********
OTOPARK İHALE EDİLMEYECEK Mİ?
26 Ocak 2012 tarihli Kahramanmaraş’ta Bugün gazetesinde “özel idare binası kapalı otoparkı ihale edilecek mi?” başlığı altında ki haber dikkatimi çekti. Okudum. Şaşırdım. Hem de çok şaşırdım.
Zira haberde İl Genel Meclis üyelerinin otomobillerinin park sorunu yaşandığı için otopark ihale edilmeyecekmiş…
Ayda 5 gün 40 civarında araç için burası ihale edilmeyecek ise, ben buna isyan ederim.
Yok İl Özel idaresinde görevli memur ve oraya gelen vatandaşların araçları için bu uygulama yapılacak ise de, bu karara saygı gösteririm.
Birileri çıkıp bu konuda açıklama yapmalı.
************* ************** ****************
Sevginin Dilini konuşmalıyız!...
İnsanlık bir yol ayrımında, vahşi kapitalizmin bütün dünyayı tehdit ettiği günümüzde, bireyler kişisel hak ve özgürlüklerini talep ederlerken, talep edilen özgürlüğün bir başka bireyin özgürlüğünü de ihlal etmemeli.
Bu konuda en güzel kaynak, bizim kitabımızdır.
Bütün insanlığa gönderilen bu yüce kitapta, bireysel hak ve özgürlükler, iletişim kanalları, karşılıklı hukuk, hak ve diğer yaşama koşulları o kadar ayrıntılı yazılmış ki.
Ama her şeyden önemlisi de sevginin dili oluşudur.
İnsanlar günlük yaşamlarında, ticaret ve alışverişlerinde bu dili konuşma bir alışsalar, çalışsalar, sanırım evren daha huzurlu, barış ve refah dolardı.
Bizler, birer bağımsız insanlar olarak, kendi aramızda bu dili konuşacak olsak, sokak, mahalle, şehir, ülke ve dünya şeklinde artacağını düşünüyorum.
Ve bunu kendi yaşamımızda uygulayalım.
Sevgiyle kalın, sevgilinin sevgisine mazhar olunuz…